Abone ol
Hangimiz 70 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde gelmek istemeyiz ki!
Yenilen, içilenlere bağlı olarak ani ve kronik rahatsızlıklar yaşanabilir.
İyileşmedeki en önemli adım, yeme içme alışkanlıklarını değiştirmektir.
Bunlar: Süt, yoğurt, ayran, peynir, kefir, direk ateşte yanmış etler, gazlı şekerli içecekler, alkol.
1998 yılında kilo vermek için et ve ekmeği bıraktım.
Sağlık hakkında yazılmış kitaplarından öğrendiklerimi kendimde uyguladım, faydalarını gördüm.
İnsanlar bu durumdan rahatsızlar, iyileşme arayışı içindeler.
Amacım kimseyi korkutmak değil!
Unutmayın!
(Bir sonraki haftanın konusu: Saç Sağlığı)
"Doktor bilmem! Hap bilmem!" Belli bir yaşa kadar (70 ve üzeri) sağlıklı olarak gelebilen insanların kullandığı bir halk deyimidir.
Göz Çevresindeki Sararmalar, Morarmalar Siyahlaşmalar Nasıl Giderilir?
Bu yaşa kadar sağlıklı bir şekilde gelebilen insanların yeme, içme ve yaşam tarzları araştırıldığında, doğal yiyeceklerin kararında tüketildiği, sakin ve hareketli bir yaşamları olduğu görülebilir.
Bu yaşa kadar sağlıklı bir şekilde gelebilen insanların yeme, içme ve yaşam tarzları araştırıldığında, doğal yiyeceklerin kararında tüketildiği, sakin ve hareketli bir yaşamları olduğu görülebilir.
Hangimiz 70 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde gelmek istemeyiz ki!
Aslında, hepimiz de her daim iyi olmak isteriz.
Doğumdan itibaren en az iki yıl alınan anne sütü ve işlenmemiş, gerçek, doğal yiyeceklerle sağlık korunabilir, iyi olunabilir.
"Biz hastalıklara farklı isimler veriyoruz fakat hastalıkların kaynağı aynıdır,
'yenilenler, içilenler...' -Bu bir doktor sözüdür.-
Yenilen, içilenlere bağlı olarak ani ve kronik rahatsızlıklar yaşanabilir.
Örneğin, farklı bir bölgede yenilen bir yemek mide veya bağırsakları hemen bozabilir.
Böyle durumlarda sağlık kuruluşlarına gidersiniz size söylenen tavsiyelere uyar, iyileşirsiniz.
Konumuz bu değil.
Söylemek istediğimiz, yiyeceklerden kaynaklanan uzun süreli yaşanılan sağlık sorunları.
Yenilen ve içilenlere bağlı olarak kronik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
Rahatsızlıklar için doktorlara sağlık kuruluşlarına gidiliyor.
İlaçlar, haplar alınıyor, ameliyatlar yapılıyor.
İyileşenler elbette oluyor ama iyileşemeyenler de oluyor.
İnsanlar neden iyileşemiyor?
Çünkü, yeme içme alışkanlıkları değiştirilmiyor!..
İyileşmedeki en önemli adım, yeme içme alışkanlıklarını değiştirmektir.
Yani, rahatsızlığa neden olanları tespit ederek bırakmak.
Hastalıkları beslemeyi durdurmak.
Bedeni iyileştirecek yiyecekleri tüketmeye başlamak.
Göz çevrelerindeki renk değişimleri de yapılan yanlışlardan kaynaklanır.
Bedeni sıkıntıya sokan maddeler göz çevrelerinde renk değişimlerine sebep olabilir.
Bunlar: Süt, yoğurt, ayran, peynir, kefir, direk ateşte yanmış etler, gazlı şekerli içecekler, alkol.
Koruyucu, katkı maddeleri ilave edilmiş dengesi bozulmuş buğday ürünleri ve diğer hazır yiyecekler.
Kansızlık.
Vitamin B12 eksikliği.
Kan PH değerinin düşmesi, toksinler, oksitlenmeler.
Renk değişimlerine neden olabilir.
İnsanlarla birebir konuşulduğunda yapılan yanlışlıklar daha iyi tespit edilebiliyor.
1998 yılında kilo vermek için et ve ekmeği bıraktım.
Yanlış bir karar verdiğimi sonradan anladım.
2005 yılına kadar 20 kilo verdim.
Bu süre içinde süt ürünlerini çok tükettim.
Gözlerimin çevresi kararmaya başladı.
Kararmalar yüzüme yansımaya başladı.
Gözlerimin çevresi ve yüzüm neden kararıyor, bir anlam veremiyordum.
2005 yılında rahatsızlıklarım ortaya çıktı.
Kan şeker yüksekliği, kolesterol, nedenini bilemediğim sıkıntılar.
İyileşebilmek için elbette, ben de önce doktorlara ve sağlık kuruluşlarına gittim.
Sonra sağlıklı beslenme konusunda yazılan kitaplar okumaya başladım.
Anladımki bazı yiyecekler uzun süreli tüketildiğinde hücrelere, organlara zarar veriyor, rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
Biz ise bunu bilmiyoruz, farklı yöntemlerle iyileşmeye çalışıyoruz.
Fakat istediğimiz iyileşmeleri yaşayamıyoruz.
Çünkü bedene zarar veren yiyeceklerimizi bırakmıyoruz, bırakamıyoruz!..
Sağlık hakkında yazılmış kitaplarından öğrendiklerimi kendimde uyguladım, faydalarını gördüm.
İyileşebilmek için arayış içinde olan insanlarla bildiklerimi paylaştım.
Anlattıklarıma inanan insanlar, söylenenleri uyguladılar.
Bir süre sonra bana iyileştiklerini söylediler.
Üstelik ek bir masraf yapmadılar.
İnsan hayatında 30 – 60 günün ne önemi var ki!..
Bu süre içinde doğrular yapıldığında iyileşmeler olabiliyor.
Göz çevrelerinde renk değişimi olanlarla görüşüyorum.
Renk değişimlerini sorunca aldığım cevaplar.
"Bizde genetik, babamda da var" diyor.
"Doktora gittim, kılcal damarlarda tıkanma olduğunu söyledi."
"Peki, kılcal damarlar neden tıkanıyormuş?"
"Söylemediler.."
Bayanlar far ile kapatmaya çalışıyor.
Kremler kullanılıyor.
İnsanlar bu durumdan rahatsızlar, iyileşme arayışı içindeler.
Farklı yöntemlerle renk değişiminden kurtulmaya çalışıyorlar.
Ne yapacaklarını bilseler, iyileşme uğruna bildiklerini yapmaya hazır olanlar var...
Renk değişimleri bedende bir takım problemlerin olduğuna işarettir.
Bunlar:
Karaciğer yağlanması.
Pankreas yağlanması.
Yüksek tansiyon.
Şeker hastalığı.
Kalp damar hastalığı.
LDL yüksekliği.
Sindirim problemleri.
Böbrek rahatsızlığı.
Vitamin B12 noksanlığı.
Kan PH değerinin düşmesi.
Bedende oksitlenmeler ve toksin birikimleri gibi sıkıntılar göz çevrelerinde renk değişimi olarak belirti verebiliyor.
Renkler iyice koyulaştığında günün birinde aniden hastanelik olabilir, hatta hayat kaybedilebilir.
Amacım kimseyi korkutmak değil!
Konunun önemine dikkat çekmek…
Önlemi erken alınırsa renk değişimleri geçer!..
Renk normal haline geldiğinde kendinizi daha iyi hissedersiniz.
Aynaya bakın veya bir yakınınız gözlerinize baksın.
Eğer, gözlerinizin çevresinde sararma, morarma, siyahlaşma varsa.
