Toplumsal sorunlarımızı neden göz ardı ediyoruz?
Sesimizi neden duyuramıyoruz ?
Alıştık mı, yoksa halimiz mi kalmadı?
Haklarımızı neden savunamıyoruz?
‘Amannn boşver nolacaksa olsun! Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ mantığı mı revaçta?
Yılan soktu, zehirledi lal mı oldu dilleriniz?
Haksızlıklara birlikte karşı çıkma ve dayanışma noktasında gerçekten de bu kadar bitik miyiz?
* * *
Tanık olduğum bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.
Adana Büyükşehir Belediyesine ait bir otobüste (114 no.lu) çalıştığım iş yerine doğru hareket halindeyim. Dışarısı cehennem gibi.
Güneş altında 50 dereceyi geçkin bir ortamda otobüsün klimaları kapalı. Dışarda böylesi bir sıcak varken, kapalı ortamda, üstelik de hınca hınç dolu bir otobüste, ter kokularının birbirine karıştığı bir ortamı düşünün..
Vatandaşların şikayetlerine uzun bir süre kulaklarını tıkayan kaptan, ısrarlara daha fazla dayanamayarak, otobüsteki klima ünitesinin bozuk olduğunu, bu yüzden de soğutucunun çalışmadığını söylemez mi?
Sahi siz şaka mısınız?
Yaptığım kısa araştırmada, belediye otobüslerinin önemli bir kısmının bu tip arızalarla dolu olduğunu öğrendim.
‘Adana sevgisini diline pelesenk yapan Zeydan Karalar, neredeyse şehrin tamamını ilgilendiren önemli bir konuyu kulak arkasına atıyorsa, yazık!
Laf ola değil, gerçekten de Adana sevdalısı bir belediye başkanı samimi duygularla hizmeti düşünüyorsa, ona seçenek mi yok?
Koca bir toplumu salak yerine koymak ne kadar da utanç verici.
At gözlüklü, 3 Maymun’ zihniyetindeki insanları istemiyoruz.
Yorum Yazın