Abone ol
Adana'da dünyaya geldiğinde doktorların ailesine "Bundan size hayır gelmez" dediği Ayşegül Kara büyük bir azim göstererek devlet memuru oldu.
Adana'da dünyaya geldiğinde doktorların ailesine "Bundan size hayır gelmez" dediği, okul çağına geldiğinde öğretmenler tarafından okula alınmak istenmeyen down sendromlu Ayşegül Kara, üniversiteyi bitirerek cilt bakımı üzerine hem ustalık hem de usta öğreticilik belgesi aldıktan sonra Özürlü Memur Seçme Sınavı'na (ÖMSS) girip devlet memuru olmayı başardı
30 yıl önce evlenen İsmail (64) ve Serpil Kara (61) çiftinin 2 çocuğu oldu. Öğretmen çiftin çocuklarından ilki Ayşegül Kara (22) "down sendromlu" olarak dünyaya geldi.
Aile kızlarını 2.5 yaşına kadar hastane hastane gezdirerek derman aradı ancak doğuştan gelen bir rahatsızlık olduğu için çare bulamadı.
Doktorların "Bundan size hayır gelmez" demesine rağmen çift, kızlarını 2.5 yaşından itibaren özel eğitim merkezlerine götürdü. Ayşegül'ün toplum içinde büyümesi için büyük mücadele veren aile okul çağına geldiğinde kızlarını ilköğretime kaydettirmek istedi.
Ancak çiftin meslektaşları down sendromlu olduğu için Ayşegül'ü okula almak istemedi. Anne ve baba yılmayarak Milli Eğitim'den rapor alıp kızlarını ilköğretimde karma sınıfa kaydettirdi. Ayşegül 8 yılda sağlıklı yaşıtları gibi 3.30 diploma notuyla ilköğretimi bitirdi.
Üniversiteyi bitirmekle yetinmeyen Ayşegül mezun olduktan sonra Çıraklık Eğitim Merkezi'nden ustalık ve usta öğreticilik belgesi aldı. Ayşegül katıldığı bilgisayar ve NLP kurslarını da başarıyla tamamladı. Ayşegül Kara bir süre sonra Adana Huzurevi'nde cilt bakım uzmanı olarak görev yapmaya başladı. Bu sırada devlet memuru olmaya karar vererek ÖMSS'ye hazırlanmaya başladı. Annesiyle birlikte gece yarılarına kadar ders çalışıp sınava giren genç kız 70 puan aldı. İlk atamalarda atanamayan Ayşegül Kara, ikinci atamada Niğde Devlet Hastanesi'ne devlet memuru olarak atandı.
Bir süre sonra ise tayini Adana'da Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği'ne çıktı. Şimdi burada veri işletmeni olarak görev yapan Kara’nın çalışma arkadaşları da Kara'dan çok memnun.
"2.5 YAŞINDAN BERİ EĞİTİM ALIYOR"
"OKUMAZ DEDİLER AMA BİZ YILMADIK"
Serpil Kara, özellikle lisede kızının okula gitmesine çok tepki verildiğini anlatarak, "Kızımın ilk 1 ay okula kaydı yapılmadı. Sonra kaydı yapıldı, ismi listelere yazılmadı. Her gün kızım gelip benim adım yok diye ağlıyordu. Öğretmenler bizi çağırdı 'gelin götürün yapamaz' dediler. Ama biz kazanılmış bir hakkı var, bunu kimse elinden alamaz dedik. Bu çocuk burada 10 yılda da mezun olsa burada devam edecek dedik. Devam etti ve bugünlere geldi" diye konuştu.
Hamileliği 8.5 ay olduğunda kızının down sendromlu olduğunu öğrendiğini ancak hiçbir zaman hamileliğe son vermeye düşünmediğini ifade eden Kara, "Onun da yaşam hakkı vardı, o güne kadar gelmiş bir bebeğin yaşam hakkını sonlandıramazdım. Şu anda yine böyle bir gebeliğim olsa yine sonlandırmam. Onlarla yaşamak çok güzel, çok farklı bir duygu. İnanın öbür kızımla bu kadar iletişimim yok, o benim dünyam, her şeyim" dedi.
Ayşegül Kara ise, memur olarak çalıştığını belirterek, "İşimi çok seviyorum, işimi güzelce yapıyorum, günlerim çok güzel geçiyor. Azmimle başardım buralara geldim. Devlet memuru olmamda en çok annemin emeği var. Okuyamazsın dediler, ben başardım ve okudum" şeklinde konuştu.
30 yıl önce evlenen İsmail (64) ve Serpil Kara (61) çiftinin 2 çocuğu oldu. Öğretmen çiftin çocuklarından ilki Ayşegül Kara (22) "down sendromlu" olarak dünyaya geldi.
Aile kızlarını 2.5 yaşına kadar hastane hastane gezdirerek derman aradı ancak doğuştan gelen bir rahatsızlık olduğu için çare bulamadı.
Doktorların "Bundan size hayır gelmez" demesine rağmen çift, kızlarını 2.5 yaşından itibaren özel eğitim merkezlerine götürdü. Ayşegül'ün toplum içinde büyümesi için büyük mücadele veren aile okul çağına geldiğinde kızlarını ilköğretime kaydettirmek istedi.
Ancak çiftin meslektaşları down sendromlu olduğu için Ayşegül'ü okula almak istemedi. Anne ve baba yılmayarak Milli Eğitim'den rapor alıp kızlarını ilköğretimde karma sınıfa kaydettirdi. Ayşegül 8 yılda sağlıklı yaşıtları gibi 3.30 diploma notuyla ilköğretimi bitirdi.
