Bosna – Hersek’in doğusunda bulunan Sırp Cumhuriyeti içinde yer alan ve Sırbistan’a komşu olan bir devlettir.
12-13 Temmuz 1995’e kadar adı pek bilinmeyen bir yer. 1993’te BM tarafından güvenli bölge ilan edilmiş ve güya silahsızlandırılmış bir bölge olmasına rağmen 11-17 Temmuz 1995 tarihleri arasında, tüm dünyanın özellikle Avrupa’nın 2. Dünya savaşından sonra engelleyemediği veya göz yumduğu en büyük soykırım yaşandı.
Srebrenitsa soykırımında BM’de görevli Fransız Barış Gücünün vurdum duymazlığı ve Hollanda Barış Gücünün kalleşliği büyük rol oynadı.
1991-1995 Yugoslavya devletinin parçalanmasından sonra oluşan karışıklıklar sonucu Avrupa’nın bazı devletleri ve Rusya tarafından şımartılan ve ağır silahlarla donatılmış General Ratko Mladic komutasındaki ordunun ‘KRIVAYA 95’ adını verdikleri harekât ile gerçekleştirilmiş bir soykırımdır.
Bu soykırımda Sırp ordusunun yanında güya silahlarını bırakmış olması gereken ama bırakmayan ve ağır silahlara sahip olan ‘Akrepler’ olarak adlandırılan milis gücünün etkisi de çok büyüktür.
Bu soykırımda yaklaşık 9000 kişi çocuk, kadın, erkek demeden katledilmiştir.
Srebrenitsa, Boşnakların yaşadığı tek soykırım değildir. 1699 Karlofça Antlaşmasından bu yana yaklaşık 80 kez soykırımla karşı karşıya gelmişlerdir. Srebrenitsa soykırımından sonra bile bunu yaşayan bir millet olarak Boşnaklar asla vatanlarını terk etmedi ve aslanlar gibi savaştı.
Birlikte hareket ederek ve çok çalışarak vatanlarını tekrar onarmayı başardılar. Geçici olarak bazı bölgelerden Avrupa’ya ve Türkiye’ye gidenler dahi vatanlarına geri döndü veya Bosna&Hersek dışındaki kazançlarını Bosna&Hersek'te yatırıma dönüştürerek ülkelerinin tekrar toparlanmasına katkıda bulundular.
Bu nedenle bir Boşnak kökenli olarak her zaman gurur duydum onlarin azmi ve vatan topraklarini savunmadaki inadına. Boşnaklar bu büyük soykrımdan sonra bil cesaret abidesi olduklarını kanıtladılar.
Eski bir Boşnak hikayesinde anlatildigi gibi, "Her Boşnak altın gagalı bir kuştur ve her zaman özgürlüğe kanat çırparlar.
Özgürlükleri elinden alinmak istendiği zaman da kendilerini boşluğa birakarak tekrar toparlanıp güçleneceği zamanı beklerler.