© Adana Haber - 2005

GMO Süt Projesinden Yana

Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alpaslan, süt ve süt ürünlerinin güvenli bir biçimde tüketimi arttırılmasının ulusal öncelik olması bu konuda da okul sütü projesinden vazgeçilmemesi çağrısında bulundu.

Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alpaslan, bir kısım UHT (Uzun Ömürlü) sütte hastalık yapıcı olmayan mikroorganizmaların bulunması dahi sistemde düzeltilmesi gereken noktalar olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Alpaslan, süt ve süt ürünlerinin güvenli bir biçimde tüketimi arttırılmasının ulusal öncelik olması bu konuda da Okul Sütü Projesinden vazgeçilmemesi çağrısında bulundu.

'Dünya Süt Günü' kapsamında Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Basın Merkezi'nde Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Şahin Yeter ile birlikte ortak bir açıklama yapan Alpaslan, süt konusunda yaşanan sorun ve sıkıntılara dikkat çekerek Türkiye genelinde olduğu gibi Adana'da da dağıtımı gerçekleştirilen 'Okul Sütü' ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

Güvenli süt tüketimini attırmanın en işlevsel yollarından biri olarak 'Okul Sütü Projesi'ni gördüklerini ve bunu da yıllarca savunduklarını hatırlatan Alpaslan, "Projenin hayata geçirilmesi için çaba sarf ettik. Bu yönde kimi zaman girişimler oldu ama devamı gelmedi. Nihayet bu yıl, önemli bir gelişme olarak 2 Mayıs 2012 tarihinde Türkiye genelinde 'Okul Sütü Projesi' başlatıldı ve aynı gün Türkiye genelinde yaklaşık 7 milyon ilköğretim öğrencisine süt dağıtıldı. Ancak, süt dağıtımının başlatıldığı gün, zehirlenme/süte hassasiyet şüphesi ile binden fazla öğrenci hastanelere sevk edildi" dedi.

AÇIKLAMALAR AKIL KARIŞIKLIĞI VE ŞÜPHELERİ GİDEREMEDİ

Bu gelişmeler üzerine GMO olarak bakanlık tarafından yapılacak ayrıntılı açıklamayı önemsediklerini, UHT süt ile zehirlenme ifadelerinin birlikte anılmasının pek de mümkün olmadığını dile getirdiklerini hatırlatan Alpaslan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 7 Mayıs 2012 tarihinde Okul Sütü Bilim Kurulu'nca yapılan değerlendirmede dağıtılan sütlerde hastalık yapıcı mikroorganizma ya da bakteri toksini ve diğer toksik maddeler yönünden olumsuzluğa rastlanmadığı belirtildiğini vurguladı.

Alpaslan, "Yapılan açıklamalara rağmen tüketici nezdinde oluşan akıl karışıklığı ve şüpheler giderilemedi. İlgili kurumlar eğer bir sosyal değerlendirme çalışması yürütselerdi güvensizliğin çok önemli boyutlarda olduğunu göreceklerdi. Bir projeyi yürütmek ve peşinden olanlarla ilgili olarak böylesi bir açıklamayı yapmak ortaya çıkan krizin yönetimi açısından yeterli olmadı" ifadesini kullandı.

KATILIMCILIK VE ŞEFFAFLIK UZAK GÖZÜKÜYOR

Alpaslan, konuşmasını da şöyle sürdürdü "Çok temel iki kavramın hala içselleştirilmemiş olması böylesi önemli bir uygulamaya gölge düşürdü. Hala katılımcılık Betpas ve şeffaflık bizden oldukça uzak gözüküyor. Risk iletişimi konusunda usullerin belirlenmemiş olması ve bu bilgi paylaşımının bağımsız bir otorite tarafından yapılmayışı ise diğer bir eksiklik. Süt dağıtımı öncesinde izlenecek yol ve yapılması gerekenler ilgili kurumlarla paylaşılmamış ve kurgu baştan birlikte oluşturulmamıştır. Çalışmanın başından beri var olan bir bilimsel komite olup olmadığı bilinmiyor. Bakanlık kanalıyla paylaşılan bilimsel kurul görüşü bir yönetici özeti niteliğinde, ancak ayrıntılı bulgu ve tespitlerin de paylaşımı son derece önemli. Dağıtılan markaların dağıtıma konu olan parti ve serilerinden anlamlı miktarda numunenin saklanıp saklanmadığı, analizlerin şahit numunelerde mi, yeni alınan numunelerde mi yapıldığı da bilinmiyor."

OKUL SÜTLERİNİN KONTROL VE DENETİMİ NASIL YAPILDI?

Okul sütlerinin dağıtım noktalarına ulaşmadan önce kontrol ve denetimlerinin nasıl ve kimler tarafından yapıldığı sorusunu soran Alpaslan, izlenebilirliğin hangi yolla sağlandığı, paketlenen her parti sütten ambalajlı ve ambalajsız numune alınıp alınmadığı, sonuçların muhafaza edilip edilmediği sorularına da yanıt verilmesini istedi.

"Öğrencilerin alerjisi olup olmadığı sorusu tek başına yeterli değil" diyen Alpaslan, "Sorulan soruların farkındalık olmayan durumları da belirlemeye yönelik olup olmadığı, ayrıca tüm öğretmenlere eğitim verilerek muhtemel etkiler konusunda velilere yeterince bilgilendirme yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Süt dağıtımı sonrasında izlenen yol ve sonuçları ayrıntılı biçimde paylaşılmadı. Hastanelik olan öğrencilerden ne kadarının bugüne kadar hiç süt içmediği, ne kadarının içtiği vaka bazında tespit edildi mi?" diye sordu.

"SÜTTEKİ MUHTEMEL HİLELER YÖNÜNDEN ARAŞTIRMA YAPILDI MI?"

Kimi vakaların okul bazında veya il bazında yoğunlaşmış olmasının nedenlerinin ancak bu yolla açıklığa kavuşacağını savunan Alpaslan, Okul Sütü Bilim Kurulunun sadece analiz sonuçlarını mı değerlendirdiği, yoksa yapılacak analizlerin belirlenmesinde de görüşlerine mi başvurulduğunu sorusunun yanıtlanması gerektiğini söyledi.

Alpaslan, sütte yapılması muhtemel hileler yönünden herhangi bir çalışma ya da araştırma yapılıp yapılmadığı, risk etmeni olarak mikroorganizma dışında aranan madde olup olmadığının da kamuoyuna açıklanmasını bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Alpaslan, şu sorulara yanıt aradı, "Sağlık Bakanlığı bu konuda ve halk sağlığını ilgilendiren her konuda etkin sorumluluk taşırken, gıda mühendislerini bünyesinden hızla uzaklaştırdığı günümüzde teknoloji kaynaklı riskleri hangi çalışanları ile değerlendirmiştir?"

OKUL SÜTÜ PROJESİ'NDEN VAZGEÇİLMEMELİ

Bu konudaki soruların arttırılabileceğini kaydeden Şehmus Alpaslan söz konusu aşamaların sorgulanmasının yaşanan sorunu çözmeyeceğini ancak gelecekte yaşanması muhtemel ciddi krizlere hazır olunmasına aracı olacağını belirtti.

Alpaslan, "Bir kısım UHT sütte hastalık yapıcı olmayan mikroorganizmaların bulunması dahi sistemde düzeltilmesi gereken noktalar olduğunu gösteriyor. Süt hepimizin en değerli gıda maddesi. Süt ve ürünlerinin güvenli bir biçimde tüketimini arttırmak ulusal önceliğimiz olmalı. Okul sütünden vazgeçilmemeli bu programın güvenli bir biçimde uygulanması sağlanmalı. Tüketicilerimiz süt ve süt ürünleri konusundaki bilgi kirliliğine itibar etmemeli. İlgili bakanlıklar yaşanan bu krizden ders çıkartarak, gereken adımları atmalı. Gelecekte daha büyük sağlık faturalarıyla karşılaşmamak için bugünden şeffaf ve tutarlı politikalara ihtiyaç var" diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER