Bayram günleri içinde kurban faaliyetleri hız kazanmaya başladı. Bu arada dindar olmayan, hatta dine karşı tavır koyan din sömürücüleri de kurban paralarına göz dikip duruyorlar.
Artık bu konuda kendilerini de aştılar. Eskiden kurban bağışlarınızı bize verin derlerken şimdi “kurban bayramı bağışı” deyip kurban kesimini ağızlarına bile almıyorlar. Hatta daha da ileri gidip “kesimsiz kurban bağışı” diyerek para istiyorlar.
Kurban kesilmeyecek, parası bunlara verilecek, onlarda istedikleri gibi harcayacaklar! Müslümanı sevmeyenler parasını çok seviyorlar! Paranın dini-imanı olmaz sözünün ispatı gibiler! Kurban kesilmeden kurban ibadetinin yerine gelmiş olmayacağı da umurlarında değil.
Artık bu konuda kendilerini de aştılar. Eskiden kurban bağışlarınızı bize verin derlerken şimdi “kurban bayramı bağışı” deyip kurban kesimini ağızlarına bile almıyorlar. Hatta daha da ileri gidip “kesimsiz kurban bağışı” diyerek para istiyorlar.
Kurban kesilmeyecek, parası bunlara verilecek, onlarda istedikleri gibi harcayacaklar! Müslümanı sevmeyenler parasını çok seviyorlar! Paranın dini-imanı olmaz sözünün ispatı gibiler! Kurban kesilmeden kurban ibadetinin yerine gelmiş olmayacağı da umurlarında değil.
Siyonist güdümlü medyada her dini bayramda olduğu gibi yine iş başında. Sinsice zehrini akıtıyor. Bayram yerine ısrarla tatil diyor; kurban kesin, bayramlaşın, büyüklerinizin elini öpün, sıla-i rahim yapın yerine tatile gidin deniyor. Tatil için gösterilen adreslerde nedense kilise resimleri eşliğinde hep Hristiyan ülkeler oluyor. Ziyaret edilmesini istedikleri yerler kilise ve katedraller, içilmesini istedikleri de her cinsinden şarap. Bir de sureti haktan görünerek, güya çocukları korumak adına, uzmanına! çocukları “aman kurbanlıklardan uzak tutun hatta haberleri bile seyrettirmeyin, kurban kanını alnına sürmeyin” yavelerini söyletiyorlar.
İşin özü, bayramı boş verin, çoluk çocuk ecnebi ülkelere tatile gidin, meyhaneleri gezin, şarap için, sarhoş olun, kiliseleri dolaşın diyorlar. Peki, bunlar çocuklar için uygun mudur? Vahşi bir şiddet ve ayyaşlığın kol gezdiği boğa güreşleri, Pamplona festivali ve benzerleri çocuklar için uygun mudur? Bunlar için de uzman görüşlerini bekliyoruz.
“Tatile” gidemeyecek durumda olanları da, ya bayramı bayram gibi kutlarlarsa korkusuyla, boş bırakmıyorlar. Şimdiden seyredecekleri filmleri onlara empoze ediyorlar. Ders programı gibi hangi gün, hangi saatlerde, neleri seyretmeliler onları anlatıyorlar.
Yılbaşında ağızlarına almadıkları olumsuzlukların hepsini dini bayramlarda fütursuzca kullanıyorlar. Mübarek Bayrama “kâbus” gibi diyorlar. Yılın 12 ayı kırmızı et yiyenler, kurban etinin kalp krizine, kolesterole sebep olacağını anlatıyorlar. Ekonomik zorluklardan, pahalılıktan yılbaşlarında hiç bahsedilmezken bayramlarda, Ramazan ayında hemen ön plana çıkarılıyor. Kurbanlıkları görmesi dahi istenmeyen çocuklar noel babanın kucağına atılıveriyor. Müslüman çocukların Hristiyan noelini-yılbaşını kutlaması normal, kutlamaması anormal sayılıyor.
Peki, Diyanet ne işe yarar? Samsun müftüsü gibi yaraya neşter vuranları, bazı mihraklara şirin gözükmek için, kınamak yerine Müslümanları kandırmaya çalışanlara karşı niçin bir bilinçlendirme faaliyeti yürütmez?
Yoksulun yiyeceği bir lokma ette gözü olanlar Kur’an-ı Kerimde ne güzel tarif edilmiş. “Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez… Ve hayra da mâni olurlar.” (Maun Suresi 1,2,3 ve 7. ayetler)