Kızlarının lise eğitimini de almasını isteyen aile bunun için de büyük bir mücadele verdi.
Liseye kayıt yaptırmaya gittiklerinde "Zihinsel engelli okuyamaz" tepkisiyle karşılaşan aile öğretmenleri ikna ederek kızlarını İhsan Sabancı Kız Meslek Lisesi Kuaförlük Bölümü'ne kaydettirdi. Lise 1. sınıfta zorlanan Ayşegül okula kısa sürede uyum sağlayarak liseyi de 3.30 diploma notuyla bitirip Çukurova Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Cilt Bakım ve Güzellik Bölümü'ne dikey geçiş yaptı.
Öğretmenler Ayşegül'ü engelli olduğu için yine okula almak istemedi ama öğretmen olan anne-baba ısrar ederek kızlarını okula kaydettirip 2 yılda mezun olmasını sağladı. Ayşegül cilt ve deri hastalıkları üzerine tez bile hazırladı.
Liseye kayıt yaptırmaya gittiklerinde "Zihinsel engelli okuyamaz" tepkisiyle karşılaşan aile öğretmenleri ikna ederek kızlarını İhsan Sabancı Kız Meslek Lisesi Kuaförlük Bölümü'ne kaydettirdi. Lise 1. sınıfta zorlanan Ayşegül okula kısa sürede uyum sağlayarak liseyi de 3.30 diploma notuyla bitirip Çukurova Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Cilt Bakım ve Güzellik Bölümü'ne dikey geçiş yaptı.
Öğretmenler Ayşegül'ü engelli olduğu için yine okula almak istemedi ama öğretmen olan anne-baba ısrar ederek kızlarını okula kaydettirip 2 yılda mezun olmasını sağladı. Ayşegül cilt ve deri hastalıkları üzerine tez bile hazırladı.
Üniversiteyi bitirmekle yetinmeyen Ayşegül mezun olduktan sonra Çıraklık Eğitim Merkezi'nden ustalık ve usta öğreticilik belgesi aldı. Ayşegül katıldığı bilgisayar ve NLP kurslarını da başarıyla tamamladı. Ayşegül Kara bir süre sonra Adana Huzurevi'nde cilt bakım uzmanı olarak görev yapmaya başladı. Bu sırada devlet memuru olmaya karar vererek ÖMSS'ye hazırlanmaya başladı. Annesiyle birlikte gece yarılarına kadar ders çalışıp sınava giren genç kız 70 puan aldı. İlk atamalarda atanamayan Ayşegül Kara, ikinci atamada Niğde Devlet Hastanesi'ne devlet memuru olarak atandı.
Bir süre sonra ise tayini Adana'da Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği'ne çıktı. Şimdi burada veri işletmeni olarak görev yapan Kara’nın çalışma arkadaşları da Kara'dan çok memnun.
"2.5 YAŞINDAN BERİ EĞİTİM ALIYOR"
Serpil Kara kızının Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği'nde devlet memuru olarak çalıştığını belirterek, "Bilgisayar sertifikasıyla birlikte veri hazırlama işletmeni olarak görev yapıyor. 2.5 yaşında eğitime başlattım. Daha sonra devlet okullarına başladı. Sonra meslek lisesini bitirdi. Liseyi bitirdikten sonra ise Çukurova Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Cilt Bakım Güzellik Bölümü’nü bitirdi. Okulu bitirdikten sonra yine boş durmayarak Halk Eğitim’in kurslarına katıldı. Bu arada Adana Huzurevi'nde cilt bakım uzmanı olarak görev yapmaya başladı. Biz sabahtan başlayıp akşam 11'lere kadar kızımla ders çalıştık. Daha sonra ÖMSS'ye girdi, bu sınavdan 70 puan aldı. İlk atamalarda atanamadı, daha sonra Niğde Devlet Hastanesi'ne tayini çıktı. O an bütün geçmişte yaşadığım her şeyi unuttum. Yaşadığım bütün olumsuzlukları, karşılaştığım bütün güçlükleri unuttum. Benim için dünyanın en güzel günüydü" dedi.
"OKUMAZ DEDİLER AMA BİZ YILMADIK"
Serpil Kara, özellikle lisede kızının okula gitmesine çok tepki verildiğini anlatarak, "Kızımın ilk 1 ay okula kaydı yapılmadı. Sonra kaydı yapıldı, ismi listelere yazılmadı. Her gün kızım gelip benim adım yok diye ağlıyordu. Öğretmenler bizi çağırdı 'gelin götürün yapamaz' dediler. Ama biz kazanılmış bir hakkı var, bunu kimse elinden alamaz dedik. Bu çocuk burada 10 yılda da mezun olsa burada devam edecek dedik. Devam etti ve bugünlere geldi" diye konuştu.
Hamileliği 8.5 ay olduğunda kızının down sendromlu olduğunu öğrendiğini ancak hiçbir zaman hamileliğe son vermeye düşünmediğini ifade eden Kara, "Onun da yaşam hakkı vardı, o güne kadar gelmiş bir bebeğin yaşam hakkını sonlandıramazdım. Şu anda yine böyle bir gebeliğim olsa yine sonlandırmam. Onlarla yaşamak çok güzel, çok farklı bir duygu. İnanın öbür kızımla bu kadar iletişimim yok, o benim dünyam, her şeyim" dedi.
Ayşegül Kara ise, memur olarak çalıştığını belirterek, "İşimi çok seviyorum, işimi güzelce yapıyorum, günlerim çok güzel geçiyor. Azmimle başardım buralara geldim. Devlet memuru olmamda en çok annemin emeği var. Okuyamazsın dediler, ben başardım ve okudum" şeklinde konuştu.
İhlas Son Dakika
Yorum Yazın