Final Okulları Genel Müdürü Ertem: Okullar derhal açılmalı, bir nesli kaybediyoruz
ADANAFİNAL EĞİTİM KURUMLARI GENEL MÜDÜRÜ VE ADANA FİNAL OKULLARI KURUCUSU ŞEVKET ERTEM, OKULLARIN BİR AN ÖNCE AÇILMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNDU.
Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü ve Adana Final Okulları Kurucusu Şevket Ertem, okulların bir an önce açılması gerektiğini savundu.
Okulların açılmaması, online eğitim ve bu sürecin uzaması konusunda ciddi endişelerinin olduğunu belirten Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü Şevket Ertem, "Türkiye’de 11 Mart’ta Sağlık Bakanımızın açıklamasından sonra, 16 Mart Pazartesi itibariyle gerek devlet okulları, gerek özel okullar yüz yüze eğitime ara verdi. Sonra özel okullar olsun, devlet okulları olsun online eğitime başladılar. Tabii online eğitim o döneme kadar ağırlıklı olarak bir bölüm üniversitede yapılıyordu. İlk ve orta öğretim düzeyindeki okullarımızın böyle bir deneyimi yoktu. Ama bizim okullarımız yani, sadece Final Okulları için söylemiyorum, çok büyük bir bölümü hatta kurslar çok kısa sürede adapte oldular ve öğrencilerini yarı yolda bırakmadılar. Bizim şöyle bir gözlemimiz oldu, çocuklar uzun süre evde kaldıklarında sosyalleşemediklerinden bazı problemler yaşıyorlar. Sosyalleşmeden uzaklaşıyorlar, insan ilişkilerinde zayıflık meydana geliyor. Haziran ayında bunu gözlemledik. Sınava müracaat için, okuldan bir belge almak için okula gelen çocuklar, sanki ilk defa insanlarla bir araya gelmiş gibi bir tavır içerisinde oldular. Neden? Çünkü uzun süre bu çocuklar evde kaldılar, çevre ile iletişimleri kesildi. Televizyonlarda bunları öyle bir bombardımana tuttuk ki, aileleri ve çocukları dışarı çıkıp insanlarla temas ettikleri anda virüse yakalanacaklar ve muhtemel ki Allah korusun ölecekler. İnsanlar bu korkuyu yaşayınca, dünyadan izole oldular. Dış dünyadan izole olunca da bir süre sonra dışarı çıktıklarında çocuklar iletişim kurmakta zorlandılar. Bunun çocuklar üzerinde nasıl bir etki yaratacağını zaman içinde göreceğiz" dedi.
Ağaç yaşken eğilir
Her yaş grubunda olumsuz etkiler gözlendiği gibi, özellikle 1. sınıf öğrencilerinin okuma yazmayı öğrendikleri dönemde online eğitimle karşı karşıya kaldıklarından hem ailelerin, hem çocukların, hem öğretmenlerin oldukça güçlük çektiğine değinen Ertem, "Yüz yüze eğitime ara verdik, hem okuma-yazma ile ilgili becerileri orada kaldı, hem de motor becerilerini, o yaşta gelişebilecek bir takım farklı becerilerini geliştirme şansları olmadı. ’Ağaç yaşken eğilir.’ Şimdi siz 1. sınıfta ara verdiniz, tatil yaptık. 2020-2021 Eğitim öğretim yılına geldik, biz 1. sınıfları çağırdık ama haftada 1 gün. Haftada 1 gün, 5 saat ile bu çocuklarda bir gelişim sağlayamazsınız. Biz farkında olmadan aslında bir nesli kaybetmek üzereyiz. Bu şaka gibi geliyor ama bir nesli kaybetmek üzereyiz" dedi.
Eğitim de sağlık kadar önemli
Bilim Kurulu üyelerinin tavsiyeleriyle yol haritası çizilirken bazı konulardan muzdarip olduklarını açıkça dile getiren Ertem "Tabi ki benim bilime, ilime güvenim sonsuz. Ancak 6 aydan beri bütün televizyon kanallarında neredeyse 24 saat açıklama yapan bilim insanlarımızın bu salgınla ilgili yaptığı açıklamalardan da şunu anlıyorum, bu virüsün nasıl bir şey olduğunu bilmiyoruz, sayısını da bilmiyoruz, ne zaman biteceğini de bilmiyoruz. Şimdi ülkeyi bloke edersek, sadece eğitim değil bir çok alan bloke edilir. İşin eğitim boyutuna geldiğimiz zaman, destekleme kursları kapsamında Milli Eğitim Bakanlığımız önce 8’inci, 12’inci, ana sınıflara ve 1.sınıflara izin verdiği için kısıtlı bir şekilde bunlara eğitim veriyorduk. Cumhurbaşkanımız, 2.,3.,4. sınıf öğrencilerinin de yüz yüze eğitim-öğretime başlayacağının müjdesini verdi. İnşallah diğer sınıflarımız da bir an önce yüz yüze eğitime başlarlar. İnsanların bir bölümü o kadar çok korkutuldu ki ’kalabalık olursa bulaş riski artar’ deniyor. Güzel de biz Haziran ayından bu güne zaten turizmi açtık. Yaz boyunca plajlarımız insan kaynıyordu ve tamamen maskesizdiler. Hal böyleyken en iyi tedbirin alındığı yerler okullar. Hijyen noktaları var, çocuklar tamamen maske kuralına uyuyorlar, bir de okulların güvenli tarafı öğrencilerin başında öğretmenler var. Öğretmen başına en fazla 8 veya 10 öğrenci düşüyor. Kontrol o kadar kolay ki bir AVM’ye göre, bir plaja göre, bir toplu taşımaya göre o kadar kolay ki. Öğretmen bunları kendi evlatları gibi koruyor, sonuçta çocuğu orada olan öğretmen de var" şeklinde konuştu.
