Abone ol
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan, cinsel ilişki sayısında bir standart olmadığını, bir erkeğe sırf bu yüzden sapık etiketi yapıştırılamayacağını ancak iki tarafın da istekli olması gerektiğini vurguluyor...
ADANA HABER - Haftada kaç kere cinsel ilişkiye girilmeli sorusu yıllardır tartışılır. İlişki sıklığınız nedir? diye sorulduğunda da; 20’li ve 30’lu yaşlardaki birçok kişinin cevabı haftada iki veya üç defa olur. Çiftlerin birbirlerine karşı duygu ve isteklerinin belirlediği cinsel ilişki sıklığı konusunda standart bir rakam vermek mümkün değil. Ancak, bazen erkeklerde aşırı cinsel istek görülebiliyor. Zaman, mekan fark etmeksizin partneriyle ilişkiye girmek isteyen bir erkek ve onun ve isteğinden yakınan bir kadın… Kadın tarafından sapkınlık olarak bile nitelenebilecek bu durum erkek için ise övünme sebebi olabiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan, öncelikle eşine ya da sevdiği kadına cinsel yönden aşırı istekli olan her erkeği aşırı seks düşkünü olarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Evliliğin ya da ilişkinin ilk dönemlerinde günde 3-4 defa ilişkiye girme isteği kadına cazip gelse de zamanla bu kadının hoşuna gitmeyebilir. Gecede bir kere ilişkiye girme çiftlere yetişiyorsa bunda sorun yoktur, İki kere de olur, üç kere de… Bunun bir standart sayısı yok. Erkeklerin sayı konusunda bir yarış içinde olmalarına da gerek yok. Zaten kadının beklentisi de bu değil. Kadın bir gecede kaç defa ilişkiye girdiğini değil, o anda cinsel ilişkiden aldığı zevki düşünür."
Her iki taraf da sık ilişki kurmaktan mutlu ise ve haz alıyorsa sorun yoktur. "Ben karımdan başka kimseye bakmadım da, gidip yatmadım da" diyen bir erkek, sık ilişki yaşamak istediği için sapık damgası yememeli. Aksine tek eşli olması sevindiricidir. Ancak erkeğin bu sevişgen hali kadını rahatsız ediyorsa "Yorgunluktan anlamaz, baş ağrısından anlamaz, reglden anlamaz" dedirtiyorsa ya da bir zorlama söz konusu ise ve bu durum evliliğe, ilişkiye olumsuz yansıyorsa ortada bir sorun var demektir. Çiftlerin bu noktada bir uzmana danışarak yardım istemelerinde fayda var diyor, Op. Dr. Gökçen Erdoğan. Erkeğin cinsel ilişkiye girme sıklığı fazla ise ve bunu partneri ile yaşamak istiyorsa onu karşılık bulacak şekilde hazırlamalı. Tecavüz olarak nitelenebilecek şekilde ilişkiye girmeye zorlanması ise kadın açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Kadın, kocam istiyor deyip razı olmak yerine kendi isteklerini partnerine açıkça söylemeli.
Op. Dr. Gökçen Erdoğan, bazı vakalarda erkeğin sürekli erekte olmasını sağlayan başka nedenler olabileceğini ve bunun araştırılması gerektiğini de söylüyor. Cinsel yaşamın nitelikleri pek çok şeyle ilgili fikir verir. Çiftlerin ilişkiye girmek için ihtiyaç duydukları, mutlaka kaçındıkları, sevdikleri, nefret ettikleri… Her şey, ipuçları verir. Erkek, geçmişte özellikle de çocuklukta, ailede yaşanan olumsuz bir olayın etkisinde olabilir. Kadın da yetiştirilme tarzı dolayısıyla zevk alsa bile erkeğin isteklerini bir noktadan sonra sapkınlık olarak niteleyebilir. Op. Dr. Gökçen Erdoğan’a göre öncelikle bu sorunların üstüne gidilmeli. Çünkü sorun çözülmezse, kadın korkup soğuma, erkek de bıkma aşamasına gelir ve ilişki ayrılıkla sonlanabilir.
