Huzursuz devlet sendromu
AKTUELGökyüzünde yetişen kelime bulutlarından elinizi uzatarak 5-10 tane toplayamazsınız.
Evden çıkarken ruhunuzdan tüm varlığınızı kopararak çekip çıkardığınız, vakumlu poşetlerde kurban etleri gibi derin dondurucularda sakladığınız o insanlığınızdan dem vuruyorum, evet ! Dem vuruyorum çünkü, dem tortulaşıp size kalandır, çaya tadını verendir.
Çünkü tanrı asırlar önce insanı yarattı. İnsanda sevgiyi artık ne yapsak boş, ne kadar çabalasak faydasız dediğimiz o günler, bir ışık yılı kadar uzak şimdi bize, hepimize...
En basit örneği ile okullarda gördüğümüz mükemmel rol modelleri olan toplumun genç neferi öğretmenlerinize bakın. Kaf dağının haritasında kaybolmuşluklarını size yıllardır ego suretiyle masallarında anlattılar. Eğitimin riyakar yüzünü göremeyen siz toplumun geri kalan statüko kurbanları olarak pek farklı sayılmazsınız aslında. Zira en güvenli yerin, sorunun kolları olduğunu düşündüğünüz şu sıralarda, sizi ve insanlığınızı derin donduruculara kilitleyen devletten bahsetmek istiyorum. Hani sizi korunaklı duvarlarındaki tuğlalarından biri yapmak isteyen o iki başlı devletten ve onların oligarşik çoğu zamanda teokratik bürokratlarının dilinden çıkan zincirlerden.
Cumhuriyetin eskimiş çürümeye yüz tutmuş olan o bileklerinizde bıraktığı yaralara sarıldığınız zincirden. İnsanın en ciddi hastalığı bağımlılıktır. Hepiniz bir şeylerin bağımlısı, hatta kölesi iseniz sizi ne devlet ne de cumhuriyet kurtaracaktır. Kokmuş karanlığınızdan, kiminiz yalnızlığınızın kölesi, kiminiz egonuzun, kiminiz derin dondurucularda buz tutmuş insanlığınızın, 'dünya bir sonuçtur.' Düşüncelerinizin olduğu kadar kabuslarınızın da yansımasıdır. Kendinize rağmen iki yüzlü devlete ve çürümüş sistemlerine rağmen ve tutkuyla bağımlı olduğunuz köleliğinize rağmen çabanın içinde var olan acıyla yüzleşin artık ve bu küflü saldırganlığınızdan fare kıvamındaki lağım egolarınızdan ve paslı zincirlerinizden kurtulun.
Kendini içinde bağışlamak; geçmişi içindeki tüm safralarıyla yeni baştan değiştirecek güce sahip olmak demektir. ben kendimi bağışladım, sıra sizde. Geç olmadan özgürlüğünüz ile ödüllendirin kendinizi.
İlginizi Çekebilir