Çocuklarımızı, gençlerimizi bekleyen birçok tehlike ile karşı karşıyayız. Onları devlet olarak, millet olarak her türlü kötülükten korumak istiyoruz. Bunda ne kadar başarılı olduğumuz da ortada!
Evden kaçan kızını Kadıköy’de bulan bir babayı gösteren videoda babaya gerek kızın gerekse çevredekilerin yaklaşımı içler acısıydı. Genç kız kendisini yetiştiren babasına bırakın el kaldırmayı tekmeler atıyor, yumruklar savuruyordu.
Babanın ısrarla babası olduğunu söylemesine rağmen çevredekiler babaya bir saldırgana davranır gibi davranıyorlardı. Baba kızının kaçtığına mı yansın yoksa bu duruma düştüklerine mi?
Daha önce de buna benzer bir kısım olaylar medyaya yansımıştı. Evinde kızını bir erkekle yakalayan hatta bu durumu hayat şekli haline getirmiş kızına bir tokat atan babaya kasten yaralamadan! ceza verilmişti. Başka bir olayda oğluna terlik atan yaşlı bir teyzemize de dava açılmış, terlik silah (!) sayılmıştı.
Her daim bahsettiğimiz örf ve adetlerimizde ataya karşı gelmek hele ki el kaldırmak var mıdır? Biz nasıl oldu da bu hale geldik?
Bizi inancımızdan, benliğimizden uzaklaştırmak, bizi biz olmaktan çıkarmak isteyenler büyük ölçüde emellerine ulaşmış gibi gözüküyorlar. Evlerde artık çocukların sözü geçiyor, anne babalarına rahatlıkla bağırıp çağırabiliyorlar. Şiddeti tasvip etmemekle birlikte en ufak bir fiske de dahi çocuklar ebeveynlerini polisi aramakla tehdit ediyorlar.
Eskiler 'Ulu sözü dinlemeyen ulur" derler. Maalesef anne babalarını dinlemeyen evlatlarımız birçok sıkıntıya düşüyorlar.
Bu yolu açan en önemli etkenlerden birisi mevzuatta yapılan değişikliklerdir.
Mevzuatta ana babanın çocukların terbiyesi için gerekli olan tedip (uslandırma, yola getirme, terbiye etme) hakkı nerede ise kaldırılmıştır. Eski Medeni Kanuna göre 'Ana baba, çocuklarını tedip hakkına maliktir.' Yeni Medeni Kanun'da ise tedip hakkı yoktur.
Mevzuatta ana babanın çocukların terbiyesi için gerekli olan tedip (uslandırma, yola getirme, terbiye etme) hakkı nerede ise kaldırılmıştır. Eski Medeni Kanuna göre 'Ana baba, çocuklarını tedip hakkına maliktir.' Yeni Medeni Kanun'da ise tedip hakkı yoktur.
Ayrıca eski kanundaki 'Mesleki Terbiye' ve 'Dini Terbiye' maddelerinin başlığı değiştirilmiş 'Eğitim' ve 'Dini Eğitim' halini almıştır. Yeni kanunun hiçbir yerinde terbiye kelimesi geçmemektedir.
Aile yapımızın bozulmasının, ebeveyn ve çocuklar arasındaki ilişkinin yozlaşmasının sebeplerinden birisi de tedip hakkının olmayışıdır. Bu sebeple acilen; Medeni Kanuna tedip ve terbiye hakkının konulması, ceza hukukunda da bu hakkın sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Toplumun temeli olan aileyi korumak mecburiyetindeyiz. Allah muhafaza aile dağılırsa toplum dağılır! Bizi hallaç pamuğu gibi atmak isteyenlerin ilk hedefinde ne ekonomi vardır ne de siyaset. Onların ilk hedefinde inancına, örf ve adetlerine bağlı aile yapımız bulunmaktadır!