© Adana Haber - 2005

Şehit kızından duygulandıran mesaj

Adana’da 7 yaşındayken babası şehit olan ve çektiği acılardan dolayı psikolog olmaya karar verip şehit ailelerine ücretsiz terapi uygulayan Batın Bezik’in Şehitler Günü nedeniyle acıları anlatan yazısı sosyal medyada herkesi duygulandırdı.

Adana’da 7 yaşındayken babası şehit olan ve çektiği acılardan dolayı psikolog olmaya karar verip şehit ailelerine ücretsiz terapi uygulayan Batın Bezik’in Şehitler Günü nedeniyle acıları anlatan yazısı sosyal medyada herkesi duygulandırdı.

Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca mevkisinde 28 Haziran 2004 tarihinde bölücü terör örgütü PKK tarafından kurulan mayınlı pusunun ardından açılan çapraz ateş sonucu şehit olan Kıdemli Uzman Çavuş Ali Bezik (34) geride gözü yaşlı eşi Nilgün Bezik ve 14 aylık oğlu Berker Bezik ve 7 yaşındaki kızını bıraktı. Vatan uğruna eşini kaybeden Nilgün Bezik ve babalarını kaybeden iki çocuk o günlerde çok ağır travmalar atlattı. Çok büyük zorluklar çeken çocuklardan Batın Bezik (23) ise o çektiği acılardan dolayı kendisi gibi babası şehit olan çocuklara ve diğer yakınlarına destek olmak için psikolog olma hayali kurdu. O günden sonra Batın Bezik derslerine çok çalışarak psikoloji bölümünü kazandı. Batın Bezik mezun olduktan sonra söz verdiği gibi Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneğinde şehit yakınları ve gazilere ücretsiz terapi başlattı.

Bezik, 18 Mart Şehitler Günü nedeniyle de sosyal medyasından babasının şehit olduğu gün 7 yaşında yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Çok iyi hatırlıyorum o günü. Senin al bayrağa sarılı o tabutunu uçağın bagajına yerleştirip Van’dan Adana’ya gidişimizi. Hafızamda çok anı biriktirebilecek bir yaşta değildim, küçüktüm. Ama o yaşa dair öyle anlar hatırlıyorum ki ne zaman hatırlasam kalbimdeki o acıyı ilk günkü gibi taze hissediyorum. Uçağa geçtiğimizde insanların normal hayatlarına devam ederken bir anda üzerimize dikilen gözlerinin rahatsızlığıyla annemin eline sıkıca sarıldım ve dünden beri ağlamaktan kıpkırmızı olan yüzü ile şişen gözlerine kafamı kaldırıp baktım. Yerimize oturduğumuzda gözlüklü, kumral, 35 yaşlarında bir kadının ağlayarak bize yaklaştığını gördüm. Bir anda anneme sarıldı ve ağlayarak 4 yıl önce eşinin şehit olduğunu söyledi. 4 yıl.. Bana o kadar büyük bir rakam gelmişti ki kendi kendime bir insanın bu acıya 4 yıl nasıl katlanabileceğini sordum. Sadece dünden beri yaşadığım bu acıya 4 yıl katlanabilmek imkansızdı. Kafamı bize eşlik eden personelin kucağında uyuyakalan minicik kardeşime ve ardından gözyaşlarını bir an olsun durduramayan anneme çevirdim. Dolan gözlerimi annemin gördüğünde daha da çok üzüleceğini düşünerek kafamı dışarı doğru çevirdim ve kendime tekrar dedim ki “Buna dayanmak imkansız.”

Uçaktan indiğimizde bagaj açıldı ve babamın çıkmasını bekledik. Öyle garip ki bir gün önce izne çıkacağımız için valiz hazırlarken, tatile gideceğimiz gün annemle el ele babamın tabutunun gelmesini bekliyorduk. Bir, iki ve üç.. Bir günde al bayrağa sarılı tabutta 3 tane yiğit. İlk önce babamla birlikte şehit olan iki askeri çıktı. Birkaç adım yaklaşıp kafamı uzattım babamı görmeye çalıştım. Ne kadar garip bir bekleyiş.. Annem artık zor çıkan sesiyle “Geliyor.” Dedi. Yavaş yavaş babamın tabutunun geldiğini gördüğümde tekrar annemin yanına geçip elini tuttum. Peki şimdi ne olacaktı? Bu her zamankinden farklı bir gelişti. Ne ona koşabiliyor, ne boynuna atlayabiliyor, ne de ona sarılabiliyordum. Yine endişeyle anneme baktım, daha da artan gözyaşlarını ve hızlanan nefesini hissettim. Kafamı gökyüzüne kaldırıp ağlarken “baba” diyen sesimin kulaklarımda nasıl çınladığını hala hatırlıyorum. Kafamı indirdim ve tekrar dedim ki “Buna dayanmak imkansız.”

Buna dayanmak imkansız dediğim o günün üstünden koskoca 17 yıl geçti ve biz çok güçlü bir şekilde dimdik ayaktayız. O günü her düşündüğümde kalbime saplanan o acının hiç geçmeyeceğini biliyorum ama sen de her zaman sana yakışır, güçlü ve ayakta duracağımı biliyorsun babacığım. Seni seviyorum. Huzurla uyu.’’ Bezik’in bu mesajı okuyan herkesi duygulandırdı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER