Abone ol
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değişime direnenlerin kaybetmeye mahkum olduğunu söyleyerek Mısır'da yapılanları da unutmadıklarını ifade etti.
ADANA HABER - Başbakan Erdoğan'ı Adana İstasyon Meydanı'nda 10 binlere seslendi.
Konuşmasına "Gadasını aldıklarım sizi selamlıyorum" diye başlayan Erdoğan, Osmanlı dönemindeki Düyun-i Umumiye sistemini anlattıktan sonra bugün aynı sistemi IMF'nin yürüttüğünü ve Türkiye'nin kendileri iktidara geldiğinde ağır bir borç batağı altında ezildiğini ifade etti.
Türkiye'nin geçmişte başı sıkıştıkça uluslararası para fonundan dış kaynaklardan borçlanmaya başladığını hatırlatan Başbakan, "Biz göreve geldiğimizde 23 buçuk milyar dolar borcumuz vardı. MHP, DSP, ANAP üçlüsü borçlanmıştı. Öyle borçlandılar ki, ödeyemez duruma gelip bizi delikli paralara muhtaç ettiler. Dış borçlarla ilgi çok yanıltıcı bilgiler veriyorlar. Türkiye'nin dış borçlarını çarpıtmaya başlıyorlar" dedi.
2002 sonunda iktidara geldiklerinde Türkiye'nin her 100 lirasının 61.5 lirasının borç olduğunu ve bu bu oranı yüzde 17'ye kadar düşürdüklerini söyledi. Erdoğan, "2002 yılında Türkiye piyasalardan borçlanırken yüzde 63 faizle borçlanıyordu. MHP DSP ve ANAP iktidarında yüz lira borçlanırken bunun 63 faizdi. Şimdi yüzde 7'ye düştü. Aradaki fark 56 puan bu Adanalı çiftçinin memurun işçinin vatandaşımın cebinde kalıyor. Yalan yanlış konuşanların yüzüne bunu çarpmak gerek. 2003 yılında bütçemizin yüzde 43'ü faize gediyordu. Şu anda bu oran yüzde 13 oldu. Peki Türkiye'nin bu düşüşten elde ettiği tasarruf 642 milyar lira. Faizleri düşürdüğümüz için Türkiye bu parayı tasarruf etti. Reel olarak baktığımız bu rakam bugün 900 milyar liraya karşılık denk geliyor. Bu parayı Adana'ya kazandırdık. 81 ile kazandırdık. Eğitime, sağlığa, adalete, ulaşıma harcadık" diye konuştu.
İktidara geldiklerinde Merkez Bankası'nın kasasındaki rakamın 27.5 milyar dolar olduğunu ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu rakamın şimdi 6-7'ye katlandığını kaydetti.
15 Mayıs'ta son taksitle IMF'ye olan borcun sona erdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Buraya gelip de milliyetçilikten bahsedenlere sesleniyorum. Ülkesini milletini sevmek, hakaret ve öfke dolu nutuk atmakla olmaz. Onların yaptıklarıyla bizimki kıyas kabul etmez. Onlar borçlandırdı, biz ödedik, onlar yüksek faiz yüksek enflasyon bıraktı, biz düşürdük. Çiftçi krediyi yüzde 56 ile alıyordu şimdi 0-7 aralığında alıyor. 'Milliyetçiyim' diyenler 'ulusalcıyım' diyenler aziz bayrağımızın, paramızın, pasaportumuzun itibarını yerlerde süründürdüler. Biz geldik itibarı iade ettik. Biz slogan milliyetçisi değiliz. Bizim için milliyetçilik millet için hizmet üretmek, milletin ihtiyaçlarına cevap vermektir. Yağmurun, karın, soğuğun, sıcağın altında çocuklara 33'lü yıllarda geri kalmış ülkeleri andıran sloganlar attırmak milliyetçilik değildir. O çocuklara insanca eğitim görecekleri sınıf yapmaktır. Vizyon, ufuk sunmaktır, onlara güçlü bir Türkiye emanet etmektir. Okullara akıllı tahtalar veriyoruz. Öğrencilere tablet bilgisayar vermeye başladık.'Türküm' dediler, Türkiye'nin itibarını yerlerde süründürdüler. 'Doğruyum, çalışkanım' deyip yan gelip yattılar. Bal bal deyince ağız tatlanmaz, balı yersen ağzın tatlanır. Mesele slogan atmak değil, biz iş yapıyoruz. Biz bunlara aldanıp yolumuzdan asla geri durmayacağız" ifadelerini kullandı.
Geçenlerde açıkladığı gibi artık ana muhalefetin de yavru muhalefetin de liderlerinin ismini ağzına almayacağını hatırlatan Başbakan, onlara laf yetiştirmeyeceğini, onları diğer arkadaşlarına bıraktığını kaydetti.
Karacaoğlan'ın "Mecliste arif ol, kelamı dinle. El iki söylerse sen birin söyle. Elinden geldikçe sen iyilik eyle, hatıra dokunup yıkıcı olma" sözünü hatırlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"Biz Adanalı Karacaoğlan'a kulak verecek, iş, iyilik üretecek, yıkıcı değil, yapıcı olmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin tersaneleri de yerli imkanlarla ikinci savaş gemimizi deniz kuvvetlerine teslim ettik. 2004'te ilk gemimizi aldık ve denizlere uğurladık. Önceki haftada ikinciyi aldık, denize uğurladık. İki tane daha için çalışmaya başladık. Kendi gemisini üreten 14 ülkeden biriyiz. Ordumuzun ihtiyaçlarının yüzde 50'den fazlasını yerli imkanlara biz üretiyoruz. Hem ekonomi büyütüyoruz hem demokrasimizi geliştiriyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını tamamladıktan sonra temel atma törenine geçildi. Erdoğan'a Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yanı sıra çok sayıda milletvekili eşlik etti.
