Abone ol
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Nazım Biçer, Türkiye'de her yıl yaklaşık bin 500 kişinin iş kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek, "Türkiye bu rakamlarla, Dünya sıralamasında en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ilk üç ülke içerisinde, Avrupa'da ise birinci sırada yer almaktadır" dedi.
Biçer, Türkiye'de her yıl binlerce iş kazasının yaşandığını ve onlarca emekçinin hayatını kaybettiği yada yaralandığına dikkat çekerek, "TMMOB'nin konuya ilişkin yaptığı tüm çalışmalarının sonunda dile getirdiği 'işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemelerin sorunlu olduğu' her yıl artan iş kazaları ile kendini göstermektedir. Bir olaya 'kaza' diyebilmek için; önceden öngörülememiş ve planlanmamış olması bilimsel tanımıdır. Bu tanım, iş kazaları da dahil tüm kaza türleri için geçerlidir. Ülkemizde yaşanmış ve işçilerin hayatlarını kaybettikleri olaylara baktığımızda ise bunların neredeyse tümünün öngörülememiş nedenlerden gerçekleşmediği açıktır. Yeraltı kömür ocağında grizu patlaması, inşaatta çalışan işçinin yüksekten düşmesi, Grandbetting çadırda uygunsuz koşullarda barınan işçilerin yanarak can vermesi, ölümler, yaralanmalar ve meslek hastalıkları ile sonuçlanan diğer tüm olayları, 'onların kaderi olduğu' şeklinde ifade etmek bilinçli olarak gerçeğin üstünü örten, art niyetli bir yaklaşımdır" diye konuştu.
Her yıl yaklaşık bin 500 kişinin iş kazası sonrası hayatını kaybettiğini ifade eden Biçer, "Bu verilere kayıt dışı çalışan işyerleri ve işçiler de eklendiğinde ortaya çıkan sonuçlar oldukça vahimdir. Türkiye bu rakamlarla, Dünya sıralamasında en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ilk üç ülke içerisinde, Avrupa'da ise birinci sırada yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalıklarının yüzde 100'ü önlenebilir iken; gerekli önlemler alınmadığı için maalesef her yıl iş kazaları ve meslek hastalarından dolayı birçok insan hayatını kaybetmektedir" ifadelerini kullandı.
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde temel amacın; çalışanların sağlığına zarar verebilecek hususların önceden belirlenerek gereken önlemlerin alınması, iş kazası geçirmeden, meslek hastalıklarına yakalanmadan, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanması, çalışanların ruhsal ve bedensel bütünlüğünün korunması olduğunu kaydeden Biçer, işyerinde sağlık ve güvenlikle ilgili şartları sağlamanın işverenin öncelikli ödev ve sorumluluğu olması gerektiğini söyledi. Çalışanlar da bu doğrultuda alınan tedbir ve talimatlara uymakla yükümlü olduğunu aktaran Biçer, "İlgili düzenlemeleri hazırlamak ve uygulanmasını denetlemek ise elbette devletin görevidir. Bu ise ancak tarafların uzlaşma içerisinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemine inanmaları ile mümkündür" dedi.
Yorum Yazın