© Adana Haber - 2005

Sevim AĞAMULLA Yazdı - Sırat Köprüsü

Bazen insana tırak gelir, ben ne yapacaktım diye, akıl havalanır sonra yerine geri döner. Bu durum bazen bir kaç saniye veya dakikada son bulur.

Önemli olan vücudun o esnada neler yaptığıdır.

Hele de o akıl 78 milyon vatandaşın geleceğinden sorumlu ise havalanmaya hiç hakkı da yoktur, hukuku da. Bir akıl havalanması 13 yılda sürmez ki. 


İktidar şunu demektedir.. Suriye'nin kuzeyinde asla bir devlet kurulmasına izin vermeyiz..
Pekala öyle olsun da güzel. Peki 13 yıldır terörü neredeyse sıfır noktasından alıp bugüne taşırken, malum Oslo süreci ile masada görüşmeler yapılırken, palazlanmaya ve toplumsal karşılığına zemin oluşmasına çanak tutarken, dünyanında dikkatini çekercesine siyasallaşmasının önünü açarken (sözüm ona, silahlar bırakılması uğruna) bunun bir adım sonrasının devletleşme olduğunu görmemiş miydiniz acaba?

BOP projesi övülürken, nutuklar atılırken, eş başkanlık yapılırken devlet kurulacağı bilinmiyor muydu?. Bop neydi peki?

Ya da ne olarak biliniyordu? 'Bop.. (B)ütün (O)rdular (P)adişahı' demek değildi herhalde.
Bop projesi Amerika'nın çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılması üzerine inşa edilmiştir.

200 milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, İran, Kuzey Irak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) dünyanın artan enerji talebini karşılamada önemli bir rol oynamaya adaydır..

Petrol kaynakları tükeneceğinden bu bölgedeki kaynaklara ulaşmak, ABD'nin yaşamsal çıkarlarından biridir. Projenin başka amaçları da var tabi ki.

Kendine rakip olabilecek muhtemel gücün oluşmasını engellemek.
Petrol, doğalgaz, bor ve toryum gibi değerli kaynaklar üzerinde denetimi sağlamak.
İsrail'i emniyet altına almak (İsrail'in de emeli tabi ki Tevrat'ta bahsedilen vaat edilmiş topraklara sahip olmaktır.) İsrail'i emniyet ve

Akdeniz'e açılan bir koridor.
AB, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkeleri bu kaynaklardan uzak tutmak.
Dört din için kutsal sayılan yerlerde Müslüman nüfusunu yok etmek. Onlara göre var olan islami terör diye adlandırılan terörü bitirmek ile son bulması..
Ve bu projenin amacına ulaşması için kullanılabilecek bir kukla devlet üretimi için alan açmak..

Bütün bunlar halk tarafından bile idrakla el, göz yordamı ile bile tasavvur edilebilirken, şimdi olgunlaşmaya yüz tutmuş bir proje kapsamında kurulacak bir devlet ayan beyanken yeni mi fark edilmiştir. 13 yıldır köprünün altındaki suyun geçmesi için kanalları açıp da, şimdi veryansın etmek ne kadar inandırıcıdır? Çok sular geçmiştir. Akrep kuyruğuyla ortadoğu'ya zehrini saçmıştır. Şimdi yapılması gereken eğer samimiyse iktidar, akrebin kuyruğunu kopartmak görevi olmalıdır.

Hatalarını masaya yatırıp üzerinde otopsi yapıp ve gereğini hayata geçirmektir.
Evvela Esad kompleksini yenip, diyaloğa geçmek, uluslararası kamuoyuyla işbirliği çerçevesinde, meclisteki partilerin bilgi ve desteği ile gereken adımlar her ne ise, ülke çıkarı önde tutulmak üzere ivedilikle uygulamak zorundadır.

