Abone ol
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Berra Besler ülkede hukuk devletinin çökertilmek için elden gelenin yapıldığını söyledi.
TBB Başkan Yardımcısı Berra Besler, "Hukuka aykırılıkların diz boyu yükseldiği, bunun yanında halkın ihtiyacı olan hukuk güvenliğinin hiçe sayıldığı acı günler yaşıyoruz" dedi.
Adana Barosu tarafından düzenlenen Avukat Bölge Toplantısı Seyhan Oteli'nde gerçekleşti. Toplantını açılışında konuşan Besler, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve savunma özgürlüğüne vurgu yaptı. Savunma hakkının kısıtlandığına dikkat çeken Besler, Türkiye'de adil yargılama hakkının sağlanamadığını kaydetti. Bu konuda pek çok örnek yaşandığını ifade eden Besler, "Bu örnekler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) tescil ediliyor. Savunma hakkı kısıtlandığı zaman demokratik bir ortamdan söz edilemez. Demokrasinin en sağlam zeminini oluşturan hukuk devleti de yara alıyor. Bunlar birbiriyle zincirleme gidiyor. Üst kavram olan anayasaya baktığımız zaman cumhuriyetin temel nitelikleri sayılan 'hukuk devleti, sosyal devlet, yargı bağımsızlığı, laiklik' yara alıyor.Bu hakların bir tanesi yerinde oynatıldığı zaman cumhuriyetin temel niteliklerine kadar bir sarsıntı yaşıyoruz" diye konuştu.
TBB Başkan Yardımcısı Başar Yaltı ise hak arama özgürlüğünün güvencesinin avukatlar olduğunu vurguladı. Asıl amacın halkın hak arama özgürlüğünü yerine getirmek olduğunun altını çizen Yaltı, güvencesi olmayan bir hakkın kullanamayacağını belirti. Yaltı, şöyle devam etti: "Hak aramanın güvencesi avukattır. Onun için otoriter yönetimler –günümüzde de olduğu gibi– avukata saldırırlar. Dikkat edin son zamanlarda illerden gelen haberlere baktığınız zaman bir avukatın dövüldüğü, avukata saygısız bir davranışta bulunulduğu, hakim ve savcıların avukatları yok sayan bir tutum içerisine girdiğini görürsünüz. Çünkü avukatın böyle bir hesabı olamaz, o özgür düşünceli birisidir. Avukat düşünen; aynı eylemcidir. Bu ikisi bir araya geldiği zaman iktidarların tehlikeli hedefi haline geliyor. Dolayısı ile avukatlara ne kadar önem verilirse halkın hak arama özgürlüğüne getirilen değer demektir. Hak arama özgürlüğünü kullanamayan vatandaş sesiz yığınlar halinde her söyleneni yapan hale geliyor."
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ise Avukat Hakları Merkezleri'nin önemini her geçen gün ciddi bir şekilde hissettirdiğini anlattı. Avukatların karşılaştığı sorunlar üzerinde duran Çıtırık, hükümetin yargıyı, rejimi dönüştürebilmenin ve iktidar mücadelesinin aracı olarak kullandığını ileri sürdü. Çıtırık, yargı mensuplarının da savunmayı şekli unsur olarak gördüğünü ve 'olsa da olur, olmasa da olur' gibi bir mantıkla hareket ettiğine işaret etti.
Hatay, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis'ten avukatların katıldığı organizasyonda Orta Asya Ülkeleri Baroları Birliği Başkanı Almasa Osmanova da bir konuşma yapıp, katılımcı avukatların sorularını cevapladı.
Adana Barosu tarafından düzenlenen Avukat Bölge Toplantısı Seyhan Oteli'nde gerçekleşti. Toplantını açılışında konuşan Besler, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve savunma özgürlüğüne vurgu yaptı. Savunma hakkının kısıtlandığına dikkat çeken Besler, Türkiye'de adil yargılama hakkının sağlanamadığını kaydetti. Bu konuda pek çok örnek yaşandığını ifade eden Besler, "Bu örnekler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) tescil ediliyor. Savunma hakkı kısıtlandığı zaman demokratik bir ortamdan söz edilemez. Demokrasinin en sağlam zeminini oluşturan hukuk devleti de yara alıyor. Bunlar birbiriyle zincirleme gidiyor. Üst kavram olan anayasaya baktığımız zaman cumhuriyetin temel nitelikleri sayılan 'hukuk devleti, sosyal devlet, yargı bağımsızlığı, laiklik' yara alıyor.Bu hakların bir tanesi yerinde oynatıldığı zaman cumhuriyetin temel niteliklerine kadar bir sarsıntı yaşıyoruz" diye konuştu.
TBB Başkan Yardımcısı Başar Yaltı ise hak arama özgürlüğünün güvencesinin avukatlar olduğunu vurguladı. Asıl amacın halkın hak arama özgürlüğünü yerine getirmek olduğunun altını çizen Yaltı, güvencesi olmayan bir hakkın kullanamayacağını belirti. Yaltı, şöyle devam etti: "Hak aramanın güvencesi avukattır. Onun için otoriter yönetimler –günümüzde de olduğu gibi– avukata saldırırlar. Dikkat edin son zamanlarda illerden gelen haberlere baktığınız zaman bir avukatın dövüldüğü, avukata saygısız bir davranışta bulunulduğu, hakim ve savcıların avukatları yok sayan bir tutum içerisine girdiğini görürsünüz. Çünkü avukatın böyle bir hesabı olamaz, o özgür düşünceli birisidir. Avukat düşünen; aynı eylemcidir. Bu ikisi bir araya geldiği zaman iktidarların tehlikeli hedefi haline geliyor. Dolayısı ile avukatlara ne kadar önem verilirse halkın hak arama özgürlüğüne getirilen değer demektir. Hak arama özgürlüğünü kullanamayan vatandaş sesiz yığınlar halinde her söyleneni yapan hale geliyor."
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ise Avukat Hakları Merkezleri'nin önemini her geçen gün ciddi bir şekilde hissettirdiğini anlattı. Avukatların karşılaştığı sorunlar üzerinde duran Çıtırık, hükümetin yargıyı, rejimi dönüştürebilmenin ve iktidar mücadelesinin aracı olarak kullandığını ileri sürdü. Çıtırık, yargı mensuplarının da savunmayı şekli unsur olarak gördüğünü ve 'olsa da olur, olmasa da olur' gibi bir mantıkla hareket ettiğine işaret etti.
Hatay, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis'ten avukatların katıldığı organizasyonda Orta Asya Ülkeleri Baroları Birliği Başkanı Almasa Osmanova da bir konuşma yapıp, katılımcı avukatların sorularını cevapladı.
Yorum Yazın