Abone ol
Motosikletiyle yaptığı kazada babalarının yaralanmasına neden olduğunu iddia ettikleri 19 yaşındaki Abdullah Özder'i kaçırıp işkenceyle öldürdükten sonra cep telefonu ile okul harçlığını gasp ettikleri öne sürülen 3 kardeş için ağırlaştırılmış ömür boyu ve 29'ar yıla kadar hapis cezası istendi.
ADANA HABER- Kiremithane Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü son sınıf öğrencisi Abdullah Özder 21 Haziran 2010'da Camili Köyü'ndeki bir tarlada vahşice öldürülmüş olarak bulundu.
Yapılan soruşturma ve görgü tanıklarının ifadeleri üzerine Özder'in intikam uğruna 3 Mayıs 2010'da motosikletiyle yaraladığı 83 yaşındaki Necmettin Güneş'in oğulları Bekir Güneş (35), Ramazan Güneş (49) ve Mehmet Fadıl Güneş (42) tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Tutuklanan kardeşler hakkında 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
'KEŞKE KARDEŞİM ÖLSEYDİ'
Sanıklar Bekir ve Ramazan Güneş haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Davanın ikinci duruşmasında ağlayarak ifade veren Bekir Güneş şöyle konuştu:
"Hayatım boyunca karakolla işim olmadı. Abdullah Özder'in babama çarpmasında da kasti bir şey yok. Bunun için kin olur mu? Hangi çağda yaşıyoruz? Sanayi sektöründe tanınmış bir esnafım. 20 kişi benim elime bakıyor. 2 öksüz çocuğu da okutuyorum. Olayı gerçekleştiren kardeşim Mehmet Fadıl psikopat bir insandır. Keşke maktul öleceğine o ölseydi. Benim babam 5 yıl daha yaşasa ne olur? Bu durum için çok üzgünüm. Karşı tarafı da anlıyorum, canları yanmış, bizim de yansın istiyorlar ama ben suçsuzum. Ben yatarım cezayı çekerim ama dışarıda elime bakan 20 kişi var."
KÜRTÇE İTİRAF
İlk duruşmada korktuğu için susma hakkını kullandığını söyleyen Mehmet Fadıl Güneş, tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yaptı. Olaydan önce Ali adlı arkadaşıyla sulama kanalı kenarında alkol aldıklarını, ardından da kendi evlerinin önündeki araçla Adana Mobilyacılar Sitesi'ne gittiklerini belirten Mehmet Fadıl Güneş, "Oraya gittiğimizde babama çarpan Abdullah Özder'i gördüm. Konuşmak için araca çağırdım. Bana küfredip cebinden bıçak çıkardı. Ben de araç içerisinde bulduğum levye ile eline vurdum. Yere düşen bıçağı aldım. Sonrasını hatırlamıyorum" dedi.
CEZA-İ EHLİYETİ TAM
Mahkeme heyeti 19 Ocak 2011'de yapılan duruşmada delillerin toplanmış olmasını da göz önünde bulundurarak Ramazan ve Bekir Güneş'in tahliyesine Mehmet Fadıl Güneş'in de akıl sağlığının araştırmasına karar verdi. 29 Ağustos 2011'de yapılan duruşmada ise, Mehmet Fadıl Güneş'e sevk edildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından 'ceza-i ehliyeti tam' raporu verildiği açıklandı. Aynı duruşmada, tahliye edildikten sonra duruşmalara gelmeyen Bekir Güneş'in yeniden tutuklanmasına karar verildi. Kararın ardından teslim olan Bekir Güneş işleri dolayısıyla yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını ve duruşmalara bu yüzden katılmadığını söyledi.
Yapılan soruşturma ve görgü tanıklarının ifadeleri üzerine Özder'in intikam uğruna 3 Mayıs 2010'da motosikletiyle yaraladığı 83 yaşındaki Necmettin Güneş'in oğulları Bekir Güneş (35), Ramazan Güneş (49) ve Mehmet Fadıl Güneş (42) tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Tutuklanan kardeşler hakkında 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
'KEŞKE KARDEŞİM ÖLSEYDİ'
Sanıklar Bekir ve Ramazan Güneş haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Davanın ikinci duruşmasında ağlayarak ifade veren Bekir Güneş şöyle konuştu:
"Hayatım boyunca karakolla işim olmadı. Abdullah Özder'in babama çarpmasında da kasti bir şey yok. Bunun için kin olur mu? Hangi çağda yaşıyoruz? Sanayi sektöründe tanınmış bir esnafım. 20 kişi benim elime bakıyor. 2 öksüz çocuğu da okutuyorum. Olayı gerçekleştiren kardeşim Mehmet Fadıl psikopat bir insandır. Keşke maktul öleceğine o ölseydi. Benim babam 5 yıl daha yaşasa ne olur? Bu durum için çok üzgünüm. Karşı tarafı da anlıyorum, canları yanmış, bizim de yansın istiyorlar ama ben suçsuzum. Ben yatarım cezayı çekerim ama dışarıda elime bakan 20 kişi var."
KÜRTÇE İTİRAF
İlk duruşmada korktuğu için susma hakkını kullandığını söyleyen Mehmet Fadıl Güneş, tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yaptı. Olaydan önce Ali adlı arkadaşıyla sulama kanalı kenarında alkol aldıklarını, ardından da kendi evlerinin önündeki araçla Adana Mobilyacılar Sitesi'ne gittiklerini belirten Mehmet Fadıl Güneş, "Oraya gittiğimizde babama çarpan Abdullah Özder'i gördüm. Konuşmak için araca çağırdım. Bana küfredip cebinden bıçak çıkardı. Ben de araç içerisinde bulduğum levye ile eline vurdum. Yere düşen bıçağı aldım. Sonrasını hatırlamıyorum" dedi.
CEZA-İ EHLİYETİ TAM
Mahkeme heyeti 19 Ocak 2011'de yapılan duruşmada delillerin toplanmış olmasını da göz önünde bulundurarak Ramazan ve Bekir Güneş'in tahliyesine Mehmet Fadıl Güneş'in de akıl sağlığının araştırmasına karar verdi. 29 Ağustos 2011'de yapılan duruşmada ise, Mehmet Fadıl Güneş'e sevk edildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından 'ceza-i ehliyeti tam' raporu verildiği açıklandı. Aynı duruşmada, tahliye edildikten sonra duruşmalara gelmeyen Bekir Güneş'in yeniden tutuklanmasına karar verildi. Kararın ardından teslim olan Bekir Güneş işleri dolayısıyla yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını ve duruşmalara bu yüzden katılmadığını söyledi.
Yorum Yazın