Mahkemenin İmam Nikahı Kararına Destek
EĞİTİMDE KALİTEBilge Kadın Araştırma Merkezi yönetimi tarafından, resmi nikahtan önce yapılan imam nikahına verilen hapis kararının Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılmasına ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
İşte o açıklama;
Anayasa Mahkemesinin resmi nikâhtan önce imam nikâhı kıyılması ile ilgili olarak imamlara verilen hapis cezasını kaldırması -çok geç kalmış olmakla birlikte- yerinde ve doğru bir karardır.
Resmi nikâhtan sonra imam nikâhı kıydıran çiftlerin aleyhindeki kamu davası ve hükmedilen cezalar bütün sonuçlarıyla ortadan kalkarken imamlara verilen ceza devam etmekteydi.
İmamları cezalandırmayı hedef alan bu garabet vicdanları rahatsız ediyordu.
Kimi kesimler bu kararı bahane ederek halkı 'çocuk gelinler' kavramı üzerinden tahrik etmeye çalışmaktadır. İnsanların hassas oldukları konuları istismar eden bu tarz ideolojik yönlendirmeler kabul edilemez.
Çocuk gelinler ile ilgili olarak ortada doğru ve güvenilir veriler yoktur. Sayıları, yaşa göre dağılımı, nüfusa ve diğer evliliklere oranı, nikâhı kıyanın resmi imam olup olmadığı gibi hususların
hiçbirisi belli değildir. Kaldı ki mevzuatımıza göre 19 yaşından gün almayan herkes çocuk sayılmaktadır. 18'ine basmış veya 17 yaşındakilerde bu şekilde çocuk gelin sayılmaktadır.
Ancak bu kesimler cımbızla seçtikleri istisnai vakalar üzerinden giderek daha küçük yaştaki örnekleri genelleştirip bütün imamları, aslında imamların şahsında dini nikâhı hedef almaktadır.
Ancak bu kesimler cımbızla seçtikleri istisnai vakalar üzerinden giderek daha küçük yaştaki örnekleri genelleştirip bütün imamları, aslında imamların şahsında dini nikâhı hedef almaktadır.
En çarpıcı nokta ise sureti haktan görünen bu istismarcılar zinanın Türk Ceza Kanununda yer almasına engel olmuş, her türlü ahlak, genel ahlak, namus gibi kavramlara karşı durarak mevzuattan çıkartılmasını sağlamışlardır.
Öyle ki reşit olmayanla (çocuklarla) cinsel ilişki maddesindeki cezayı hafifleterek tecil sınırına çektirmiş ayrıca suçu da şikâyete bağlı hale getirmişlerdir.
Öyle ki reşit olmayanla (çocuklarla) cinsel ilişki maddesindeki cezayı hafifleterek tecil sınırına çektirmiş ayrıca suçu da şikâyete bağlı hale getirmişlerdir.
Özgürlük kisvesi altında insanlığı asli değerleri olan ahlak ve namustan koparmak için bu gibi temel değerler mevzuatlardan çıkartılmıştır. Bu şekilde sınırsız cinsel taleplerin önündeki hukuki engeller kaldırılmıştır.
Hukuki engellerin kalkması zihni/fikri engellerin kalkmasına da sebep olmaktadır. Ayrıca eğitim sistemi ve medyanın da bu paralelde yapılandırılıp işletilmesi sonucu ahlaki çöküntü iyice hızlanmış, sapkınlıklar artmış, beşikteki bebekler dahi tecavüze uğrar olmuştur.
Bilinmelidir ki çocuk gelin istismarı yapan bu çevreler bu tür olayların baş müsebbibi ve sorumluları arasındadır.
Hukuki engellerin kalkması zihni/fikri engellerin kalkmasına da sebep olmaktadır. Ayrıca eğitim sistemi ve medyanın da bu paralelde yapılandırılıp işletilmesi sonucu ahlaki çöküntü iyice hızlanmış, sapkınlıklar artmış, beşikteki bebekler dahi tecavüze uğrar olmuştur.
Bilinmelidir ki çocuk gelin istismarı yapan bu çevreler bu tür olayların baş müsebbibi ve sorumluları arasındadır.
Çok ağır cezalara rağmen şiddet-taciz-tecavüz gibi olaylar artan bir ivmeyle devam etmektedir. Namus ve hayâ perdelerinin kaldırılması sonucu kaybedilen değerler cezalarla yerine getirilememiştir.
Bu ahlaki çöküntüye 'dur' denilmesi gerekmektedir. Zinanın serbest, imam nikâhının yasak olmasını isteyenlerin asıl hedefi insan şahsiyetinin temelini teşkil eden namus ve ahlak ile toplumun temelini teşkil eden ailedir.
Birtakım iç ve dış mihrakların güdümünde hareket eden bu kesimlerin özellikle yurt dışı finans kaynakları meçhuldür.
Bu ahlaki çöküntüye 'dur' denilmesi gerekmektedir. Zinanın serbest, imam nikâhının yasak olmasını isteyenlerin asıl hedefi insan şahsiyetinin temelini teşkil eden namus ve ahlak ile toplumun temelini teşkil eden ailedir.
Birtakım iç ve dış mihrakların güdümünde hareket eden bu kesimlerin özellikle yurt dışı finans kaynakları meçhuldür.
Evrensel hukuk ilkeleri gereği insanlar din ve vicdan özgürlüğüne sahiptir. Bir hakkı anlamlı ve değerli kılan kullanılabilir olmasıdır. Zaten bir hakkın kullanılabilir olmasına özgürlük denir.
Kullanılamayan, sadece kâğıt üzerinde tanınan haklar yok hükmündedir ve özgürlük değildir. İnsanlara hiçbir özgürlük tanımayan, despot rejimlerin dahi mevzuatı kullanılamayan haklarla doludur. Kâğıt üzerinde kalan haklara özgürlük denilse idi dünyada özgür olmayan hiçbir ülke olmazdı.
Hukuk düzeninin fonksiyonu milletin inancına, kültürüne, geleneklerine uygun olarak yaşamasını engelleyen yasaklar üretmek değildir. Hukuk düzeninin fonksiyonu ahlak gibi, namus gibi insanlığın temel değerlerini koruyarak, toplumun gerçek hayat ilişkilerini düzenlemek ve özgürlüklerin önünü açmaktır.
AB ülkelerinde insanlar tercihlerine göre dini nikâh veya belediye nikâhı yapma özgürlüğüne sahiptirler.
AB ülkelerinde insanlar tercihlerine göre dini nikâh veya belediye nikâhı yapma özgürlüğüne sahiptirler.
İsteyen kilisede papaz veya havrada haham huzurunda isteyen evlendirme memuru önünde nikâhını kıydırabilir. Hepsi devlet katında geçerli resmi nikâhtır.
Ülkemizde de benzer şekilde imamların kıydığı nikâhın devlet katında geçerli olması ve resmi nikâh sayılması için hukuki ve idari düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Ancak bu şekilde ülkemizde evlenme ile ilgili din ve vicdan hürriyeti tesis edilmiş olacaktır.
Ülkemizde de benzer şekilde imamların kıydığı nikâhın devlet katında geçerli olması ve resmi nikâh sayılması için hukuki ve idari düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Ancak bu şekilde ülkemizde evlenme ile ilgili din ve vicdan hürriyeti tesis edilmiş olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İlginizi Çekebilir