Abone ol
Dediydi, dediydi.. Diyen diyene, söyleyen söyleyene. Ağlayan ağlayana. Ülke üfledikçe uçuyor, çözümsüz konuştukça batıyor. Birileri sadece sürekli söylüyor, birileri de sadece sürekli ağlıyor.
Çözüm? Bekleyin geliyor.. Bu gidişle daha çok beklersiniz.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine birer, birer girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. Bütün bunlardan daha elîm ve daha vahimi de gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet hüküm sürmekteydi.. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüştü..
Daha ne densin arkadaş ülkede kıyamet kopmuş, sen hala kalk borusunu bekliyorsun. İlla senin mi kıyametinin kopması gerekiyor. Gerekirse cepheye tek başıma gider savaşırım, hem de tek başıma yönetirim.. Yeter ki gelsin saltanat..
Bir yaver de çıkmış anayasayı paramparça etmezsek namert olalım diyor.
Bir seçim değil, sanki sırat köprüsü geçildi de ülkece cehenneme düşüldü.
Bir yanda neredeyse Cumhuriyet'in yıkımı, hilafet ilan ediliyor.. Diğer yandan peşi sıra özerklik ilanları geliyor.. Ne oluyordu? hayırdır, milletin suskunluğunu ufak, tefek gördünüz Karamürsel sepeti mi sandınız? Ortalığı boş bulanlar ilan borazanını çalıyor. Bu bir danışıklı dövüş olabilir mi? (makul şüphe) rant rekabeti, güç gösterisi? Bir terör örgütünün ilerde kullanacağını bile bile büyütüp, beslenmesi, bomba, mühimmat, silah yığınağına göz yumulması, ansızın saldırıların başlaması.. Ve aynı anda iki farklı ilan.. Soy, sop diye diye bop'a mı geliverdik yoksa? Binilen tramvay, lüks araç yerini uçağa bıraktı demek. Duble yollarda yakında bombalı araçlar mı seyr edecek.. Bize ülkemizi verin efendiler.. Bulduğunuz gibi.
Barış, barış diyorlar.. Soruyoruz..
Barış, barış diyerek Türk ve Kürt'leri gerçekten küskün duruma düşürmekse niyetiniz açık söyleyin.. Barışı da kirlettiniz be ya!
Ülke kaosa gitmekte.. Bir bakan ürperti veren şu cümleyi,
Erken seçime kararlılar, ardından kaosa, ardından değişti denilen yönetim sisteminin hukuksal dayanağına.. Gelsin başkanlık, anayasa, rejim değişikliği.
Ya muhalefet? Durum vahim.
Neyse.. Siz, biz, ben, sen, o, bizler sağ duyuya devam.. Ülkeye kast de sağ duyunun suistimalinin sonucunu, bak burada!!..
Efendiler..''Eğer bu millet, bu memleket parçalanacak olursa genel şerefsizliğin enkazı altında şunun, bunun şahsi şerefi de parça parça olur. Biz o genel şerefi kurtarabilmek için harekete geçen millete ruhumuzla katıldık. Katılmamıza mani olabilecek şahsi rütbeleri, mevkileri de genel şerefi kurtarmaya yönelik bir gaye uğrunda feda ettik''.. M.Kemal Atatürk
Atatürk'le hiç kimse çarpışamayacak..Düşmanı korkutan rehberin burada..
**
Ülke kan revan içindeydi, düşman gözünü dikmiş, namert pusuda, kalleşçe vuruyordu.. Birliğine, dirliğine göz koyan koyanaydı. Memleketin her köşesinden şehit, yaralı, saldırı haberleri geliyordu. 'Bir millet ağlıyordu'.
Dahili ve harici bedhahlar sarmıştı. Vatan bahsini geçenler hainlikle, aksini seçenler makamla ödüllendiriliyordu. Bu ne acıydı Ya Rab, ne fidanlar batıyordu. İmkan ve şerait çok namüsait vaziyette tezahür etmekteydi. İstiklal ve Cumhuriyet'e kasteden düşmanlar emsali görülmemiş bir galibiyete koşmaktaydı.
Dahili ve harici bedhahlar sarmıştı. Vatan bahsini geçenler hainlikle, aksini seçenler makamla ödüllendiriliyordu. Bu ne acıydı Ya Rab, ne fidanlar batıyordu. İmkan ve şerait çok namüsait vaziyette tezahür etmekteydi. İstiklal ve Cumhuriyet'e kasteden düşmanlar emsali görülmemiş bir galibiyete koşmaktaydı.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine birer, birer girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. Bütün bunlardan daha elîm ve daha vahimi de gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet hüküm sürmekteydi.. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüştü..
Bütün bunlar olurken ilerde kaçmak zorunda kalacak padişah sarayda sefa, saltanat derdine düşmüştü..
**
Ve şimdi biz.. İster kabul edin ister etmeyin Türkiye'nin yönetim şekli değişmiştir.. Bu ne demek?.. Sizler düşüne, konuşa durun, 'nasıl yani, olamaz' havasıyla devam ede durun, tellal padişahın fermanını okurken anlarsınız artık.. İyi adam yine bu padişah görüleni malum etti hala uyuyordun.. Oturduğun yerde çatlasan da, patlasan da istikbaline, istiklaline darbeyi aldın. Rejim değişti deniyor, hala hocanın talkımını bekliyorsun. Neyse ki haber verildi şükür, yoksa hala anlamayacaktın ya!. Temel gitmiş, kolonlar gitmiş, çatı da gitmiş.. Gökyüzündeki yıldızları dam sanıyorsun.
Nasreddin hocaya sormuşlar..
Nasreddin hocaya sormuşlar..
- Hoca kıyamet ne zaman kopacak haydi bil.
Hoca hemen cevap vermiş: "Hanım ölürse küçük kıyamet kopar, ben ölürsem büyük kıyamet kopar.."
Daha ne densin arkadaş ülkede kıyamet kopmuş, sen hala kalk borusunu bekliyorsun. İlla senin mi kıyametinin kopması gerekiyor. Gerekirse cepheye tek başıma gider savaşırım, hem de tek başıma yönetirim.. Yeter ki gelsin saltanat..
çalan çanlar bunun için..
Aman sağ duyu..
**
Bir yaver de çıkmış anayasayı paramparça etmezsek namert olalım diyor.
Fiili olarak rejim değiştiği söyleniyor, yakında da anayasa paramparça edilecek deniyor. Anayasanın ilk dört maddesini değiştirmeye kalkan bir meclisin meşruluğu ortadan kalkmış olmaz mı?. Ardından da millete direniş hakkı doğmaz mı?.
Bir seçim değil, sanki sırat köprüsü geçildi de ülkece cehenneme düşüldü.
Ortada sanki seçim ertesinde biri tuşa basmış, nasıl olduysa zincirleme terör saldırıları tırmanmış ve özerklik ilanları patlamıştı.
Birbiri ardına patlayan bombalar, onlarca şehit, yaralılar, sayısız araç yakmalar.
Kazılan hendekler, mühimmat depoları ve ardı ardına doğuda özerklik ilanları.
Aman sağ duyu..
**
Bir yanda neredeyse Cumhuriyet'in yıkımı, hilafet ilan ediliyor.. Diğer yandan peşi sıra özerklik ilanları geliyor.. Ne oluyordu? hayırdır, milletin suskunluğunu ufak, tefek gördünüz Karamürsel sepeti mi sandınız? Ortalığı boş bulanlar ilan borazanını çalıyor. Bu bir danışıklı dövüş olabilir mi? (makul şüphe) rant rekabeti, güç gösterisi? Bir terör örgütünün ilerde kullanacağını bile bile büyütüp, beslenmesi, bomba, mühimmat, silah yığınağına göz yumulması, ansızın saldırıların başlaması.. Ve aynı anda iki farklı ilan.. Soy, sop diye diye bop'a mı geliverdik yoksa? Binilen tramvay, lüks araç yerini uçağa bıraktı demek. Duble yollarda yakında bombalı araçlar mı seyr edecek.. Bize ülkemizi verin efendiler.. Bulduğunuz gibi.
Aman sağ duyu..
Barış, barış diyorlar.. Soruyoruz..
1- Küs olan kimler?
2- Barışması gereken kimler?
3- Türk ve Kürt'ler küs mü?
4- Biz bir terör örgütü ile devlet arasında bir çatışma var diye biliyoruz..
5- Barışması gerekenler onlar değil mi? Nedir bu kardeşlik nidaları. Zaten öyle değil mi yoksa?
6- Türk ve Kürt küstü de yoksa bizim haberimiz mi yok?..
Barış, barış diyerek Türk ve Kürt'leri gerçekten küskün duruma düşürmekse niyetiniz açık söyleyin.. Barışı da kirlettiniz be ya!
Teröre hayır demeden barış gelir mi sanıyorsunuz? Terörden, bölücülükten yana olmak hiç bir zaman ilericilik sol olarak görülemez. Gerçek sol var mı? Ülkenin durumu bunun cevabıdır. Sol yanlışlarını, söylemlerini, halktan uzaklığını irdelemelidir. Terör örgütüne bile (emperyalizme hizmetkârı) sol dendiği bir dönemdeyiz ne yazık ki.. Sol vatana karşı değildir, düzenin çarpıklıklarına karşıdır. Gerçekten sol olsaydı feodal açılım masallarıyla ülke korku filmine dönmezdi belki. Uğur Mumcu, "Emperyalizmin en büyük korkusu baruttan sonra en tehlikeli buluş saydıkları Milliyetçi Uyanıştır" demiştir.
Ecevit'de şunu: "Gerekirse silahların üstüne silahsız gideceğiz.
Fakat hiç bir zaman, terörizmi solculuk sanan sahte devrimcilerin kanlı ellerine ellerimizi vermeyeceğiz.." demiştir.
Ne kadar da hakikat ve akılcı sözler.
Ne kadar da hakikat ve akılcı sözler.
Ülke kaosa gitmekte.. Bir bakan ürperti veren şu cümleyi,
''10 Ağustos 2014'te, Cumhurbaşkanı yerine başkanı seçmiş olsaydık, Türkiye bugünkü kaosu yaşayacak mıydı? Yaşamayacaktı", derken.. Gelin şu 400'ü huzur içinde verin sözünün aslında gelinen nokta açısından, tehdit niteliğinde olduğunun itirafıydı.. Peki şimdi neler olacaktı?. Seçim sürekli tekrar mı olacak? 400 e kadar huzurla verilmedi diye ne yapılacak?.
Erken seçime kararlılar, ardından kaosa, ardından değişti denilen yönetim sisteminin hukuksal dayanağına.. Gelsin başkanlık, anayasa, rejim değişikliği.
aman sağ duyu..
**
Ya muhalefet? Durum vahim.
Fare cardonlaşmış, muhalefet hala tabiri caizse kedi gibi dönüp dönüp kendi kuyruğunu yakalıyor.. Ciğer gitti, hey!!!.Dram sanatçıları olarak arz-ı endam etmekteler.. Ama drama çözüm, üretim, etki, tepki, eylem yok. Çok sağ duyulular çokk! Buz gibi Ala dağdan serin.
Neyse.. Siz, biz, ben, sen, o, bizler sağ duyuya devam.. Ülkeye kast de sağ duyunun suistimalinin sonucunu, bak burada!!..
Efendiler..''Eğer bu millet, bu memleket parçalanacak olursa genel şerefsizliğin enkazı altında şunun, bunun şahsi şerefi de parça parça olur. Biz o genel şerefi kurtarabilmek için harekete geçen millete ruhumuzla katıldık. Katılmamıza mani olabilecek şahsi rütbeleri, mevkileri de genel şerefi kurtarmaya yönelik bir gaye uğrunda feda ettik''.. M.Kemal Atatürk
Atatürk'le hiç kimse çarpışamayacak..Düşmanı korkutan rehberin burada..
''Gençliğe Hitabe''..Oku!..SS.A
Yorum Yazın