edas-yılbaşı
NET TAMİR
aosb
Adana
DOLAR34.7535
EURO36.5589
ALTIN2950.5
Güler ALTUNKOL

Güler ALTUNKOL

Mail: [email protected]

Hata kimde: Seyreden de mi, Seyrettiren de mi?

Her gün televizyonda izlemek zorunda kaldığımız, sabah kuşağı ve hatta tüm öğleden sonramızı esir alan Tv programları üzerine bir kaç eleştiri getirmek istedim bu haftaki yazımda.

Türkiye’deki genel aile yapısına ve ahlaka uygun olmayan akıl almaz derecede yozlaşmış kültürümüzün örneklerini şaşkın, üzgün ve esefle seyretmek zorunda kalmak çok rahatsız edici.

Ahlak dışı olayları normalleştirme çabası seziyor insan bu programları seyrederken. Sürekli çocuğun kimden olduğunu araştıran bir kitle yaşıyor ülkemizde. Entrikanın biri bin para.

Ekranda çocuğunun kime ait olduğunu öğrenmek için DNA testi isteyen ve benim şaşkınlıkla izlediğim bir kitle var. Nasıl oluyor da sürekli insanlar birbirlerini aldatıp televizyonda kendilerini ve ailelerini rezil etmeyi normalleştirebiliyorlar akıl alır gibi değil.

Hani Müslüman bir ülkeydik? Hani ar namus bizim için ilk sıradaydı? Aile özellerini milyonların önünde hiç utanma belirtisi olmadan anlatabilmek nasıl bir gaflet içerisinde olduğumuzun bir göstergesi adeta.

Hangi ara bu kadar bozulduk, nasıl bu derece yozlaştık akıl alır gibi değil.

Baktığımızda kadın cinayetleri hep sözde 'namus' yüzünden işleniyor. Başkasının eşine kardeşine bakmak, sarkmak, taciz ve yazık ki tecavüz etmek namus kumkumalarının en çok işlediği suçlar arasında yer alıyor.

Bu kısır döngüden nasıl çıkarız ? Eksik olan ne hayatımızda? Hiç olmadığı kadar büyük bir uçuruma doğru hız kesmeden yuvarlanıyor gibiyiz.

Ne ar eden kalmış ne de hayadan bir haber var ey dostlar...

Birde faili meçhul cinayetlerin araştırılması konusuna da değinmeden edemeyeceğim. En azından suçluların cezalandırılmalarına yardımcı olmak ve güvenlik güçlerine yol gösterici araştırmalar yapılması açısından oldukça etkili ve yararlı buluyorum. Ama burada da bir tehlike var ki naçizane benim görüşüm; insan nasıl farklı şekillerde öldürebilir onu öğreniyoruz maalesef.

Neyse ki bizimkiler bu konuda yabancılar kadar yaratıcı değiller. Gelişine öldürüyoruz...

Halimize gülmeli mi ağlamalı mı, bilemedim?

 Nasıl da yozlaşmış, altı boş bir Müslümanlık yaşanıyor akıl alır gibi değil.

Bu yozlaşmanın nedeni nedir sizce?

 Ekranlarda her gün seyrettiğimiz diziler, filmler Türk aile yapısına aykırı içeriklerle dolu. Aynı şekilde racon kesme, adam öldürme o kadar olağan bir şeymiş gibi gösteriliyor ki dışarıda kendini bu filmlere kaptırıp racon kesken, adam öldürmeyi kahramanlık sayan bir nesil yetişiyor.

Televizyon seyrederken yorulduğumu hissediyorum. Çünkü iç açıcı hiç bir şey yok ülkemizde. Haberleri açıyorum her gün bir kadın cinayeti. Başlık: 'boşanmak isteyen eşini öldürdü'

Kadınların canlarının hiçe sayıldığı, öldürenlerin doğru dürüst ceza almadığı, garip bir yargı sistemimiz olduğu sürece daha çok kadın, çocuk ve sokak canlarının ölüm haberleri ile güne başlayıp günü kapatacağa benziyoruz.

Gündüz kuşağı programlarına 'RTÜK ceza yağdırdı!' haberini duyduğumda bir nebze sevinmiştim ama yazık ki hız kesmeden aynı olayların işlenmeye devam ettiğini gördüm.

Kurumların da işlerini layıkı ile yapmıyor olması denetlemenin eksikliği bir neslin heba olmasına neden olacak diye korkuyorum.

Umuyorum ki, reyting uğruna yayınlanan bu programlara yasa yoluyla bir düzenleme getirilir de rahat bir nefes alırız.

Bütün yaşadıklarımızın film gibi seyrettiğimiz çarpık ilişkiler yumağının sorgulamasını sizlere bırakıyorum?

Hata kimde? Bu programları seyreden de mi ? Seyrettiren de mi?

 Karar sizin.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME