Türkiye'de çocukken aile içi taciz ve tecavüze uğrayan 5 kişinin gerçek öyküsünü anlatan "Yuva" adlı belgesel, Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM) tarafından Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şubesi toplantı salonunda gösterildi.
Yönetmenliğini Ebubekir Çetinkaya'nın yaptığı ve Türkiye'de de azımsanmayacak şekilde yaşandığı bilinen ancak toplumda dillendirilmeyen, insanların görmeyi, duymayı genelde reddettiği aile içi cinsel istismar olgusunu çarpıcı bir şekilde anlatan Yuva'da çocukluk döneminde ensest mağduru olan 5 kişinin öyküsü perdeye yansıtılıyor.
Filmde öyküsü anlatılanlardan şu an 8 yaşında olan E. babası tarafından, 40 yaşındaki N. ile 30 yaşındaki M. dayısı tarafından, 27 yaşındaki U., (erkek) ağabeyi tarafından, 21 yaşındaki Z. de babası tarafından istismara uğramış. Belgeseldeki gerçek hikayeler, mağdurların kendi sesinden anlatılıyor. Mağdurların güvenliği ve deşifre olmamaları için ise temsili görüntüler kullanılmış.
ZMO'daki film gösteriminden önce aile içi cinsel istismar olgusu üzerine genel bir değerlendirme yapan AKDAM Yönetim Kurulu Üyesi Av. Özlem Kara, aile içi cinsel taciz ve tecavüz olaylarını gerçekleştirenlerin tamamına yakınının erkek olduğuna (yüzde 97) dikkati çekti. Faili kadın olan ensest vakalarının ise yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Av. Kara, ensesti uygulayanların en güvenli ve korunaklı yer olduğuna inanılan aile içerisinde gerçekleşen Betorder bir eylem olduğunu vurgulayarak, bu suçu işleyenlerin her sosyo-kültürel grup ve statüden olduğunun altını çizdi. Av. Kara, "Failler mimar da olabiliyor, doktor da din görevlisi de inşaat işçisi de" diye konuştu.
Türk Ceza Kanunu'nda 'ensest'in kelime olarak kullanılmadığını ancak aile içi cinsel istismar eyleminin ağırlaştırılmış bir suç olarak düzenlendiğini ifade eden Av. Kara, insanların en güvendiği kişiler olan aile fertleri tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle ensestin insanların görmek istemediği ve toplumda dillendirilmekten çekinilen bir konu olduğunu söyledi.
Aile içi cinsel istismar mağdurlarının yaşamları boyunca o travmanın etkisinden kurtulamadığını dile getiren Kara, çocukların bu tür olaylarla ilişkili sözlerinin dikkate alınmasının çok önemli olduğunu kaydetti. Av.Kara, "Çocuklar hiçbir zaman yalan söylemez. Yaşadıklarını olduğu gibi anlatır. Bu nedenle çocukları yakından gözlemlemek, davranış değişikliklerinin nedenlerini öğrenmek önemli. Çocuk, cinsellikle ilgili bir şeyler söylüyorsa, yapıyorsa mutlaka nereden öğrendiğini anlatmasını istemek ve söylediklerini dikkate almak gerekiyor. Çocuklara bedenlerinin özel olduğunun, onların isteği dışında bedenlerine kimsenin dokunamayacağının, iyi ve kötü dokunmanın öğretilmesi gerek" dedi.
Ensesti uygulayan kişilerin olayın açığa çıkmayacağına olan inancının son derece yüksek olduğunu belirten Av. Kara, dile getirildiği zaman da daha çok fail yerine mağdura yönelik bir baskının olduğunu ve olayın saklı tutulmaya çalışıldığını aktardı.
Yorum Yazın