Konuşmasına "Gadasını aldıklarım sizi selamlıyorum" diye başlayan Erdoğan, Osmanlı dönemindeki Düyun-i Umumiye sistemini anlattıktan sonra bugün aynı sistemi IMF'nin yürüttüğünü ve Türkiye'nin kendileri iktidara geldiğinde ağır bir borç batağı altında ezildiğini ifade etti.
Türkiye'nin geçmişte başı sıkıştıkça uluslararası para fonundan dış kaynaklardan borçlanmaya başladığını hatırlatan Başbakan, "Biz göreve geldiğimizde 23 buçuk milyar dolar borcumuz vardı. MHP, DSP, ANAP üçlüsü borçlanmıştı. Öyle borçlandılar ki, ödeyemez duruma gelip bizi delikli paralara muhtaç ettiler. Dış borçlarla ilgi çok yanıltıcı bilgiler veriyorlar. Türkiye'nin dış borçlarını çarpıtmaya başlıyorlar" dedi.
2002 sonunda iktidara geldiklerinde Türkiye'nin her 100 lirasının 61.5 lirasının borç olduğunu ve bu bu oranı yüzde 17'ye kadar düşürdüklerini söyledi. Erdoğan, "2002 yılında Türkiye piyasalardan borçlanırken yüzde 63 faizle borçlanıyordu. MHP DSP ve ANAP iktidarında yüz lira borçlanırken bunun 63 faizdi. Şimdi yüzde 7'ye düştü. Aradaki fark 56 puan bu Adanalı çiftçinin memurun işçinin vatandaşımın cebinde kalıyor. Yalan yanlış konuşanların yüzüne bunu çarpmak gerek. 2003 yılında bütçemizin yüzde 43'ü faize gediyordu. Şu anda bu oran yüzde 13 oldu. Peki Türkiye'nin bu düşüşten elde ettiği tasarruf 642 milyar lira. Faizleri düşürdüğümüz için Türkiye bu parayı tasarruf etti. Reel olarak baktığımız bu rakam bugün 900 milyar liraya karşılık denk geliyor. Bu parayı Adana'ya kazandırdık. 81 ile kazandırdık. Eğitime, sağlığa, adalete, ulaşıma harcadık" diye konuştu.
İktidara geldiklerinde Merkez Bankası'nın kasasındaki rakamın 27.5 milyar dolar olduğunu ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu rakamın şimdi 6-7'ye katlandığını kaydetti.
15 Mayıs'ta son taksitle IMF'ye olan borcun sona erdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Buraya gelip de milliyetçilikten bahsedenlere sesleniyorum. Ülkesini milletini sevmek, hakaret ve öfke dolu nutuk atmakla olmaz. Onların yaptıklarıyla bizimki kıyas kabul etmez. Onlar borçlandırdı, biz ödedik, onlar yüksek faiz yüksek enflasyon bıraktı, biz düşürdük. Çiftçi krediyi yüzde 56 ile alıyordu şimdi 0-7 aralığında alıyor. 'Milliyetçiyim' diyenler 'ulusalcıyım' diyenler aziz bayrağımızın, paramızın, pasaportumuzun itibarını yerlerde süründürdüler. Biz geldik itibarı iade ettik. Biz slogan milliyetçisi değiliz. Bizim için milliyetçilik millet için hizmet üretmek, milletin ihtiyaçlarına cevap vermektir. Yağmurun, karın, soğuğun, sıcağın altında çocuklara 33'lü yıllarda geri kalmış ülkeleri andıran sloganlar attırmak milliyetçilik değildir. O çocuklara insanca eğitim görecekleri sınıf yapmaktır. Vizyon, ufuk sunmaktır, onlara güçlü bir Türkiye emanet etmektir. Okullara akıllı tahtalar veriyoruz. Öğrencilere tablet bilgisayar vermeye başladık.'Türküm' dediler, Türkiye'nin itibarını yerlerde süründürdüler. 'Doğruyum, çalışkanım' deyip yan gelip yattılar. Bal bal deyince ağız tatlanmaz, balı yersen ağzın tatlanır. Mesele slogan atmak değil, biz iş yapıyoruz. Biz bunlara aldanıp yolumuzdan asla geri durmayacağız" ifadelerini kullandı.
Geçenlerde açıkladığı gibi artık ana muhalefetin de yavru muhalefetin de liderlerinin ismini ağzına almayacağını hatırlatan Başbakan, onlara laf yetiştirmeyeceğini, onları diğer arkadaşlarına bıraktığını kaydetti.
Karacaoğlan'ın "Mecliste arif ol, kelamı dinle. El iki söylerse sen birin söyle. Elinden geldikçe sen iyilik eyle, hatıra dokunup yıkıcı olma" sözünü hatırlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"Biz Adanalı Karacaoğlan'a kulak verecek, iş, iyilik üretecek, yıkıcı değil, yapıcı olmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin tersaneleri de yerli imkanlarla ikinci savaş gemimizi deniz kuvvetlerine teslim ettik. 2004'te ilk gemimizi aldık ve denizlere uğurladık. Önceki haftada ikinciyi aldık, denize uğurladık. İki tane daha için çalışmaya başladık. Kendi gemisini üreten 14 ülkeden biriyiz. Ordumuzun ihtiyaçlarının yüzde 50'den fazlasını yerli imkanlara biz üretiyoruz. Hem ekonomi büyütüyoruz hem demokrasimizi geliştiriyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını tamamladıktan sonra temel atma törenine geçildi. Erdoğan'a Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yanı sıra çok sayıda milletvekili eşlik etti.
Yorum Yazın