Hakkındaki yayınlara kişisel sitesi feratyuksel.com adresinden yanıt veren Adana Büyükşehir Belediyesi Basın Daire Başkanı Ferat Yüksel çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"BEN KİMİM?
Rahman ve Rahim olan ALLAHIN adıyla…
Bazı dostlar dediler ki zaten özgeçmişin var web sitende. Neden kendini yazıyorsun. Lafı dolandırma keneleri yaz.
Önce kendimi yazıp sonra da tek tek keneleri yazacağım biraz sabır….
Kendimi anlatma isteğim kibirden değil sadece neden yazmaya karar verdiğimin bilinmesi açısındandır.
Bir “Yörük obasında” 24 Haziran 1979 günü 7 aylık bir bebek olarak yani erken doğmuşum 1.650 gr olarak.
Doktorlar yaşamaz eve götürün demişler. O zamanlar teknoloji gelişmemiş küvez filan yok demek ki.
Mübarek anamın dualarıyla yaşama tutunup bugün 34 yaşına gelmişim. Yarını bilmem. Buna şükür…
İlkokulu beş sınıf birleştirilmiş bir şekilde tek öğretmenle okudum.
Ortaokulu okumak için ailemden ayrılıp Milas’a geldiğimde 11 yaşındaydım.
Yazları tarlada ve babamın marangoz dükkânında çalıştım. Harmanda da yattım, mis gibi çıra kokan kızılçamın talaşında da. İnek de otlattım, tütünde kırdım, çapada yaptım, Milas halısı da dokudum.
Lise, ortaokul derken ilk girdiğim üniversite sınavında Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümünü kazandım.
Adana nere Muğla nere. Ben istemedim tekrar sınava gireyim dedim. Babam dedi ki oğul gideceksin.
1996 yılının Eylül ayında Adana’ya geldim. Ne bir tek tanıdığım ne bir akrabam.
17 yaşımdaydım tek başıma bu şehirde yaşamaya başladığımda. Yurt çıkmadı. Sepici de kanal kenarında bodrum katta otobüste tanıştığım Milaslı bir hemşerimin öğrenci evinde yaşamaya başladım.
Zaten liseden gönül verdiğim davamın tüten ocağı (Sepici Ülkü Ocağı)hemen evimin 50 metre yanındaymış. Adana’daki 3. günümde ocakta çayımı içtim şükürler olsun.
Ardından 1999 yılında Çukurova Üniversitesi’ne yapılan resmi seçimlerde önce bölüm temsilcisi, sonra fakülte temsilcisi sonrada Çukurova Üniversitenin ilk öğrenci konseyi başkanı olarak 25.000 öğrencinin temsilcisi olarak demokratik yollarla seçildim.
Sonra 4 yol arkadaşımla “Türkiye Üniversiteleri Öğrenci Konseyleri Birliğini” kurduk. Ardından yasal öğrenci örgütlenmeleri ve öğrenci hakları, STK’lar, gençliğin siyasete katılımı gibi konularda onlarca toplantı organize ettim, birçok toplantıya da panelist olarak katıldım. ARI Hareketinde GENÇ ARI oldum. Habitat Gençlik Derneğinde aktif rol aldım. Lionslara da gittim Rotaryanlarda da bulundum. Türkiye Gençlik Birliğini hatırlamıyorum da oraya da giderdim bilsem. İŞÇİ Partisini hatırlıyorum. Ülkü Ocakları Genel Merkezi ve İşçi Partisi olarak Kızıl Elma koalisyonu olarak ortak etkinlikler yapıldı bende Ülkü Ocakları olarak bu etkinliklere katıldım. Merak eden devlet büyüğümü bilgilendireyim.
Bütün bu yukarda saydıklarımın hepsi ama hepsi teşkilatlarımın bilgisi ve görevlendirmesi ile ÜLKÜCÜ Ferat YÜKSEL olarak katıldığım dernek ve toplantılardı. Aksi bir durum söz konusu olamayacağı gibi ülkü adlı nazlı yardan başkası beni hiç ilgilendirmezdi zaten.