Op. Dr. Gökçen Erdoğan en doğrusunun iki insanın kaygısız sevişmesi olduğunu belirterek şunları ekliyor: "Cinselliğin sadece cinsel organların ilişkisi olmadığını da unutmamak gerekiyor. Daha çok dokunarak, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek cinsellik."
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan, öncelikle eşine ya da sevdiği kadına cinsel yönden aşırı istekli olan her erkeği aşırı seks düşkünü olarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Evliliğin ya da ilişkinin ilk dönemlerinde günde 3-4 defa ilişkiye girme isteği kadına cazip gelse de zamanla bu kadının hoşuna gitmeyebilir. Gecede bir kere ilişkiye girme çiftlere yetişiyorsa bunda sorun yoktur, İki kere de olur, üç kere de… Bunun bir standart sayısı yok. Erkeklerin sayı konusunda bir yarış içinde olmalarına da gerek yok. Zaten kadının beklentisi de bu değil. Kadın bir gecede kaç defa ilişkiye girdiğini değil, o anda cinsel ilişkiden aldığı zevki düşünür."
Her iki taraf da sık ilişki kurmaktan mutlu ise ve haz alıyorsa sorun yoktur. "Ben karımdan başka kimseye bakmadım da, gidip yatmadım da" diyen bir erkek, sık ilişki yaşamak istediği için sapık damgası yememeli. Aksine tek eşli olması sevindiricidir. Ancak erkeğin bu sevişgen hali kadını rahatsız ediyorsa "Yorgunluktan anlamaz, baş ağrısından anlamaz, reglden anlamaz" dedirtiyorsa ya da bir zorlama söz konusu ise ve bu durum evliliğe, ilişkiye olumsuz yansıyorsa ortada bir sorun var demektir. Çiftlerin bu noktada bir uzmana danışarak yardım istemelerinde fayda var diyor, Op. Dr. Gökçen Erdoğan. Erkeğin cinsel ilişkiye girme sıklığı fazla ise ve bunu partneri ile yaşamak istiyorsa onu karşılık bulacak şekilde hazırlamalı. Tecavüz olarak nitelenebilecek şekilde ilişkiye girmeye zorlanması ise kadın açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Kadın, kocam istiyor deyip razı olmak yerine kendi isteklerini partnerine açıkça söylemeli.
Op. Dr. Gökçen Erdoğan, bazı vakalarda erkeğin sürekli erekte olmasını sağlayan başka nedenler olabileceğini ve bunun araştırılması gerektiğini de söylüyor. Cinsel yaşamın nitelikleri pek çok şeyle ilgili fikir verir. Çiftlerin ilişkiye girmek için ihtiyaç duydukları, mutlaka kaçındıkları, sevdikleri, nefret ettikleri… Her şey, ipuçları verir. Erkek, geçmişte özellikle de çocuklukta, ailede yaşanan olumsuz bir olayın etkisinde olabilir. Kadın da yetiştirilme tarzı dolayısıyla zevk alsa bile erkeğin isteklerini bir noktadan sonra sapkınlık olarak niteleyebilir. Op. Dr. Gökçen Erdoğan’a göre öncelikle bu sorunların üstüne gidilmeli. Çünkü sorun çözülmezse, kadın korkup soğuma, erkek de bıkma aşamasına gelir ve ilişki ayrılıkla sonlanabilir.
Op. Dr. Gökçen Erdoğan en doğrusunun iki insanın kaygısız sevişmesi olduğunu belirterek şunları ekliyor: "Cinselliğin sadece cinsel organların ilişkisi olmadığını da unutmamak gerekiyor. Daha çok dokunarak, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek cinsellik."
Yorum Yazın