Bir hanım danışanım soruyor: "Yaklaşık bir yıldır, bir erkekle sosyal medyadan tanışıp görüşüyoruz. Kendisini çok beğeniyorum, hatta bu süreçte ona âşık bile oldum. Ancak kendisi evlenip boşandığı için, ikinci kez evlenmekten korktuğunu söyleyerek evlenmeye yanaşmıyor.Süre uzadıkça canım sıkılıyor, ancak ona çok bağlandığım için de bırakmak istemiyorum. Aklımla gönlüm arasında kaldım.Ne yapmamı önerirsiniz?"
Bu ve benzeri sorulara son yıllarda oldukça çok muhatap oluyorum. Kişiler değişse bile, roller ve hikâye hep aynı kalıyor.
Bilişsel ve Davranışçı Terapi Kuramına göre, insanların düşünceleri, duygularını, duyguları da düşüncelerini belirler. Örneğin depresyonda olan ve kendini çökmüş ve bezgin hisseden insan, dünya ve olaylar hakkında karamsar düşünür. Yine âşık olan insan, yoğun duygular içinde dünya, özellikle de âşık olduğu kişi hakkında olumlu şeyler düşünür, ondan çok büyük bir zarar görünceye kadar da uyanmaz. 'Aşkın gözü kördür' sözü işte bu gerçeği anlatır.
Bir insanda eğer akıl ve duygu ikisi de güçlü ise ve çatışıyorlarsa, insanlar daha çok duygunun egemenliğinde oldukları için duygularına göre karar verirler. Onun için mantığına ters gelse de gönlü istiyorsa, razı oluyor. Veya tam tersi, aklı yapacağı işin çok iyi ve karlı olduğunu düşünse bile güçlü duyguları reddediyorsa, kişi o işe veya kişiye 'hayır!' diyor. Sanıyorum siz de bu durumdasınız. Aslında bu işin sonunun iyi olmayacağını bilmenize rağmen, gönlünüze söz geçiremiyorsunuz. Hatta bunun için de biz terapistlerden belki de 'olur' almak istiyorsunuz.
Öncelikle şunun altını çizmek isterim ki, o kişiyi yakından çok iyi tanımıyorsanız, ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyasınız.
Son yıllarda fiziki olarak kendilerini yakışıklı gören veya öyle gösteren erkekler, sosyal medya yoluyla bekâr veya boşanmış kadınları, önce güzel söz ve vaatlerle kendilerine âşık ediyor ve bağlıyorlar, kendilerinden kopamayacak seviyeye getiriyorlar, ama asla evlenmiyorlar. Bunun için de ya çocuklarını, ya eski eşlerini, ya da evlilikten korktuklarını ileri sürüyorlar. Ya da, 'henüz evliliğe hazır olmadıklarını söylüyorlar.'
Sonra da çeşitli biçimlerde ağlarına düşürdükleri kadınları sömürmeye başlıyorlar. Ya para ve ziynet eşyalarını alıyor veya kredi çektiriyorlar ya da başka yollara sürükleyebiliyorlar.
Bu kişiler, o kadar profesyonel olmuşlar ki, ikna kabiliyetleriyle ve verdikleri güvenle -zaman zaman medyaya da yansıdığı gibi, ünlü sanatçı ve iş kadınlarını bile tuzağa düşürebiliyorlar. Çünkü onların niyetlerinin düzgün olmadığını anlamanız çok zordur. Onların yalanları ve planlarını anlamanız için öncelikle onlar kadar yalancı ve sahtekâr olmanız gerekir.
Şayet görüştüğünüz kişiyi sadece sosyal medyadan değil de yakından da tanıyorsanız ve niyeti ciddi ise, aşağıdaki noktalara dikkat ederek karar verebilirsiniz.