Sevincin, üzüntünün, coşkunun… duyguların en yoğun yaşandığı şehir Adana. Burada insanlar arafta değillerdir. Hayatı yüreklerinde hissederek yaşarlar.
Bu topraklardan acılarla yoğrulmuş, toprak olmuş, taş olmuş, gardaş olmuş, bu milletin duygularına tercüman olmuş bir sanatçı, Ferdi TAYFUR. Adana’ya gelene kadar bu kadar sevildiğini bilmezdim. Tüm Türkiye seviyor, eşim ve ailesi dahil bu şehrin ona olan hayranlığı sevginin ötesinde.
Sizlere onu anlatmayacağım, anlatmaya gerek yok zaten herkes yazdı, konuştu, istatistik çıkardı. Neden çok sevildiğini eşimden dinlediğim dedesinin yaşadığı gerçek bir çeşme hikayesiyle anlatacam. Yeni neslin bilmediği köylerde, mahalle aralarında evlerde su olmadığı için ortak kullanılan çeşmeler vardı. İnsanların suyun yanı sıra birbiriyle konuşup görüştüğü, haber gönderdiği, haber aldığı yerlerdi.
Ferdi Babanın henüz doğmadığı yıllarda, dedemizin gençlik yılları tarlada çalışır öğle vakti yakındaki bir çeşmeye gider. Abdestini alır namazı kılar ama o esnada çeşmeye hayvanlarını sulamaya bir yörük kızı gelir. Simsiyah beline kadar uzanan iki beliği, kahverengi gözleri, güzeller güzeli bir kız dedemizin gönlü kayar. Namaz bitmiştir ama yerden küçük bir taş alır sırtı kendisine dönük olan kıza atar kız dönünce namaz bitmemiş gibi secdeye gider. 1, 3, 5 derken kız anlar olayı dedemiz de genç, yağız bir delikanlı tabi, kız da ona gülümser ama konuşmazlar. Ertesi günler dedemiz artık tarlaya gitmek için can atıyor çeşme başında gelmesini bekliyor tanışıyorlar, görüşüyorlar (3-5 gün) kız yörük konar göçer. Birgün çeşmede bekliyor gelen giden yok yurtlarına varıyor çadırlar sökülmüş, hayvanlar gitmiş. Oturur çeşmenin başına ağıt yakar kızın ismi Hatın’dır :
Bir ananın belikli hatın kızı
Sürünün başında gelir gider
Çeşmenin başında Ali yi yakıpda gider
Dedemiz yıllarca ağıtlar yakmış güzel sesiyle söylemiş. Yıllar sonra Ferdi Tayfur Çeşmeyle adeta duygularını dile getirmiş sanki ona yazmış çok sevinmiş.
Çeşmenin başına, bir güzel inmiş
Eğilmiş zülfünü, suya düşürmüş
Rahmetli çeşme türküsü çıktıktan sonra, yıllarca başından geçenleri anlatıp çeşme türküsünü söylermiş.
Ferdi TAYFUR sadece bir sanatçı değildi. Toplumuzun yaşanmışıydı, acısı, sevinci, dile getiremediği sesiydi. O bizim 7 de 70’e emmoğlumuzdu, batan güneşimiz, Almanya treninde gözlerimizi dolduran, allanıp pullanıp çiçekli fistanı giydirip fadimenin düğününde halay çektirenimizdi.
Bu millet seni çok sevdi Ferdi Baba!
Ferdi TAYFUR’a, Ali dedemize ve Rahmeti Rahmana kavuşan bütün geçmişimize Allah rahmet eylesin.
HATIRAN YETER……
Facebook Yorum
Yorum Yazın