Elbetteki savaş kötü bir durumdur istenemez..Ama, gerektiği halde ertelenmesi halinde de daha yıkıcı, vahim sonuçlar doğurabilir. Pkk, uzantısı pyd, işid ve bilumum terör örgütleri bu proje kapsamında tesis edilmiş taşeron örgütlerdir.

As olan Suriye'nin bütünlüğü mü? Amerika, İsrail'in çıkarları mıdır? Önce düşmanı yarat, sonra kurtarıcı melek ol, demokrasi havariliğine soyun, amacına ulaş..Ortadoğu'da batının hep yaptığı alışılmış düzenek bunlar. Amacına hizmette kullanacağı kürdistan'ın Irak, Suriye ayağı derken kantonların birleşmesi ve oradan Türkiye ayağının tamamlanmasıyla son bulacak bir kukla devlet. Peki son mu? hayır.. Asıl film o zaman başlıyor. Mezhep ve din savaşlarının başlangıcı. Biliyoruz ki bay Bush körfez savaşında bu bir haçlı seferi demiş ve startı vermişti. Şu an islamla anılan terör örgütleri Avrupa, Amerika'da islamofobiyi yayma görevini üstlenmiş ve herhangi savaş nedeni sayılacak mazeretleri oluşturma görevindeler aynı zamanda..direk veya endirek. İşid, pyd'yi aynı zamanda kurtarıcı, şirinleştirici ve kurulacak olası devlete hazırlayıcı bir figür olarak sahneye çıkmıştır ta ki amaca ulaşıp kapanış tuşuna basılana değin.

İktidar öngörüsüz ya da bilinçli mi? bilinmez, salvolu bir tutum izlemiştir.

Bir ülkede hukuk, sosyal, ekonomi ve demokrasi alanlarında reformlar ve bunların topluma yayılmasında etkin, sağlıklı karşılığı gerçekleşmediyse biraz kafa tutması da zor ve inanması zor oluyor tabii.

Keşke 13 yıldır sen şusun, sen busun yerine birleştirici bir dil kullanılıp, bu ilerici alanlara yöneltilseydi iktidar enerjisi, şimdi daha güçlü bir Türkiye olurdu.
Türkiye artık gün geçtikçe artan sığınmacıların yükünü taşıyamaz duruma gelmiştir. 

Bunların gittikçe yeraltı dünyasına, mevcut ya da yeni bir terör örgütünün oluşumunun baş aktörleri olmayacakları ne malumdur. Bu tehlikeyi kim önleyecektir?.

Ülkenin bu 'SIRAT KÖPRÜSÜ' den geçerken cehennem zebanilerine karşı top yekün birlik olması hayrınadır. Erdoğan gitsin de ne olursa olsun demek sakat bir zihniyettir. Gericiye hayır demek için, bölücüye evet demek büyük yanlış olur.

Millet gericiye hayır demek için, bölücüye evet demek zorunda değildir..Bunun mutlak karşılığı da elbette ki muhtemelen, bölücüye karşı gericiyi yeğleyecek tarafların çıkması olacaktır. Tabi ki as olan hiç birine mecbur olmadığımız top yekün ret etmiş olmamızdır.. Akp bir an evvel 13 yıldır izlediği hataları önce kabul edip artık düzeltmelidir. 

Türkiye politikasının terör örgütlerinin üzerinde olması gerekir. Dün ki düşman pkk, bugün ki pyd, yarın işid değil..olmaz. Bugün Türkmen düşünülüp, yarın kaderine terk etme şeklinde değil. İstikrarlı, saygın, kararlı ve tutarlı olmalıdır. Devlete yakışan da budur, sırattan geçirecek olan budur.

Meydanı boş bırakmamak, olası tehlikeleri savurmak üzere hükümet, iktidar her ne ise, bir an evvel meclis desteği ile net sağlıklı politikalar uygulamak zorundadır. Akrebin kuyruğu ancak millet, meclis elele birlikte koparılabilir.. Ülke sırat'tadır. Sırat ancak nifakla değil, birlikle geçilebilir.. SS.A

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER