Abone ol
Hükümete yakın olan Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz 17 Aralık’ta düğmeye basılan 20 büyük operasyon hazırlığı daha yapıldığını yazdı.
ADANA HABER - "Yargı eylem planı" başlıklı yazısında 17 Aralık'taki ilk dalga ve 25 Aralık'taki ikinci dalgayı değerlendiren Tayiz, 25 Aralık'taki operasyon için "Bu hamle başarıyla sonuçlansa, Türkiye’nin nasıl bir kaosun içine sürükleneceğini tahmin etmek bile mümkün olmayacaktı " ifadelerini kullandı:
KAMİKAZE BİR SAVCI
(...) Her geçen gün bu eylem planının ne kadar kusursuz hazırlandığını, dantel gibi inceden inceye örüldüğünü, oya gibi işlendiğini, örümcek ağı gibi bir tuzağa dönüştürüldüğünü görüp, hayretle izliyoruz.
Önce kabine üyeleri ve çocuklarına karşı bomba bir operasyon gerçekleştirip, toplumda büyük bir yolsuzluk algısı oluşturma yoluna gidildi.
Erdoğan ve ailesine yapılacak olan operasyonun alt yapısı oluşturuldu.
Bütün hamleler Erdoğan’a ulaşmak için atılan birer hamle olarak planlandı.
25 Aralık’ta asıl operasyon için düğmeye basıldı.
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilâl’in de aralarında olduğu 30 kişilik bir grubun gözaltına alınması için harekete geçildi.
Bu hamle başarıyla sonuçlansa, Türkiye’nin nasıl bir kaosun içine sürükleneceğini tahmin etmek bile mümkün olmayacaktı.
Türkiye’yi yerinden oynatmak için elinde hazır kamikaze bir savcı, ayarlanmış bir hâkim olması yetiyor!
Tabii bu adımın engellenebileceğini hesap etmemişlerdi.
Savcı önce polisi sonra jandarmayı harekete geçirerek önceden hazırlanmış eylem planının stratejik hamlesini yapmak için çırpınıp durdu. Başaramayınca darbe çığırtkanları yardıma koştu; "Hukuk katlediliyor, Cumhuriyet Savcısı’nın görevini yapması engelleniyor" diye.
OYUN BİTMEDİ
Plan bu kadarla sınırlı değil elbet; yargı merkezli 20 büyük operasyon hazırlığı daha yapılmış. Ancak bu operasyonları birbirine bağlayan 25 Aralık’taki büyük düğüm kılıçla koparıldı. Peş peşe dizilen domino taşlarından biri aradan çıkarılınca plan da yarıda kesildi. Ama oyun bitmedi. Kaldığı yerden darbeye devam etmeye başladılar.
Başbakan Erdoğan’a karşı başlatılan psikolojik harekât tam gaz devam ediyor. Büyük bir ittifak içinde Erdoğan’ı teslim almaya çalışıyorlar.
"Erdoğan geç olmadan istifa etmeli", "Ülkeyi uçuruma sürüklüyor", "Başbakan Türkiye’yi iç savaşa sürüklüyor" diye gürültü yapan ünlü yazarlar korosu, bu alçakça darbe eylem planının psikolojik savaş tetikçileridir. Tabii bunu, psikolojik harbin gazıyla sersemlemiş akıl ve çıkar düşkünü çevreleri dışarıda bırakarak söylüyorum.
Kısacası; Türkiye yargı merkezli bir darbe harekâtıyla karşı karşıyadır. Hedef sadece Erdoğan veya AK Parti Hükümeti değil, siyaset kurumu ve yeni Türkiye’dir. Karşımızdaeski darbecilerin kılık değiştirmiş yeni temsilcileri bulunmakta. Türkiye halkı bu çeteden daha cesur olmazsa bugüne kadarki kazanımlarını değil, özgür geleceğini ve yarınını kaybedecek.
Türkiye’yi bu darbeci güruha teslim etmeyelim!
Akşam
KAMİKAZE BİR SAVCI
(...) Her geçen gün bu eylem planının ne kadar kusursuz hazırlandığını, dantel gibi inceden inceye örüldüğünü, oya gibi işlendiğini, örümcek ağı gibi bir tuzağa dönüştürüldüğünü görüp, hayretle izliyoruz.
Önce kabine üyeleri ve çocuklarına karşı bomba bir operasyon gerçekleştirip, toplumda büyük bir yolsuzluk algısı oluşturma yoluna gidildi.
Erdoğan ve ailesine yapılacak olan operasyonun alt yapısı oluşturuldu.
Bütün hamleler Erdoğan’a ulaşmak için atılan birer hamle olarak planlandı.
25 Aralık’ta asıl operasyon için düğmeye basıldı.
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilâl’in de aralarında olduğu 30 kişilik bir grubun gözaltına alınması için harekete geçildi.
Bu hamle başarıyla sonuçlansa, Türkiye’nin nasıl bir kaosun içine sürükleneceğini tahmin etmek bile mümkün olmayacaktı.
Türkiye’yi yerinden oynatmak için elinde hazır kamikaze bir savcı, ayarlanmış bir hâkim olması yetiyor!
Tabii bu adımın engellenebileceğini hesap etmemişlerdi.
Savcı önce polisi sonra jandarmayı harekete geçirerek önceden hazırlanmış eylem planının stratejik hamlesini yapmak için çırpınıp durdu. Başaramayınca darbe çığırtkanları yardıma koştu; "Hukuk katlediliyor, Cumhuriyet Savcısı’nın görevini yapması engelleniyor" diye.
OYUN BİTMEDİ
Plan bu kadarla sınırlı değil elbet; yargı merkezli 20 büyük operasyon hazırlığı daha yapılmış. Ancak bu operasyonları birbirine bağlayan 25 Aralık’taki büyük düğüm kılıçla koparıldı. Peş peşe dizilen domino taşlarından biri aradan çıkarılınca plan da yarıda kesildi. Ama oyun bitmedi. Kaldığı yerden darbeye devam etmeye başladılar.
Başbakan Erdoğan’a karşı başlatılan psikolojik harekât tam gaz devam ediyor. Büyük bir ittifak içinde Erdoğan’ı teslim almaya çalışıyorlar.
"Erdoğan geç olmadan istifa etmeli", "Ülkeyi uçuruma sürüklüyor", "Başbakan Türkiye’yi iç savaşa sürüklüyor" diye gürültü yapan ünlü yazarlar korosu, bu alçakça darbe eylem planının psikolojik savaş tetikçileridir. Tabii bunu, psikolojik harbin gazıyla sersemlemiş akıl ve çıkar düşkünü çevreleri dışarıda bırakarak söylüyorum.
Kısacası; Türkiye yargı merkezli bir darbe harekâtıyla karşı karşıyadır. Hedef sadece Erdoğan veya AK Parti Hükümeti değil, siyaset kurumu ve yeni Türkiye’dir. Karşımızdaeski darbecilerin kılık değiştirmiş yeni temsilcileri bulunmakta. Türkiye halkı bu çeteden daha cesur olmazsa bugüne kadarki kazanımlarını değil, özgür geleceğini ve yarınını kaybedecek.
Türkiye’yi bu darbeci güruha teslim etmeyelim!
Akşam
Yorum Yazın