edas-yılbaşı
NET TAMİR
ilan
Adana
DOLAR34.7535
EURO36.5589
ALTIN2950.5
Prof. Dr. Sabri EYİGÜN

Prof. Dr. Sabri EYİGÜN

Mail: [email protected]

Eşim beni ailesinin yanında aşağılıyor

"Eşim benle iyi oldu mu annesi onunla konuşmaz, kızardı. O yüzden hiç iyi olmadık zaten. Eşim akrabalarının ve ailesinin yanında beni hep küçümser, durduk yere hakaret ederdi. Onlar da kahkahayla gülerlerdi. İnanın hocam, su bile isterken 'salak, manyak, geri zekâlı su getir' derdi. Tabi sonrasında ailesi de kahkaha atar, mutlu olurdu. Ben odama gidip ağlarsam da dayak yerdim."

Bu sözler noktasına ve virgülüne kadar Kastamonu'dan yazan, 40 yaşında 18 yıllık evli bir hanım takipçime aittir. Bir yol ayrımında olduğu için benden yardım istiyor.

Bu kadar ağır bir vaka olmamakla beraber, benzer şikayetleri terapiye gelen bazı hanımlardan da işitiyorum. Birçoğu şikâyetini, "kocam, evimizde iken bana karşı daha ölçülü, ama ailesinin yanında aniden değişiyor, daha sert veya daha soğuk oluyor" şeklinde dile getiriyor.

Eğer ortada bir kişilik bozukluğu veya çocukluk travması yoksa, erkeğin ailesi yanında hanımını azarlaması ve aşağılamasının temel iki nedeni olabilir.

Birinci ve muhtemelen de en önemli nedeni şudur: Anadolu'da evlenen erkeğe, yakın aile çevresi, kılıbık olmaması (!), kadın sözü dinlememesi (!), dizginleri kadının eline vermemesi (!) gibi tembihlerde bulunuyorlar. Bunu anneler ve babalar ciddi bir uyarı olarak dile getirirken, diğer akraba ve arkadaş çevresi ise yarı gerçek, yarı şaka karışımı bir şekilde söylüyor.

Bu sözler, yeni evli erkekte korkular ve kaygılara neden oluyor. Gücü ve erkekliği onun varlık nedeni olduğu için onlara zarar gelmesi ihtimaline karşı hanımına karşı gereksiz bir üstünlük taslamaya başlar. Bunu evde yalnız iken gösteremeyince, ailesinin yanında bilinçaltı savunma mekanizmalarını devreye sokar.

Erkek, kendi aile üyelerine karşı, aslında karısının sözünü dinlemediğini, onu saymadığını, ondan korkmadığını, onun kendisi üzerinde bir etkisi olmadığı, yani kılıbık olmadığı, onların istediği gibi tam da 'erkek gibi bir erkek' (!) olduğunu ispatlamaya çalışır. Çevresine, "siz merak etmeyin, "güç ve kontrol bende" mesajını vermek ister. Bunu da eşini ailesinin yanından takmayarak, aşağılayarak, hakaret ederek yapar.

Ama bunu yaparken, yanlış algıladığı erkekliğini korumak uğruna, aile saadetini kaybettiğinin farkında olmaz.

İkinci neden ise, kadından kaynaklanıyor.

Allah, erkek ve kadını eşit, ama genetik olarak farklı yapılarda yaratmıştır. Bu farklığın bilinmemesi veya kabul edilmemesinden dolayı karı-koca ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Çünkü her iki taraf da karşısındaki kişiyi kendi cinsiyetinin bakış açısıyla gördüğü için onu anlamıyor, yanlış algılıyor, ayrıca onu rahatsız edecek, tahrik edecek, ilişkileri sarsacak davranış içine girebiliyor, sözler söyleyebiliyor.

Örneğin, erkek, ailede güç ve kontrolün kendisinde olduğunu hissetmek ister, bunun için de eşinin kendisine 'iyi ki varsın' diyerek yakınlaşmasını bekler. İşten geldiğinde hanımının kapıyı açıp, "evimin direği hoş geldin" demesini ister. Kararlarına saygı duyulmasını ve ailede Kur'an'nın tabiriyle 'kavvam' gibi muamele görmek ister. Bu duyguyu alamadığı zaman, 'güç ve kontrol bende' diyebilmek için sürekli eşini eleştirir.

Eğer eşi, evde kocasına saygı duymuyorsa, onunla güç savaşına girmişse, onun yetenek ve kabiliyetlerini, erkekliğini, becerisini sorgulayacak söz ve davranışlarda bulunuyorsa, erkek bunu, maalesef eşini toplumda aşağılayarak telafi etmek ister. Yani cezayı (!) toplumda keser.

Burada üçgenin her üç ucunda bulunan tarafa da sorumluluk düşüyor. Her birinin, insanın doğasına, yaratılış amacına ve insanlığa uygun bir tutum takınmaları gerekir: Öncelikle ailelerin, evlenen çocuklarına karşı en önemli tavsiyeleri, birbirinin haklarına saygılı olmayı söylemeleridir. Çünkü Allah böyle emrediyor. Ayrıca çiftleri, güç savaşının içine sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalıdırlar. Hanımını aşağılayacak bir davranışa öncelikle erkeğin anne-babası izin vermemelidir.

Kadınlar ise, kocalarının, 'kavvam' sıfatı taşıdıklarının bilinci içinde onları takdir ve hürmet duyguları ile karşılamalı ve evde o duyguyu yaşamalarına izin vermelidirler. Erkekle birebir ağız dalaşında bulunan, ona saygısızlık eden, hatta küfreden kadın, kocasının erkeklik duygularını inanılmaz derecede yaralar.

Erkekler ise, Allah'ın bir emaneti olan eşlerine karşı sevgi ve merhamet duyguları taşımalı, haklarına hürmet göstererek onları rencide edecek davranışlardan kaçınmalıdırlar. Konuyu bir kısır döngüye çevirmeden sağduyunun öngördüğü orta yolu bulmaları gerekir.
Kavvam: Nezaret ve muhafaza eden kimse. İşlerin mes'uliyetini üzerine alıp iyi idare eden.
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME