Siz dostlarla, kayınpederim, Robert Louise Griffe ‘in vefatından önce bana teslim ettiği anılarından bir bölümünü aktaracağım
Fransız savaş gemileri Bandırma Gemisini İstanbuldan Samsun'a kadar takip eder. Amaçları İngilizlerin Bandırma Gemisini batırmasını engellemek ve Mustafa Kemal’in sağ salim Samsun'a ulaşmasını sağlamaktır ve böylelikle, yapılacak ileri tarihlerdeki andlaşmalarda devlet olarak kendilerini korumaktır.
Kayınpederimin ikinci kumandan olduğu Fransız Savaş Gemisinin adı L’ALGOL dür.
Mustafa Kemal Samsun'a çıktıktan sonra aldığı emir üzerine kendisini görmeye gider.
Mustafa Kemal Paşa tek başına ve arkası dönük bir vaziyette karşılar, mükemmel bir Fransızca ile Hoş geldiniz der.
Kayınpederim Hoş Bulduk Paşam kabul ettiğiniz için minnettarız dedi vi sonra Mustafa Kemal kayınpedere doğru dönerek;
Bir gümüş tabakadan sigara ikram eder, kahveyi nasıl içeceğini sorar;
Kayınpederim "sizin gibi içerim der"
Kayınpeder sorar: Paşam biz Fransızlar biliyoruz ki, bundan sonra tek muhatabımız sizsiniz ve yine biliyoruz ki; siz bir millet hareketini başlatmak istiyorsunuz.
Mustafa Kemal o derin mavi gözlerini kayınpedere diker ve şöyle devam eder.
Evet, 19 Mayıs Türk Milli Hareketinin başlangıcı olacak ve sizde bizim gemimizi Samsun'a kadar refakat ederek İngilizlerin ve onların memleketteki yandaşlarının emellerine engel oldunuz.
Türk Milli Hareketi başlamıştır sizde devlet olarak kendinizi konumlandırın.
O sırada kahveler ve sigaralar içilmiştir ve Mustafa Kemal hala ayaktadır oturmamış ve kayınpederinde oturmasına bu hareketi ile izin vermemiştir.
Kayınpederim, Ne demek istediğinizi çok iyi anladım.Türk Milli Hareketi hayırlı olsun diyerek odadan asker selamı vererek çıkar.
Sonra bu anlattıklarına şunları eklemiş hatıratında;
Mustafa Kemal 1.67-1.68 boylarında,sarışın,derin mavi gözleri olan ve her Türk gibi duygularını ve düşüncelerini gözlerinden okuduğunuz,bir hanımda rast gelmeyecek kadar güzel elleri olan bir komutandı.Kendisi bana hoşgeldiniz diyerek elini uzatmadı ve beni arkası dönük karşıladı bunun anlamı, "Aklınızı Başınıza Alın" demekti. Ve onunla hayatımda ilk defa Türk Kahvesini çok şekerli içtim.
Ve bu yazdıklarımı aynen Paris’e telegramla geçtik.
İşte Dostlar büyük adam olmanın sırları bu hatıratta yatıyor.
Ve beni yaşadığı müddetçe her yanına gittiğimde oturdugu yerden bastonuna dayanarak kalkar ve hoş geldin diye karşılardı,.
Bu benden çok o büyük Türk ATATÜRK' e olan saygısının bir göstergesiydi.