Aday Öğrencilere Kritik Uyarı: Üniversite Hayatına Uyumda “Özgünlük” Anahtar Rol Oynuyor!
EĞİTİMDE KALİTEAday Öğrencilere Kritik Uyarı: Üniversite Hayatına Uyumda “Özgünlük” Anahtar Rol Oynuyor!
Üniversiteye başlamak, gençlerin hayatında yalnızca bir akademik başlangıç değil; aynı zamanda kimliklerini keşfettikleri, bağımsızlaşma yolunda önemli adımlar attıkları bir süreç. Ancak bu yeni başlangıç, her zaman kolay olmayabilir. Gençler, hem akademik hem sosyal hem de duygusal olarak birçok değişimle karşı karşıya kalabilir.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikolojik Danışmanı Mehmet Döngeloğlu, üniversiteye geçiş sürecinin genç bireyler için yalnızca ders başarısından ibaret olmadığını, aynı zamanda içsel bir dönüşüm ve kimlik inşası süreci olduğunu belirterek süreç ile ilgili tavsiyelerde bulundu.
“Ben ne istiyorum?” sorusu üniversite yıllarında anlam kazanıyor
Psikolojik danışman Mehmet Döngeloğlu, bu sürecin bireyde özgünlük arayışıyla başladığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Üniversite, çoğu bireyin ilk kez kendi kimliğini toplumsal beklentilerden bağımsız olarak sorguladığı dönemdir. Rogers’ın kuramı doğrultusunda bireyin ‘olması beklenen kişi’ değil, ‘gerçekte olduğu kişi’ ile temasa geçmesi önemlidir.”
“Aidiyet ve özgünlük el ele ilerlemeli”
Döngeloğlu’na göre bireyin sosyal ortamlarda yargılanmadan var olabilmesi, kendini gerçekleştirme sürecinde temel ihtiyaçlardan biri:
“İnsan, koşulsuz kabul gördüğü ortamlarda gelişir. Yargılanmamak, farklılıklarıyla değerli olduğunu hissetmek; öğrencinin kendini gerçekleştirme sürecinde büyük katkı sağlar. Bu noktada üniversiteli gencin kurduğu arkadaşlık ilişkileri ve sosyal çevresi, aidiyet duygusunun gelişmesi için belirleyici rol oynuyor.”
“Üniversiteli, ‘Mükemmel olmak zorunda değilim, gerçek olmak yeterli’ diyebilmeli”
Üniversite hayatında karşılaşılan akademik baskılar ya da sosyal beklentiler, bireyde kaygı ve başarısızlık hissi yaratabilir. Bu durumun bireyin “gerçek benliği” ile “ideal benliği” arasında bir uyumsuzluk doğurduğunu ifade eden Döngeloğlu, süreci şöyle açıkladı:
“Kendini gerçekleştirmek, bu iki benlik arasındaki mesafeyi fark etmek ve zamanla kapatmaktır. Üniversiteli, ‘Mükemmel olmak zorunda değilim, gerçek olmak yeterli.’ diyebilmeli.”
“Kendini dinle, hata yapmaktan korkma”
Mehmet Döngeloğlu, üniversite öğrencilerinin kendini gerçekleştirme sürecinde daha bilinçli adımlar atabilmesi için şu önerilerde bulundu:
“Öncelikle kendi iç seslerini dinlemeyi öğrenmeliler. Otomatik tepkiler vermek yerine ne hissettiklerini anlamaya çalışmalı ve davranışlarını bu doğrultuda şekillendirmeliler. Hangi ortamlarda kendileri gibi olabildiğini gözlemlemeli; sosyal uyum sağlamak uğruna özünden uzaklaşmamalılar. Öğrenciler, hata yapmaktan korkmamalı, çünkü gelişim deneme-yanılmalarla olur. Son olarak, derslerin, ilişkilerin ve etkinliklerin kendilerine ne kattığını sorgulamalı ve hayatta kendilerine anlamlı gelen şeyleri keşfetmeye yönelmeliler. Böylelikle psikolojik açıdan daha sağlıklı bir üniversite hayatı geçirebilirler.”
Mehmet Döngeloğlu, üniversiteye uyum sağlama sürecinin bireyin kendini yitirmesi değil, özgün benliğini koruyarak çevresiyle bağ kurması olduğunu vurgulayarak, “Öğrenciler, üniversiteye uyum sağlarken onları kendileri olmaktan uzaklaştıran koşullardan kaçınmalılar. Özgünlüğünü ve değerini koruyarak sosyal uyum sağlayabilmek en sağlıklı gelişim yoludur.” ifadelerini kullandı.
Psikolojik Danışman Mehmet Döngeloğlu, gençlerin akademik olduğu kadar psikolojik olarak da desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, İstanbul Gelişim Üniversitesinde bu tür bilgilendirme çalışmalarının devam edeceğini ifade etti.
İlginizi Çekebilir