Abone ol
Son seçimlerden Adana Büyükşehir Belediyesinin MHP'ye kazandırılmasında önemli rol oynayan Ferat Yüksel sessizliğini bozdu.
Sosyal medya hesabından duygu ve düşüncelerini paylaşan Ferat Yüksel'in kimi ya da kimleri hedef aldığı ise merak konusu oldu.
İşte o yazı:
"Eylül'le Yüzleşme
Eylül oldu ay. Yeni bir mevsimin başlangıcı.
Hüzündür derlerdi ama benim için bir başka idi bu sonbahar.
Son değildi benim için, ilkti gelen bahar.
Aylar önceydi "senle yeni bir bahara koşarım ben" diye haykırmıştım ya..
İşte bugünlerdi haykırdığım günler.
Sen'in aşkınla çırpınan yüreğim, kıpır kıpırdı.
Her bahar geldiğinde yüreğime, ben böyle olurdum..
Bu yürekle eylül yazılmaz diye düşündüm.
Yazılsa yazılsa İLKBAHAR yazılırdı, SON değil!
Eylül'ün hüznünden eser yoktu yüreğimde, ta ki içine 12 Eylül'ü alana kadar.
Yüreğimi derinden burktu, Eylül işte o anda.
Düşmanı 9 Eylül'de İzmir’den denize dökmemiş olsaydık eğer,
İlk sürgünüm GÖKTÜRK doğmamış olsaydı 9 Eylül'de,
Ne anlamı kalırdı, sevmezdim Eylül'ü hiç!
"Eylüller'de ölmedik, Eylül'lerde doğduk
Ne Sizleri unuttuk, ne kahpe Eylülleri" diye haykırdım yıllarca.
Ama sen varsın diye bir anlık ta olsa nasıl unuturum kahpe Eylülleri
12 Eylül 1980 tarihinde 44 yaşında iken vurularak şehit edilen halk müziği sanatçısı, Adana'lı Mürüvvet Ana; Mürüvvet Kekilli unutulur mu?
12 Eylül darbesi uzantılarınca milletini sevmenin bedeli darağaçlarında ödetilen şehit ülküdaşlarımız Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık unutulur mu?
Bilge Lider'in ifadesiyle "Unutmak ne mümkün. Biz unutsak bile tarihin tanıkları unutmaz. Unutanları da Allah affetmez."
Unutmamak yeter mi? Yetmez. Hayır, hiç durmadan çalışmak, her şartta küsmeden mücadele etmek, yorulmadan ülküye koşmak gerek. Ülkü devlerine layık olmak gerek vesselam.
Bir Eylül dip notu düşeyim son olarak;
Son günlerde olan her olumsuzluğun, aksayan her ihalenin, gazetede yazılan her yazının, korkakça sahte isimlerle açılmış hesaplardan atılan her tweet ve facebook mesajının, bel altı ahlaksızca mücadele amacıyla kahpece kurulan kumpasların, şahsıma maledilmeye çalışıldığını duyuyorum.
Beyler ve hanımefendiler, şimdi şu satırları lütfen iyi okuyun.
* Kim ki makam, mevkii ve dünya nimeti için davasına, dün beraber yol yürüdüklerine, ihanet eder ALLAH onu helak etsin.
* Kim ki nefsine kapılır ve "ben lokomotifte değilim" diye bir ülkücünün başarısını kıskanır ya da başarısını engellemeye çalışır, ALLAH onu cehennemde yaksın.
* Kim ki 3 kuruşluk menfaat için ihaleye bir firmayı girdirerek menfaat elde etmeye çalışır ALLAH onu da ateşinde kül etsin.
* Kim ki yazılı ya da sosyal medyada yazı yazdırıp birine sinsice iftira eder, kim ki kendi başarısızlıklarını örtmek için her olayda bir kişinin ismini haksız yere zikreder, ALLAH onu kahr-u perişan etsin.
Ben Ferat Yüksel olarak gönül rahatlığıyla hepsine AMİN diyorum.