2000 yılında üniversitede bölümü birincilikle bitirdim. 2001 yılında açılan akademik başarı sınavıyla devlet memuru oldum.
2003 yılında Adana Ülkü Ocakları Başkanlığına atandım.
2004 yılında yüksek lisansı bitirip doktoraya başladım.
2009 yılının Nisan Ayında 8 yıllık akademik hayatımı sonlandırıp yine bir misyon gereği Adana Büyükşehir Belediyesinde Daire Başkanı oldum.
Ne Yüksek Mühendis, ne Doktor, Ne Daire Başkanı gibi bir sıfat değil taşımak istediğim sıfat. Ömrümün sonuna kadar onurla taşımak isteğim tek sıfat var. ÜLKÜCÜ Ferat YÜKSEL.
34 yaşındayım akademik olarak da bürokratik da bu yaşta gelinebilecek iyi bir noktada olduğumu düşünüyorum. Ama bu durum hiç umurumda değil. Bazı dostlar sende kibir var diyorlar ama gerçek öyle değil.Kerameti kendinde görecek kadar kör değilim. ALLAH önümü açmasa, korumasa, yardım etmese ben kimim ki. Sadece ben görevini yerine getirmeye çalışan naçizane bir kulum.
Bunları niye yazdım biliyor musunuz yıllardır hakkımda yazıp çizen iftira atanlar bilsinler.
Ben ne kazandıysam, her şeyimi kendi tırnaklarımla kazıyarak kazandım.
Kimseye, ALLAH’tan başka kimseye borcum yok. Ama bankalara kredi borcum var.
Trilyonları var diyenler varmış. Maalesef yok keşke olsa zalimlerle daha rahat mücadele ederdim.
Bodrumda otelim varmış. Hem de 8 katlı. Ama bodrumda 8 katlı hiç bina yok.
Çiftlik yaptırmışım çaldıklarımla. Evet köyümde 2000 yılında dede yadigarı araziye yapılıp ruhsat alınmış tavuk çiftliği var ailemin. Trilyonları olan Ferat YÜKSEL’in babası bu yaşında tavuk kümesinde tavuk bakıyor.
Haram parayla işim olmadı olmazda. Pınar suyuyla lağım suyunu hiç karıştırmadım. Her hücresi lağıma bulanmış keneler bugün bana hesap sorup iftira ediyorlar. Ey iftiracılar sizden değil ben sadece ALLAH hesap vermekten korkuyorum.
Sırayla devam edelim,
1-Dün Aytaç DURAK’ın yanında ne için bulunuyorsam bu gün Zihni ALDIRMAZ’ın yanında da onun için bunuyorum. Gayem davama ve Dumanbet öncelikli sevdam olan BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE hizmet. Tek özelliğim var üretmek ve gece gündüz çalışmak. Yani hamallık. Kendi için gece gündüz çalışan bir hamalı hangi siyasetçi sevmez.
2-Hiçbir istihbarat örgütünün kapısından içeri girmedim, hiçbiriyle uzaktan yakından irtibatım olmadı. Ama bir gün yardımım dokunacak olursa TÜRK olan MİT’İNE, JİTEMİNE yada POLİSİNE destek olmak benim görevimdir. Şerefimdir.
3-Aytaç DURAK’ı İstanbul’a basın toplantısına götürmeyi bırak, gitmemesi için yalvaran adamım ben.
4-Sayın VALİ meselesine gelince; devletin valisi hakkında entrika çevriyormuşum hem de ahlaksızca. Ben bir TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM. TÜRK DEVLETİ kutsallarım arasında. Adının Ahmet, Mehmet yada kim olduğu önemli değil TÜRK DEVLETİNİN valisini yıpratmak TÜRK DEVLETİNİ yıpratmaktır. Ben asla bunu yapmadım, yapmam da aldığım terbiye buna müsait değil. Devletin valisiyle mücadele etmek benim gibi bir devlet memurunun haddine düşmez. Bir gün Mücadele etmek istersem de devlet memurluğundan istifa ederim, öyle mücadele ederim. Bel altı, etik dışı bir mücadele, kimseyle yapmadım yapmam. Kişiliğime yakışmaz. Herkes kendine yakışanı yapar. Benim bildiğim kadar herkes haddini ve görev sınırlarını bilsin sadece.