Dünya genelinde gelişmiş ülkelerde okullar açıldı
Covid-19 virüsünün çıkış noktası olan Çin’in Wuhan kentinde bile okulların açık olduğunu hatırlatan Şevket Ertem, "Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da bizim kaç katımız günlük vaka var, hepsinde okullar açık. 41 yıllık bir eğitimci olarak bütün ülkelerle diyalog halindeyim, hepsinde tanıdıklarım var. Dünya genelinde eğitimcilerle iletişim halindeyiz. Salgının başladığı günden bu tarafa bazı ülkelerde eğitimle ilgili hiçbir kısıtlama konulmadı. Bazı ülkelerde sınırlı kısıtlamalar oldu ama şu anda gelişmiş ülkelerin tümünde Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da, Japonya’da, Güney Kore’de hepsinde okullar açık. Okulların açık olmadığı yer Türkiye ve biz bir nesli kaybediyoruz. Türkiye’de eğitim ile ilgili boşluğu şu anda illegal olarak bazıları dolduruyor olabilirler. Bizim derhal okulları açmamız gerekiyor. Bilim Kurulu Üyelerimiz kendilerince haklı olabilirler, peki ne zamana kadar açmayacağız? Bize bunun için bir tarih verebiliyorlar mı?” diye sordu.
Online Eğitim, asla yüz yüze eğitimin yerini tutamaz
Online eğitim ne kadar mükemmel olursa olsun insanın sesindeki o sıcaklığı asla veremeyeceğini ve yüz yüze eğitimin yerini tutamayacağını ifade eden Ertem, şöyle devam etti:
“Online eğitim, Ttemastaki sıcaklığı asla veremez. Bir öğretmenin öğrencisine dokunduğu zamanki etkiyi bırakamaz. Bir nesli öğretmen sevgisinden, sıcaklığından, alakasından yoksun yetiştirmiş oluyoruz. Lütfen okulları açın, bu çocukları öğretmenlerinden uzak tutmayın. Okul sokaktan daha güvenlidir, bunu hiç unutmayın. Bu çocuklar öğretmenlerinden yoksun yetişirse davranış problemi yaşar. Eğitimle olduğu gibi, Öğretimle ilgili eksikleri olur ve biz bir nesli kaybetmek üzereyiz, bunun sonu nereye varacak? Bir de şunu söylemek istiyorum; acaba bu Avrupalılar çocuklarını sevmiyor mu bunlar okullarını açtılar?”
Velilerin büyük bölümü de okulların açılmasını istiyor
Velilerin büyük bir bölümünün de bu durumdan şikayetçi olduğunu belirten Ertem, "Çocuklarla evde kaldılar, çocukların büyük bir bölümünün elinde tablet ya da cep telefonu var. Çocuklar ekran bağımlısı olmaya başladılar, dijital bağımlısı oldular. Çocukların artık arkadaşı, can yoldaşı bu cansız aletler oldu. Bunun sonucunda da arkadaşlık kavramı da kayboluyor. Eğitimciler ne diyor, ana sınıfına giden çocukla gitmeyen çocuk belli olur diyorlar. Niye? Ana sınıfına giden çocuklar daha paylaşımcı, daha farklılıkları benimseyici oluyorlar. Ama bu eğitime gitmeyenlerin epey bir bölümü paylaşımcı olmuyor, daha bencil oluyor. Daha egoist, daha agresif oluyorlar. Düşünün bu çocuklar haftada bir gün geliyorlar okula, bir gün. Dersler 30 dakika. Haftada bir gün ile 30 dakikayla bu çocuğa neyi verebilirsin? Belki de o gelmediği 4 günde bulaşacak virüs. Bunun bir garantisi yok ki, ama bilsinler ki bir nesil kayboluyor. Veli, çocuğunun bir an önce okula dönmesini istiyor" dedi.
Çocuklarımız maske ve hijyen konusunda velilerden daha duyarlı
Öğrencilerin tümünün maske konusunda, mesafe konusunda kurallara çok iyi uyduğunu söyleyen Şevket Ertem, "Şu anda bütün öğrenciler maske takmaya, sosyal mesafeye, hijyene çok dikkat ediyorlar. Sabah öğrenciler geldiğinde hepsinin ateşleri ölçülüyor. Ateşi ölçülmeden hiçbir öğrenci sınıflara alınmaz. Öğretmenlerin, hatta servis şoförlerinin bile ateşi ölçülüyor ve kaydediliyor. Herhangi bir risk varsa hemen onu kontrol altına alalım diye tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Tedbirler en üst düzeyde ve çocuklarımız anne ve babalarından daha fazla tedbirlere uyuyorlar.
Eğer bu ülkeyi seviyorsak, bir an önce okulların açılması lazım. Şu tarihi, bu tarihi beklemeden okulların hemen açılması şart. Ben Bilim Kurulu’ndaki arkadaşlara rica ediyorum, ülkeyi çok bloke ettiler bu risk uyarılarıyla. Bunlar büyük bir vebal altındalar, sorumluluk altındalar. Avrupa’daki meslektaşlarına baksınlar. Oradaki meslektaşları kendi çocuklarını sevmiyorlar mı? Onlar okullarını açtılar. Nereden bakarsanız bakın bu iş en az 60 milyon insanı ilgilendiriyor. 60 milyon insan ciddi anlamda tedirgin durumda. Eğitimde verdiğimiz kayıp, uzun zamanda anlaşılır ve bu kaybı telafi etmek çok zor, belki de imkansız. Son söz, okul sokaktan güvenlidir” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir