Abone ol
Dünyanın küresel boyutlara ulaşan toplumsal ve siyasal sorunlarının asıl kaynağı ..
Bundan bir kaç önceki yazımda, 'Büyük Siyonizm Projesi'nde başlangıç olarak illuminati yapının 1980'li yılların sonunda yeni dünya düzenini sarsacak olan 'Enigmatik Çağ'ı nasıl başlattığını ve gerçekten de o yıllardan itibaren dünyadaki sarsılmaların nasıl gerçekleştiğini, örneklerle ayrıntılı olarak yazdım.
Arkasından, uhrevileştirmek için Armageddon ile nasıl harmanladıklarını ise ikinci yazımda yazdım. Şimdi ise yazı dizimin son ayağında üçlemeyi tamamlamak için en güçlü enstrümanları olan 'Kaos Teorisi ve Kelebek Etkisi'nin projeye nasıl dahil edildiğini tüm ayrıntılarıyla yazmaya çalışalım..!
Şimdi biz bu yapıyı bugünkü yazımızda 'Küresel Güç' olarak adlandırarak devam edelim. Bildiğiniz gibi 'Kaos Teorisi' ya da kargaşa teorisi bir matematik bilimidir. Kaosun altındaki düzene dem vurur ve her kaos sonrasında ortaya çıkan yeni düzene..
Küresel güç bu sistemi saat gibi kendine işletmeyi iyi beceriyor yıllardır. Dünya düzeninde ekonomik ve sosyolojik kelebek etkisi yaratmayı, kaos teorisini ateşleyerek, kaostan yeni düzenler doğurmayı kusursuz başardılar.
Bu gücün dini yoktur, mutlak sekülerdir. Ancak öte yandan da yeni din diye tapındıkları bir kapitalizm de kendini varetmiştir. Kaos teorisini dünya düzeninde ateşlemenin tek bir sebebi vardır, o da dünyayı sömürmek.
Enigmatik sistemin enstrümanları olan algı yönetimi ve subliminal mesajlardan bahsetmiştik, kaosun da en büyük enstrümanı kelebek etkisidir. Küçücük bir kıvılcımla başlarlar ve büyür büyür kaos dünyayı sarar.
Küresel anlamda dünyanın hemen her bölgesinin kaosa sürüklendiği bir gerçektir. Bu gerçek her gün bir yenisi eklenerek ekranlarımıza taşınıp durmaktadır. Kaos teorisi küresel güçlerin dünyayı aralarında paylaşmak için geliştirdikleri 'kontrollü kaos yöntemi' olarak da kullanılmaktadır.
Küresel güç odakları, siyasal ve ekonomik çıkarlarını yükselen bu talebe karşı korumak adına özgürlük, hak, hukuk ve adalet kavramlarının arkasına gizlendiler. Dünyada yaşanan değişim ve dönüşümü kontrol etmek için teoriler ve projeler geliştirdiler. Arap Baharı ve ılımlı İslam gibi projeler küresel güçler tarafından değişim ve dönüşümün kontrollü gerçekleşmesi için uygulandı.
Tabiki bunların hepsi iyi düşünülmüş, matematiksel olarak iyi formüle edilmiş plan projedir. Son yıllarda Ortadoğu üzerinde oynanan oyunlar da bu projenin baş aktörüdür.
Ortadoğu'da ulus devlet yapıları sarsılmaya, diktatörler yıkılmaya ve küresel sistemle uyumlu, demokratik yaşamı içselleştiren yeni federatif devlet normları ortaya çıkmaya başladı. Dünyanın her bölgesinde ekonomik ve sosyal krizle beslenen toplumsal kaos küresel anlamda siyasal ve toplumsal bir sistemin şekillenmesini sağladı.
Dünyanın küresel boyutlara ulaşan toplumsal ve siyasal sorunlarının asıl kaynağı elbette ki, İslam’dan başka bir düzeni küreye hakim kılma çabasıdır. Bunca kaosun yaratılma sebebi İslam'ın bu girişimlere engel olacak potansiyele sahip olmasıdır. Çünkü islamiyet, dünya düzeninde huzur, mutluluk ve eşitliğe dayalı tevhid sisteminde bir yaşam sunar. Bu seküler güç islamiyeti yıkmayı, geriletmeyi ve zayıflatmayı beceremezse şayet, sadece kendilerine çalışan 'kapital tanrılarının' hakimiyetini kuramazlar.
O yüzden hedef daima 'ideal İslam'dır. Sanırım onlar bizden daha iyi biliyor İslam’ın gücünü.
Şimdi soruyorum size, bu kelebek etkisini biz neden yüzyıllar boyunca İslamiyet üzerinden kıvılcımlandıramamışız? Elbette ki işte böyle bir şeye izin vermediler ki, o zaman kaçınılmaz olan İslamiyet'in dalga dalga yayılışını asla önleyemezlerdi.
Projelerin tamamı, bırakın kendi üstün ırklarının piarı üzerine olmasını, mevcut Müslüman kitlelerini bile bu yolla zaman içinde sekülerleştirdiler..!
