Abone ol
Makro ekonomik istikrarın sağlanmasının yanı sıra; dış açıkların makul seviyede tutulması ve bu açıkların idaresi bugün daha da önem kazanmıştır. Bu sebeple, ulusal tasarrufların arttırılması, enerjide dışa bağımlılığın asgari düzeye çekilmesi ve etkin bir yabancı sermaye stratejisinin önemi daha fazla öne çıkmaktadır.
MÜSİAD tarafından hazırlanan “Küresel Kriz ve İstihdam Raporu” MÜSİAD Adana Şube Başkanı tarafından bir basın toplantısıyla açıklandı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından Prof. Dr. İbrahim Öztürk’e hazırlattırılan ‘Küresel Kriz ve İstihdam’ başlıklı rapor, MÜSİAD’da gerçekleşen bir basın toplantısıyla açıklandı.
“2012 yılında işsizlik rakamları düşmüş olsa da 75 milyonluk nüfusa ve 775 milyar dolarlık iktisadi büyüklüğe sahip, orta büyüklükte bir ülke olan Türkiye için dış rekabet, verimlilik, mali dengeler, demografi ve emek piyasası yapısı gibi mevcut veri setine göre, işsizlik sorununu tümüyle ortadan kaldırmak, mümkün gözükmemektedir” diyen MÜSİAD Adana Şube Başkanı Bilal Nadir Gök, “Türkiye’nin işsizlik sorununu ana gündeminin dışına çıkartabilmesi için yıllık GSYH’sını en az 1,5 trilyon dolara çıkarması gerekmektedir.” dedi.
Bilal Nadir GÖK’ün açıklamasından satırbaşları şöyle: 2002-2011 döneminde ekonomide birikimli olarak yaklaşık yüzde 60 oranında bir büyüme kaydedilmesine ve istihdamda kaydedilen önemli artışa rağmen, küresel dengesizlikler ve içerideki derin yapısal dönüşüm nedeniyle, işsizlik 2001 sonrasında genel olarak yüksek düzeyde seyretmiş, küresel krizin hemen ardından 2009 yılında % 14 bandına kadar tırmanmış, 2010 ve 2011 yıllarında gelen yüksek büyüme ve alınan diğer istihdam dostu tedbirler sayesinde, 2012 yılı Temmuz ayı itibarıyla % 8,4 oranına kadar gerileyerek, 2002 yılından sonraki en düşük seviyeleri görmüştür.
Vevobahis Tahoma;">
Hatta kriz sonrasında, işsizlikle mücadelede sergilenen bu başarılı tablo sayesinde, Türkiye, İLO ülkeleri arasında adeta model ülke olarak ön plana çıkmıştır. Ne var ki, 75 milyonluk nüfusa ve 775 milyar dolarlık iktisadi büyüklüğe sahip, orta büyüklükte bir ülke olan Türkiye için; dış rekabet, verimlilik, mali dengeler, demografi ve emek piyasası yapısı gibi mevcut veri setine göre, işsizlik sorununu tümüyle ortadan kaldırmak, mümkün gözükmemektedir. Türkiye’nin işsizlik sorununu ana gündeminin dışına çıkartabilmesi için yıllık GSYH’sını en az1,5 trilyon dolara çıkarması gerekmektedir.
Diğer taraftan, ekonomik büyüklüğü itibariyle dünyada 17. sırada bulunan Türkiye’nin, son yıllardaki anlamlı iyileşmelere rağmen, emek verimliliğinde 2010 yılı itibariyle hala 39. sırada olduğu görülmektedir. Dolayısı ile, bu aşamadan sonra Türkiye’de istihdam artışı bir yandan ekonominin genel büyümesinden sağlanırken, esas olarak ekonominin tümüne yayılmış olan bir verimlilik sıçramasından beklenmelidir.
Zira, 2012 yılı için Türkiye’nin ekonomik büyümesinin %3,2 seviyesinde kalmasının sebebi yalnızca düşük dış talep, ya da finansman kısıtı değildir. Bu noktada, büyümenin istenilen seviyede sürdürülebilmesi ve Orta Gelir Tuzağına yakalanmamak için, ülkemiz mevcut yapısını yüksek büyümeyi kaldıracak şekilde re-organize etmelidir. Bu nedenle, Türkiye’nin küresel krizin geçmesini bekleyerek ardından yoluna devam etme gibi bir tercihi yoktur. Aksine, aktif hamlelerle potansiyelini açığa çıkartıp pozitif yönde ayrışarak, sıkıntılı bir dünyada yabancı sermayeyi nitelikli bir şekilde çekmesi ve ekonomisini acilen yeni bir patikaya oturtması gereği vardır.
ETKİN BİR YABANCI SERMAYE STRATEJİSİ İZLENMELİ
Makro ekonomik istikrarın sağlanmasının yanı sıra; dış açıkların makul seviyede tutulması ve bu açıkların idaresi bugün daha da önem kazanmıştır. Bu sebeple, ulusal tasarrufların arttırılması, enerjide dışa bağımlılığın asgari düzeye çekilmesi ve etkin bir yabancı sermaye stratejisinin önemi daha fazla öne çıkmaktadır.
Yorum Yazın