Tarihler boyunca İngiliz denizciler gemilerde farelerle savaşmak için bir yöntem uyguladılar.
Çok akılcı idi.
Farelerin davranış özelliklerini çok iyi bilen bu İngiliz denizciler, öncelikle yakaladıkları bir fareyi kapalı bir teneke içine koyup onu 3-4 gün aç bıraktıktan sonra yakaladıkları diğer
küçük fareyi bu kutu içine atarlar.
Açlıktan gözü dönmüş fare bu fareyi hemencecik midesine indirir.
Bu işleme tenekedeki fare yamyam fareye dönüşünceye kadar devam ederler. Bu fare iyice semirmiş ve kuvvetlenmiş olur.
Sonra fareyi geminin içine salarlar; şimdi artık gemi içinde tebdili kıyafet gezen bir fare oluşmuştur. Diğer fareler bu fare kendileri gibi aynı kökten geldiği için hiç şüphelenmez Ama aslında; bu güçlü kuvvetli bir yamyam faredir, ama bunu diğerleri fark etmemiştir.
Yamyam fare rahatlıkla diğer farelerin yanına rahatlıkla sokulur ve fareleri teker teker yer.
Bu şekilde gemi de farelerden temizlenmiş olur.
Bu yöntem İngilizler icin her yerde ve her durumda kullanılan bir yöntemdir.
Çünkü, İngilizler tecrübelerden ve tarihten hep dersler alarak geleceklerini, iç ve dış politikalarını yönlendirirler.
Bazen seçtikleri fare ile milliyetçiligi hedeflerler bazen ekonomiye yön verirler bazende dini sembollerle fareleri semizletip yamyam fareye dönüştürürler.
Bir nesli, bir ekonomiyi ve bir devleti veya bir bölgeyi yeniden düzenlemek için kullanırlar.
İçimize eğitilmiş, beyni yıkanmış ve çeşitli yollarla semirtilmiş olarak giren yamyam farelerden mümkün olduğu kadar uzak durmamız , onların yamyamlaşmasına izin
vermememiz ve sürekli kapan kullanmamız gerekir.
Fareleri, yamyamlaşmasına izin vermeden doğal biyolojileri gereği yaşatmak, doğayı ve insanlığı korumak açısından görevimizdir.