Bugün Türkiye’nin yapmak istediği işte tam da budur. Bir günde olmayacak elbette, dik durarak umudumuzu koruyacağız.
Arkasından, uhrevileştirmek için Armageddon ile nasıl harmanladıklarını ise ikinci yazımda yazdım. Şimdi ise yazı dizimin son ayağında üçlemeyi tamamlamak için en güçlü enstrümanları olan 'Kaos Teorisi ve Kelebek Etkisi'nin projeye nasıl dahil edildiğini tüm ayrıntılarıyla yazmaya çalışalım..!
Şimdi biz bu yapıyı bugünkü yazımızda 'Küresel Güç' olarak adlandırarak devam edelim. Bildiğiniz gibi 'Kaos Teorisi' ya da kargaşa teorisi bir matematik bilimidir. Kaosun altındaki düzene dem vurur ve her kaos sonrasında ortaya çıkan yeni düzene..
Küresel güç bu sistemi saat gibi kendine işletmeyi iyi beceriyor yıllardır. Dünya düzeninde ekonomik ve sosyolojik kelebek etkisi yaratmayı, kaos teorisini ateşleyerek, kaostan yeni düzenler doğurmayı kusursuz başardılar.
Bu gücün dini yoktur, mutlak sekülerdir. Ancak öte yandan da yeni din diye tapındıkları bir kapitalizm de kendini varetmiştir. Kaos teorisini dünya düzeninde ateşlemenin tek bir sebebi vardır, o da dünyayı sömürmek.
Enigmatik sistemin enstrümanları olan algı yönetimi ve subliminal mesajlardan bahsetmiştik, kaosun da en büyük enstrümanı kelebek etkisidir. Küçücük bir kıvılcımla başlarlar ve büyür büyür kaos dünyayı sarar.
Küresel anlamda dünyanın hemen her bölgesinin kaosa sürüklendiği bir gerçektir. Bu gerçek her gün bir yenisi eklenerek ekranlarımıza taşınıp durmaktadır. Kaos teorisi küresel güçlerin dünyayı aralarında paylaşmak için geliştirdikleri 'kontrollü kaos yöntemi' olarak da kullanılmaktadır.
Küresel güç odakları, siyasal ve ekonomik çıkarlarını yükselen bu talebe karşı korumak adına özgürlük, hak, hukuk ve adalet kavramlarının arkasına gizlendiler. Dünyada yaşanan değişim ve dönüşümü kontrol etmek için teoriler ve projeler geliştirdiler. Arap Baharı ve ılımlı İslam gibi projeler küresel güçler tarafından değişim ve dönüşümün kontrollü gerçekleşmesi için uygulandı.
Tabiki bunların hepsi iyi düşünülmüş, matematiksel olarak iyi formüle edilmiş plan projedir. Son yıllarda Ortadoğu üzerinde oynanan oyunlar da bu projenin baş aktörüdür.
Ortadoğu'da ulus devlet yapıları sarsılmaya, diktatörler yıkılmaya ve küresel sistemle uyumlu, demokratik yaşamı içselleştiren yeni federatif devlet normları ortaya çıkmaya başladı. Dünyanın her bölgesinde ekonomik ve sosyal krizle beslenen toplumsal kaos küresel anlamda siyasal ve toplumsal bir sistemin şekillenmesini sağladı.
Dünyanın küresel boyutlara ulaşan toplumsal ve siyasal sorunlarının asıl kaynağı elbette ki, İslam’dan başka bir düzeni küreye hakim kılma çabasıdır. Bunca kaosun yaratılma sebebi İslam'ın bu girişimlere engel olacak potansiyele sahip olmasıdır. Çünkü islamiyet, dünya düzeninde huzur, mutluluk ve eşitliğe dayalı tevhid sisteminde bir yaşam sunar. Bu seküler güç islamiyeti yıkmayı, geriletmeyi ve zayıflatmayı beceremezse şayet, sadece kendilerine çalışan 'kapital tanrılarının' hakimiyetini kuramazlar.
O yüzden hedef daima 'ideal İslam'dır. Sanırım onlar bizden daha iyi biliyor İslam’ın gücünü.
Şimdi soruyorum size, bu kelebek etkisini biz neden yüzyıllar boyunca İslamiyet üzerinden kıvılcımlandıramamışız? Elbette ki işte böyle bir şeye izin vermediler ki, o zaman kaçınılmaz olan İslamiyet'in dalga dalga yayılışını asla önleyemezlerdi.
Projelerin tamamı, bırakın kendi üstün ırklarının piarı üzerine olmasını, mevcut Müslüman kitlelerini bile bu yolla zaman içinde sekülerleştirdiler..!
Şimdi elbette bu düzenin karşısında durmak ağır bedellerin kapısını açmakla eş.. Yine de dik durmaktan vazgeçmemenin yanına bir de güç denen olmazsa olmazı ekledik mi, işte o zaman bir şansımız olacak..!
Bugün Türkiye’nin yapmak istediği işte tam da budur. Bir günde olmayacak elbette, dik durarak umudumuzu koruyacağız.
Yorum Yazın