İstanbul Sözleşmesi ülkemizin en çok tartışılan konularının başında geliyor. Ülkemizde imzalanmış olması da bizler için özel bir öneme sahip. Ülkemizde bu sözleşmenin çok konuşulmasının en büyük nedeni maalesef hakkı ile yürürlüğe girmemiş ve kullanılmıyor olması.
Yazımın bu haftaki bölümünde sadece sözleşmenin maddelerini yazıp siz değerli okuyucularımın yorumuna sunmayı tercih ettim. Ülkemizdeki etkisi, kullanım alanları ve kullanılmayan alanları daha ayrıntılı ve kıyaslamalı şekli ile ikinci bölümde sizlere aktarmayı planlıyorum.
Peki bu sözleşmenin içeriği nedir?
Biz kadınlar öncelikli olarak haklarımızı öğrenelim...
Toplamda 46 ülkenin içinde bulunduğu Avrupa Konseyi Sözleşmesine verilen isimdir.
Bu sözleşme İstanbul'da imzaladığı için uluslararası platformda "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinir. 24 Kasım 2011'de onaylandı ve 8 Mart 2012'de resmi gazetede yayımlandı.
6284 sayılı "Ailenin korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine Dair Kanun" ülkemizde yürürlüğe girdi.
Sözleşmenin amacı; kadınlara yönelik gerçekleştirilen her türlü şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlara mücadeledir.
Bu sözleşme tüm dünyadaki en ciddi insan hakları ihlalini oluşturan bu sorunu en kapsamlı hâliyle ele almaktadır.
Sözleşmenin devletten talepleri şöyledir;
1. Önleme
2. Koruma
3. Yargılama
4. Bütüncül politikalar
İstanbul Sözleşmesindeki Suçlar ise aşağıdaki gibidir;
*Ev içinde gerçekleşen fiziksel, cinsel, psikolojik yada ekonomik baskı
* Taciz amaçlı takip
*Tecavüz dahil, her türlü cinsel şiddet
*Cinsel taciz
*Zorla ve baskı ile evlendirilme
*Kadınların sünnet edilmesi
*Kişinin isteği dışında baskı ile kürtaja zorlanma ve kısırlaştırmaya zorlama
Ülkemizde yaşayan kadınların durumunu yukarıda gördüğümüz maddelerle kıyasladığımızda bir çoğuna maruz kaldığını görüyoruz.
Tartışmalar devam ededursun, ben bu hafta yorumu sizlere bırakıyorum.
Adaletin var olduğu, kadınların korunduğu, kadınlara gerçek değerinin verildiği günlerde buluşmak ümidiyle...
