Kesilen ağaçlar, yanan ormanlar, öldürülen, tecavüz edilen kadınlar, çocuklar, hayvanlar…
Cehennemin içinde yaşıyor gibiyiz. Birde hayat pahalılığı derken, ülke korku filmlerindeki garip şehirleri andırmaya başladı.
Kaçıyoruz, kovalıyorlar. Sanki bir yerlerden zombiler çıkıp gelecek ya da bir vampir gelip kanımız emecek gibi…
Ne zombilere ne de vampirlere ihtiyacımız yok aslında. Kanımızı emecek kadar yüksek hayat pahalılığı ile mücadele ediyor, nefes almakta yeterince zorlanıyoruz.
Fantastik masal kahramanlarından korkmamıza da gerek kalmadı; maalesef yeterince kötünün, sapığın arasında hayat savaşı veriyoruz.
Korku filmi meraklılarına: ülkemizin adını arama motoruna yazıp haberleri okumaları yeterli. Uzun metrajlı bir çok korku filmi senaryosu çıkar eminim ki her gün yüzlercesini okuyor ve duyuyor ve yaşıyoruz.
Ürkütücü bir tablo var ülkede. Herkes panik halinde, kendimizi neyden ya da kimden korumamız gerektiğini artık ayırt edemiyoruz.
Yaşadıklarımız halüsinasyonu andırıyor. Aklımızı bulandıracak kadar hızlı bir kargaşanın, kötülüğün içine çekiliyoruz.
Eski huzurlu yılları aratacak şekilde bir kalabalık, tanımadığımız, dillerini bilmediğimiz sığınmacılar ve dahası… Bunca olumsuzluğun içinde bir iyilik aramaya çalışıyorum ama yok.
Kendi ülkemize yabancılaştık. Kendi ülkemizin mültecisi olduk.
Kanımızı emen enflasyon canavarı içimizden biri gibi. Kaçmak için ne kadar çaba sarf etsek de, dönüp dolaşıp aynı varış noktasına geri dönüyoruz.
Fantastik film canavarları hayatımızın gerçeği olmuş, bizimle nefes alıyorlar. Oldukça yorucu ve yıpratıcı bu hayat şartlarında yaşamak, ülkedeki herkesin dengesini alt üst etmiş durumda.
Herkesin elinde bir silah, maganda gibi dolanıp duruyorlar. Hiçbir şekilde can güvenliğimiz kalmadı. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz ne bir ülkemi,z ne taşımız ne toprağımız, ne de alabileceğimiz oksijenimiz kaldı. Her geçen gün biraz daha yok oluyor sona yaklaşıyoruz.
Ülke olarak bizi nasıl bir son bekliyor bilemiyorum ama hep birlikte bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor.
Bize okul kitaplarında okutulan doğruları hayata geçirmeyi başarabilirsek eski medeni günlerimize geri döneriz gibi geliyor.
Bilmem bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Çok değil bundan bir 20 yıl öncesindeki okul kitaplarından bahsediyorum. Bakın ülkede neler değişecek...
Var mısınız zaman makinesinde 20-30 yıl geriye dönmeye?
Ne dersiniz bir zaman yolculuğunu haketmedik mi?
Yorum Yazın