Gençliğimizi ele geçirmeye çalışan mihraklar özellikle müstehcenlik dozu yüksek filmler, diziler, TV programları, bilgisayar oyunları ve uygulamalarını devreye soktukları gibi sigara, alkol, ekran ve uyuşturucu bağımlılığını da körüklüyorlar.
Son zamanlarda emellerine ulaşmak, gençliği etkisiz ve tepkisiz hale getirmek için yoğun bir şekilde uyuşturucuyu da kullanıyorlar. Maneviyatı zayıflatılmış, maddiyatçılık aşılanmış gençlerimizin bunlara tevessül etmesi hiç de zor olmuyor.
Son zamanlarda emellerine ulaşmak, gençliği etkisiz ve tepkisiz hale getirmek için yoğun bir şekilde uyuşturucuyu da kullanıyorlar. Maneviyatı zayıflatılmış, maddiyatçılık aşılanmış gençlerimizin bunlara tevessül etmesi hiç de zor olmuyor.
Emperyalistler ve siyonistler için hedefe giden her yol mubah. Savaşlarda tecavüzü bir savaş silahı haline getirdikleri gibi uyuşturucuyu da bu maksatla kullanıyorlar. Ele geçirmek istedikleri yerlerin halkını, özellikle gençliğini uyuşturucu bağımlılığına sürükleyerek etkisiz hale getirme gayretindeler. Afganistan’da uyguladıkları bu taktiği Filistin'de de uyguluyorlar. Filistinli gençleri uyuşturucu bağımlısı yapmak için yoğun gayret sarf ediyor hatta bedava uyuşturucu dağıtıyorlar.
Ülkemizdeki uyuşturucu bağımlısı sayısındaki korkunç artış sadece uyuşturucu tacirleri veya uyuşturucu ticaretinden beslenen terör örgütleri ile açıklanamaz. Artık uyuşturucunun tonlarla ifade edilen miktarlarda yakalanması, adım başı bağımlılarla karşılaşılması, kullanma yaşının 9'lara kadar düşmesi, öğretmen ve polislerin bile bu kirli ticarete dâhil edilmesi, ilanla torbacı aranacak kadar pervasız olunması, cips, döner, bisküvi, oyun hamuru, baston… Her şeyin içinden uyuşturucu çıkması, karadan-denizden-havadan ülkemize adeta uyuşturucu yağması sıradan uyuşturucu tacirlerinin çapının çok üzerindedir. Uyuşturucu işgalin bir ön adımıdır. Mücadele buna göre yapılmalıdır.
Eskimiş resmi verilere göre ülkemizde 1.300.000 bin uyuşturucu kullanıcısı var. Rakamlar güncellendiğinde sayının kabaracağı aşikâr. Uyuşturucu sebebi ile bu güne kadar binlerce insan ölmüş, yüzbinlerce bağımlı tedavi görmüştür. Bağımlılığın kişisel ve toplumsal sonuçları çok ağırdır. Kişiler yıkılıyor, aileler parçalanıyor, toplumda huzur ve güven sarsılıyor. Uyuşturucuyla mücadelenin bağımlıya, ailesine ve Devlete ekonomik olarak da çok ağır bir maliyeti vardır. İşgücü ve üretim kaybı dışında tedavi harcamalarına dahi yüz milyonlarca lira harcanıyor.
Halkımızın yeri gelip olaya doğrudan müdahil olarak mücadele ettiğine de şahit oluyoruz. Her konuda olduğu gibi devlet-millet işbirliği uyuşturucu ile mücadelede de çok önemlidir. Son KHK ile uyuşturucu cezaları arttırıldı. Bu devletin konu ile ilgili hassasiyetini ve ciddiyetini gösteriyor. Narkotimlerin kurulması, Diyanetle işbirliği yapılması, Bakanlıkların bu konudaki çalışmaları, Kurumların yoğun bir işbirliği içerisinde mücadele etmesi olumlu gelişmelerdir.
2014 yılında ihdas edilen 'Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu' tüm bağımlılıklarla aynı çatı altında tek elden mücadele edilebilmesi için 'Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu' haline getiriliyor. Umarız kurul görevini en iyi şekilde ifa eder, devlet-millet elbirliğiyle topyekûn mücadeleye hız verir, halkı mücadelede yalnız bırakmaz. Bürokratik engeller ve cezai yaptırımlarla halkın yolunu kesmek yerine önünü açar.