BBP Genel Başkanı Adana'da Konuştu
ADANABüyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, seçim barajı ile ilgili Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunduklarını söyledi.
Çok sayıda gazetecinin ilgi gösterdiği toplantıda BBP Adana İl Başkanı Ahmet Şahin, İl Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmazer ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Seyhan İlçe Başkanı Azmi Ertan, Ceyhan İlçe Başkanı Rıfat Örek, İmamoğlu Belediye Başkanı Veli Şahin, Alperen Ocakları Adana İl Başkanı Cihat Can Kılınç, ilçe teşkilatlarının başkan ve yöneticileri, Tarsus, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya il ve ilçe yöneticileri ile çok sayıda partili katıldı. Toplantı çok kalabalık bir vatandaş grubu tarafından da izlendi.
"BASIN ÖZGÜR OLMALI Kİ..."
Destici, Türkiye'deki bütün medyanın, –yandaşlar dışındaki– muhalefet partilerinin, STK'ların topyekûn, operasyonun hukuki bir temelden yoksun, siyasi bir kararla, birilerinin talimatıyla gerçekleştiği hususunda fikir birliğine vardığını kaydederek,"Basın özgür olmazsa ben zaten Meclis dışındayım. Yüzde 10 baraj karşımda, Hazine yardımı yok. Ben nasıl sesimi duyuracağım. Sen basına çökersen, kontrolüne alırsan, sesimi kim duyuracak. Millet beni nereden duyacak, nereden öğrenecek. Böyle demokrasi olur mu? Onun için biz özgür basının yanındayız. Basının özgürleştirilmesinden yanayız. Şu anda iktidarın yandaşı gözüken ‘havuz medyası' diye isimlendirilen medyanın da özgürleşmesini istiyoruz" dedi.
BBP il Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, şunları ifade etti: "Sadece Türkiye'de değil, dünyada; Avrupa Birliği ve ABD'den gelen tepkiler değil; Uzakdoğu'dan, Asya'sına ve Ortadoğu'suna kadar pek çok ülkeden bu gözaltıların basın özgürlüğünü müdahale olduğu noktasında açıklamalar geldi. Dolayısı ile burada itibarı zedelenen, zarar gören muhataplarından çok maalesef ülkemiz oldu. Onun için biz ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz. Bir gruba olan kininiz öfkeniz, Allahü Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu gibi sizi adalet duygusundan ayırmasın. Adil olun. Ülkeyi yönetenlerin adil olma gibi bir yükümlülükleri var. Ülkeyi yönetenler adaletten ayrılır, hukukun dışına çıkarsa, hukukun bağımsızlığını yok ederlerse, zaman gelir, devran döner kendilerini vurur. Öyle bir noktaya gelir ki kendileri ülkeyi yönetemeyecek pozisyona gelirler."
"HAVUZ MEDYASININ DA ÖZGÜRLEŞMESİNİ İSTİYORUZ"
Basın mensuplarının fikirlerinden, yazılarından ve haberlerinden dolayı –kişilik haklarına saldırmadıkları sürece– hiçbir şekilde bir operasyona muhatap olmamaları gerektiğini ifade eden BBP lideri Mustafa Destici, şunları söyledi: "Diyelim ki adam yazısında suç işlemişse bile, bu eroin kaçakçılarına yapılan muamele gibi operasyon olmaz ki, baskınlarla. Çağırırsın, gelir ifadesini verir. Tutuksuz bir şekilde yargılarsın. Pek çok basın mensubu bu şekilde yargılanıyor. Bizim de parti olarak dava ettiklerimiz var. Ama bu yargı içerisinde kendi sürecinde yürümesi lazım. Birilerinin talimatıyla apar topar gözaltına alıp, günlerce; 6 gün gözaltına alınıyor, icabında su bile verilmiyor, ilaç içmek için. Sonra ifadesi alınıp, serbest bırakılıyor. Bu 6 günün hesabını kim verecek? Türkiye'de bunun yüzenden gündem değiştiriliyor. Gerçek gündem konuşulmuyor. Ülke ekonomisinin bir haftada 10 milyar dolar üzerinden zarar ettiği söyleniyor. Tüm bunların bedelini kim ödeyecek? İnsanlar arasına nifak sokuluyor. İnsanlar sokağa dökülüyor. Toplum zaten gergin. Yeniden bir ayrışma ve kamplaşma kime ne faydası olabilir ki. Bizim birliği, bütünlüğe ve kardeşliğe ihtiyacımız var. Barışa ve huzura ihtiyacım var. Buna öncülük yapması gerekenler Türkiye'yi yönetenlerdir. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan hoşgörülü, affedici, kucaklayıcı olacak. İcabında kendisinden fedakarlık yapacak. Ama ülkesinin, milletinin birliğini ve varlığını her şeyin üstünde tutacak. Beklentimiz budur."
"ANAYASA MAHKEMESİ'NİN ÜZERİNDEN ELİNİ ÇEKSİNLER"
Yüzde 10 barajı ve seçim yardımına ilişkin BBP, DSP ve SP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu anlatan Mustafa Destici, "Biz bu başvuruyu yaptık diye, iktidar partisi adeta kıyameti koparıyor, etekleri tutuştu. Çünkü milletin iradesini çalarak ve ipotek koyarak hep iktidar oldular. Sanki bu başvuruyu SP, BBP ve DSP yapmamış da Anayasa Mahkemesi durup dururken böyle bir konuyu gündemine getirmiş. Anayasa Mahkemesine, başkanı ve üyelerine olmadık hakaretler ettiler. Ey iktidar bu başvuruyu ben yaptım, SP ve DSP yaptı. Bir şey söyleyeceksen dön bize söyle. Bizde hakkımızı arıyoruz. 12 senedir iktidardasınız. Dar bir Anayasa ile ülkeyi yönetiyorsunuz. Bir Anayasa yapamadınız. Türkiye Cumhuriyeti devleti hep AKP iktidarda kalsın diye mi kuruldu. Ama birilerinin Türkiye'yi 30 sene önceki Enver Hoca'nın Arnavutluk'una döndürmek gibi bir özlemi olduğunu görüyoruz. Türk milleti buna izin vermez. Anayasal Mahkemesine başvuru yasal bir hak. Bu yasal hakkımızı kullandık ve başvurduk. Herkes Anayasa Mahkemesi'nin üzerinden elini çeksin" açıklamasını yaptı.
İlginizi Çekebilir