Adana Numune Hastanesinde 5 mart 2010 ve 14 Şubat 2011 tarihlerinde yapılan operasyonlarda tutuklandıktan sonra serbest bırakılan dönemin başhekimi ve başhekim yardımcısı ile toplam 5 kişinin yargılandığı davada halen karar çıkmadığı gibi yapılan operasyona konu paraların akibeti belirsizliğini koruyor?
Ayrıca, bu paraların hangi kaynaktan ne şekilde aktarıldığı sırrı da esrarını korumaya devam ediyor.
İddialar Muhtelif:
Sağlık Bakanlığında hangi tarikatın etkin şekilde rol üstlendiği yaygın şekilde konuşuluyor.
Adana Numune Hastanesinin Başhekimini kimin atadığı? Bazı odakların hangi istihbarat örgütünün güdümünde olduğu ve Türkiye'deki faaliyetlerini finanse ettiğine dair soru işaretleri kafa karıştırmaya devam ediyor.
Cemaat ve tarikat iddiaları arasında başlayan köşe kapmaca ile aysbergin ucunun ortaya çıkması, herkesin yerine oturması arasında çok uzun zaman geçmedi. CIA, MOSSAD, MI6, BND,FSB'nin etkisi altında kaldığı öne sürülen oluşumlar, karşılıklı destekler ile ayakta duran kişiler, korunan makamların Türkiyenin normalleşmesi sürecinde nasıl bir hale bürüneceği merak konusu...
Yolsuzluk miktarının ne kadarının mahkeme dosyasına yansıdığı hususu ise (bazı kaynaklara göre; 80, mahkemeye yansıyan ise 8 milyon TL.)
Bu iddiaların halen günyüzüne çıkmadığı belirtiliyor.
Sağlık Bakanlığı bu davalara ilişkin ne gibi idari soruşturmalar yapmıştır? Kimler ceza almıştır? Kimler hangi gereçe ile cezalardan muaf tutulmuştur? Kime 'sus' payı şeklinde makam ve makamlar verilmiştir?
Sağlık Müdürlüğünde çalışan sıradan insanlar iken bir anda 'meşhur' olan şahısların Sağlık Bakanlığının teşkilat yapısının değişmesi ile oluşan Kamu Hastaneleri Birliğine 'özel kadro' ile sözleşmeli olarak atanmışlar mıdır?
Adana İl Sağlık Müdürlüğünde ihaleleri organize eden bir grup olduğu iddia edilmektedir. Bu grubun Türkiye'nin sayılı büyük kamu hastanelerinden hangisine ataması yapıldığı ve burada para akışını organize etmeye devam ettiği şeklinde ciddi iddalar vardır.
Bu ekibin halen hangi gücün desteği ile yerinde kaldığı,
Hangi siyasilerin bu şahısların arkasında durduğu ve ne şekilde nemalandıkları hususu kamuoyunda merak konusu olmaya devam etmektedir.
Cemaat, Paralel Yapı, Ergenekon gibi populist isimler altında tezgahlanan oyunlarla istihbarat örgütlerinin cirit attığı, finansmanını da yine Türkiye'deki bazı kurumlardan finanse ettiği iddiaları ile çalkalanan bu günlerde ülkemizin ayakta kalması Allahın takdiri ilahisinden başka bir şey değil demek ki...
Türkiyemin, güzel ülkemin gelişmesi YALAKALIK YERİNE, LİYAKAT ve SADAKAT ilkesinin kurumsallaşması ile mümkün olabilecektir.
Ayrıca, bu paraların hangi kaynaktan ne şekilde aktarıldığı sırrı da esrarını korumaya devam ediyor.
İddialar Muhtelif:
Sağlık Bakanlığında hangi tarikatın etkin şekilde rol üstlendiği yaygın şekilde konuşuluyor.
Adana Numune Hastanesinin Başhekimini kimin atadığı? Bazı odakların hangi istihbarat örgütünün güdümünde olduğu ve Türkiye'deki faaliyetlerini finanse ettiğine dair soru işaretleri kafa karıştırmaya devam ediyor.
Cemaat ve tarikat iddiaları arasında başlayan köşe kapmaca ile aysbergin ucunun ortaya çıkması, herkesin yerine oturması arasında çok uzun zaman geçmedi. CIA, MOSSAD, MI6, BND,FSB'nin etkisi altında kaldığı öne sürülen oluşumlar, karşılıklı destekler ile ayakta duran kişiler, korunan makamların Türkiyenin normalleşmesi sürecinde nasıl bir hale bürüneceği merak konusu...
Yolsuzluk miktarının ne kadarının mahkeme dosyasına yansıdığı hususu ise (bazı kaynaklara göre; 80, mahkemeye yansıyan ise 8 milyon TL.)
Bu iddiaların halen günyüzüne çıkmadığı belirtiliyor.
Sağlık Bakanlığı bu davalara ilişkin ne gibi idari soruşturmalar yapmıştır? Kimler ceza almıştır? Kimler hangi gereçe ile cezalardan muaf tutulmuştur? Kime 'sus' payı şeklinde makam ve makamlar verilmiştir?
Sağlık Müdürlüğünde çalışan sıradan insanlar iken bir anda 'meşhur' olan şahısların Sağlık Bakanlığının teşkilat yapısının değişmesi ile oluşan Kamu Hastaneleri Birliğine 'özel kadro' ile sözleşmeli olarak atanmışlar mıdır?
Adana İl Sağlık Müdürlüğünde ihaleleri organize eden bir grup olduğu iddia edilmektedir. Bu grubun Türkiye'nin sayılı büyük kamu hastanelerinden hangisine ataması yapıldığı ve burada para akışını organize etmeye devam ettiği şeklinde ciddi iddalar vardır.
Bu ekibin halen hangi gücün desteği ile yerinde kaldığı,
Hangi siyasilerin bu şahısların arkasında durduğu ve ne şekilde nemalandıkları hususu kamuoyunda merak konusu olmaya devam etmektedir.
Cemaat, Paralel Yapı, Ergenekon gibi populist isimler altında tezgahlanan oyunlarla istihbarat örgütlerinin cirit attığı, finansmanını da yine Türkiye'deki bazı kurumlardan finanse ettiği iddiaları ile çalkalanan bu günlerde ülkemizin ayakta kalması Allahın takdiri ilahisinden başka bir şey değil demek ki...
Türkiyemin, güzel ülkemin gelişmesi YALAKALIK YERİNE, LİYAKAT ve SADAKAT ilkesinin kurumsallaşması ile mümkün olabilecektir.




