Her olayda benim ismimi ağzına dolayanlar, hepsine siz de AMİN diyebilir misiniz? Buyrun."
İşte o yazı:
"Eylül'le Yüzleşme
Eylül oldu ay. Yeni bir mevsimin başlangıcı.
Hüzündür derlerdi ama benim için bir başka idi bu sonbahar.
Son değildi benim için, ilkti gelen bahar.
Aylar önceydi "senle yeni bir bahara koşarım ben" diye haykırmıştım ya..
İşte bugünlerdi haykırdığım günler.
Sen'in aşkınla çırpınan yüreğim, kıpır kıpırdı.
Her bahar geldiğinde yüreğime, ben böyle olurdum..
Bu yürekle eylül yazılmaz diye düşündüm.
Yazılsa yazılsa İLKBAHAR yazılırdı, SON değil!
Eylül'ün hüznünden eser yoktu yüreğimde, ta ki içine 12 Eylül'ü alana kadar.
Yüreğimi derinden burktu, Eylül işte o anda.
Düşmanı 9 Eylül'de İzmir’den denize dökmemiş olsaydık eğer,
İlk sürgünüm GÖKTÜRK doğmamış olsaydı 9 Eylül'de,
Ne anlamı kalırdı, sevmezdim Eylül'ü hiç!
"Eylüller'de ölmedik, Eylül'lerde doğduk
Ne Sizleri unuttuk, ne kahpe Eylülleri" diye haykırdım yıllarca.
Ama sen varsın diye bir anlık ta olsa nasıl unuturum kahpe Eylülleri
12 Eylül 1980 tarihinde 44 yaşında iken vurularak şehit edilen halk müziği sanatçısı, Adana'lı Mürüvvet Ana; Mürüvvet Kekilli unutulur mu?
12 Eylül darbesi uzantılarınca milletini sevmenin bedeli darağaçlarında ödetilen şehit ülküdaşlarımız Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık unutulur mu?
Bilge Lider'in ifadesiyle "Unutmak ne mümkün. Biz unutsak bile tarihin tanıkları unutmaz. Unutanları da Allah affetmez."
Unutmamak yeter mi? Yetmez. Hayır, hiç durmadan çalışmak, her şartta küsmeden mücadele etmek, yorulmadan ülküye koşmak gerek. Ülkü devlerine layık olmak gerek vesselam.
Bir Eylül dip notu düşeyim son olarak;
Son günlerde olan her olumsuzluğun, aksayan her ihalenin, gazetede yazılan her yazının, korkakça sahte isimlerle açılmış hesaplardan atılan her tweet ve facebook mesajının, bel altı ahlaksızca mücadele amacıyla kahpece kurulan kumpasların, şahsıma maledilmeye çalışıldığını duyuyorum.
Beyler ve hanımefendiler, şimdi şu satırları lütfen iyi okuyun.
* Kim ki makam, mevkii ve dünya nimeti için davasına, dün beraber yol yürüdüklerine, ihanet eder ALLAH onu helak etsin.
* Kim ki nefsine kapılır ve "ben lokomotifte değilim" diye bir ülkücünün başarısını kıskanır ya da başarısını engellemeye çalışır, ALLAH onu cehennemde yaksın.
* Kim ki 3 kuruşluk menfaat için ihaleye bir firmayı girdirerek menfaat elde etmeye çalışır ALLAH onu da ateşinde kül etsin.
* Kim ki yazılı ya da sosyal medyada yazı yazdırıp birine sinsice iftira eder, kim ki kendi başarısızlıklarını örtmek için her olayda bir kişinin ismini haksız yere zikreder, ALLAH onu kahr-u perişan etsin.
Ben Ferat Yüksel olarak gönül rahatlığıyla hepsine AMİN diyorum.
Her olayda benim ismimi ağzına dolayanlar, hepsine siz de AMİN diyebilir misiniz? Buyrun."
Yorum Yazın