5-Ümit ÖZDAĞ’cı derken aslında Lider Devlet BAHÇELİ’ye muhalif demek istiyorlar. Ümit ÖZDAĞ’ı Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi(ASAM) Başkanı ve Türk Milliyetçisi bir akademisyen olarak yıllar önce tanıdım ve hocamdan çok şey öğrendim. Sayın Devlet Bahçeliyi eleştiren yazılar yazdım zamanın da. Lider BAHÇELİNİN davam için vazgeçilmezliğini tecrübeyle idrak ettim. Sonra büyüğümüze gittim helallik istedim. Sayın Bahçeli dedi ki” Gençken olur böyle şeyler hakkım helal olsun”. Lider BAHÇELİ’NİN yolu yolum varlığı onurumdur.
6- Güç sarhoşluğuna bürünmüş seçilmiş bir yol arkadaşım ve yanındaki birkaç vefasız münafık diyorlarmış ki; koltuğu için davasını satıyor. Önce beraber yol yürüğüm yol arkadaşımı ayırayım. O dava adamıdır ve benim vefa borcum vardır ona. Ne davamı nede yol arkadaşımı asla satmam. Allah ayağına taş değdirmesin ve yolunu bahtını açık etsin. Yanındaki SÜSLÜ ve avenesine gelince sizi siyaseten var edenleri sattınız ilk dönemeçte. Bir gün davanızı da satarsınız. Vefası olmayanın hiçbir şeyi olmaz.
7-4 yıldır verdiğim mücadele ve ne için mücadele ettiğimi bilen biliyor ALLAH’da biliyor. Bilmesi gerekenlerin bilgisi dışında su bile içmedim habersiz. Ama varsa olumsuzluklar benim artılar onların olsun.
8-Bu güne kadar kimsenin ekmeğiyle oynamadım. Hiçbir gazeteciyi bırakın tehdit etmeyi bir yazı yazması için telkinde bile bulunmadım. Edebe yakışmayan yazı yazanlara ilk tepkiyi de koyan benim. Bir gazetecinin işten kovulmasını isteyecek kadar asla alçalmam. Somut bir örnek vereyim her gün bana iftira eden gazetenin yazı işleri müdürünün eşi en yakınımızda çalışıyor ve çalışmaya devam edecek. Çünkü kim nefsine yenilir rövanşist duygularla hareket ederse zalimlik eder, ALLAH zalimleri er geç helak edecektir.
9-Çete sanığı, rüşvetçi gibi iddialara başka yazımda uzun uzun cevap vereceğim. Süreçte yetkili makamdakiler adaletsizlik ederek adete zulm ettiler şahsıma. Ama ben onları ALLAH’a havale ettim, hiç yılmadım. Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün azim ve kararlılığı Başbuğumuzun çelik iradesi Hz. Peygamberimizi imanını ve aksiyonunu rehber edinip YÜCE ALLAHA sığındım.
Son olarak güncel rozet mesellerine de atıfta bulunarak bu yazımı bitireyim; Ben devlet memuruyum. Yakamda taşıyacağım tek rozet AY YILDIZ, AL BEYAZ rozettir. ALBEYAZA olan sevdamı aşkımı ifade etmek adına şerefle ölene kadar taşıyacağım rozeti. Siyasal rozetler yakamda değil ancak gönlümde olabilir kamu görevlisi olmam nedeniyle. Gönlümdeki rozette hilallerin gölgesi ben ölene kadar ışıl ışıl ışıldayacaktır. Biz beş sınıf karma fukara Yörük köyündeki mektebimizde okuduğumuz andımıza hala sadığız .
VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE….
Şimdilik kalın sağlıcakla…"
Yorum Yazın