Yüzünüzün bir fotoğrafını çektirin.
Fotoğrafınızı saklayın.
Yanlış yiyecek maddelerini bırakın, doğru yiyeceklerle beslenin.
Birkaç ay sonra tekrar fotoğrafınızı çektirin.
Aradaki farkı görün.
Ne kadar iyi yaparsanız renk değişimlerinden o kadar hızlı kurtulursunuz.
Bazı insanlarda göz çevrelerinde renk değişimleri olmayabilir.
Bu insanlarda ise iç organlarda sıkıntılar gelişebilir.
Onların da ileride olabilecek bir sağlık sorunu yaşamaması için yiyeceklerine dikkat etmelerinde, mümkün olabildiğince değiştirmelerinde yarar var.
Peki, ne yaparsak göz çevrelerindeki renk değişimleri geçer?
1.Kural: Yanlış yiyecek, içecek maddeleri yenilmemeli, içilmemeli, bırakılmalı.
2.Kural: Doğru yiyeceklerle beslenilmeye başlanılmalı.
Doğru yiyecekler:
-Doğada kendiliğinden yetişen bitkiler; bu bitkileri bulabilirseniz iyi olur.
-Yapraklı bitkiler.
-Sebzeler.
-Salatalar önemli, tek bitkiye bağlı kalınmamalı, farklı bitkilerle salatalar yapılmalı.
-Meyveler.
-Bakliyatlar, Bazı bakliyatlar iyi gelmeyebilir, kendinize uygun bakliyatı deneme yaparak bulabilirsiniz.Örneğin, börülce, nohut, maş fasulyesi bana iyi geldi.
-Kuru yemişler. Badem, ceviz, fındık, fıstık kabak çekirdeği, ay çekirdeği gibi yağlı olanlar.
-Zeytin. susam, çörekotu.
-Baharatlar.
-Kırmızı et, balık.
Et, haşlama veya sebzelerle birlikte bir kabın içinde pişirilirse daha faydalı olur.
Vitamin B12 kırmızı ette var. İmkanlar dahilinde kırmızı et tüketilebilir.
Su; vücut susuz bırakılmamalı.
Semt pazarlarında sebze meyve seçenekleri daha fazla bulunur.
Her defasında bulabileceğiniz farklı bir bitkiyi, sebzeyi meyveyi alabilirsiniz.
Bu bitkilerin her birinde vücudun ihtiyacı olan maddeler vardır.
Vücut eksik olan besinleri yenilen bu yiyeceklerden alır.
Bedenin eksik bir maddesi kalmaz.
Sebze ve meyvelerin çok iyi yıkanmasında fayda var!..
Birine iyi gelen bir yiyecek bir başkasına iyi gelmeyebilir.
Yiyecekler tek başına yenildiğinde etkisi daha iyi anlaşılır.
Örneğin, ekmekten rahatsız olanlar var. Buna karşılık.
Buğday kaynatılır tek olarak yenilirse, rahatsız edip etmediği daha iyi bilinir.
Bazı yiyecekler çiğ olarak yenildiğinde daha etkili olur. Pişirildiğinde aynı etki alınmayabilir.
Bu nedenle, sebzeleri hem çiğ hem de pişirilmiş olarak yemeyi denemekte fayda var.
Çiğ kuru soğan bana ilaç gibi gelirken, aynı kuru soğan pişirildiğinde etkili olmuyor.
Çiğ sarımsağı yiyemezken pişmiş sarımsağı severek yiyebiliyorum.
Bunları sağlığı iyi olan biri anlayamaz.
Fakat sağlık sıkıntısı çeken ve bir an olsun kendisini iyi hissetmek isteyenler için önemlidir.
Unutmayın!
Kimsenin elinde sihirli değnek yok!
İyileşmek için!
Öğrenmek!
İnanmak!
Ve yapmak gerekir.
(Bir sonraki haftanın konusu: Saç Sağlığı)
Yorum Yazın