Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeyiz. Başbakan AKP kurulduğundan beri cumhurbaşkanı olmak için elinden geleni yapıyor ve bu isteğini de en açık şekilde ortaya koyuyor. Buna rağmen Abdullah Gül cumhurbaşkanı ve bu böyle sürüp gidiyor. Erdoğan bu konuda muvaffak olamadı ve Gül cumhurbaşkanı olmak istediği sürece de olamayacak!
Toplum zannediyor ki; Gül, Erdoğan'ın bakanıydı partide birlik bütünlük bozulmasın, oylar düşmesin diye Erdoğan cumhurbaşkanı olmadı ve lütfetti Gül'ü cumhurbaşkanı yaptı. Gül'ün şu an ki karşı çıkışları ve makamı Erdoğan’a bir türlü bırakmaması da ahde vefasızlık. Hâlbuki durum tam tersi. Tayyip Erdoğan’ın başbakan olmasına vesile olan Abdullah Gül’dür. Erdoğan'ın elinden tutarak belli merkezlere götürüp lanse eden kişidir. Onun referansı ile Erdoğan başbakan olmuştur. İkisi de bunu gayet iyi bilmektedir. Bu sebeple Gül ne yaparsa yapsın Erdoğan bir yere kadar konuşabilmekte daha ileri gidememektedir. Gül’ün beyanatları ne kadar aleyhine olursa olsun her zaman iyi ilişkiler içerisinde olan, dava arkadaşı görüntüsü vermektedir. Gül'ün derin rahatlığı ve kendisinden emin oluşunun sebebi budur.
Abdullah Gül cumhurbaşkanı olmaktan vazgeçer ve Erdoğan'ı işaret ederse o zaman Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yolu açılabilir. Yakın gelecekte bu yönde bir ışık görünmüyor, ilerisi için de umut yok… Kısacası Erdoğan'a başbakanlıktan öte yol yok!
*****
MISIRDAKİ İDAM KARARLARI
Mısır askeri darbe ile insanlık dışı bir dikta rejimine döndü. Başa geçenler firavunların torunları olduklarını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyorlar. Sözde mahkemeler mücahid ve mücahide Müslümanları sadece inançlarından ötürü en ağır cezalara çarptırıyor. Her türlü hukuksuzluk, orman kanunu almış başını gidiyor. Müslümanların can ve mal güvenliği yok.
Ardı ardına verilen yüzlerce idam kararı bu iğrenç rejimin müminlerden nasıl korktuğunu gösteriyor. Müslümanlar ya tekrar başa geçerse diye korkudan titriyor, var güçleri ile onları yok etmeye çalışıyorlar. Zavallılar, Müslümanın şehid olduğunda kınından çıkan kılıç gibi olduğunu bilmiyorlar. Birini idam edersiniz yerine binler, milyonlar gelir. Mücahidlerin yağlı ilmiklerin sallandığı mahkeme salonlarındaki heybeti, vakarı, gür sadaları imanlarından kaynaklanıyor. İmansızlar bunu anlayamaz!
Rabbim o güzel insanları muhafaza etsin! İnançları uğruna canlarını verdiklerinde biz onlara ölüler demeyeceğiz çünkü onlar âli bir makama, şehitlik mertebesine ulaşmış olacaklar…
Toplum zannediyor ki; Gül, Erdoğan'ın bakanıydı partide birlik bütünlük bozulmasın, oylar düşmesin diye Erdoğan cumhurbaşkanı olmadı ve lütfetti Gül'ü cumhurbaşkanı yaptı. Gül'ün şu an ki karşı çıkışları ve makamı Erdoğan’a bir türlü bırakmaması da ahde vefasızlık. Hâlbuki durum tam tersi. Tayyip Erdoğan’ın başbakan olmasına vesile olan Abdullah Gül’dür. Erdoğan'ın elinden tutarak belli merkezlere götürüp lanse eden kişidir. Onun referansı ile Erdoğan başbakan olmuştur. İkisi de bunu gayet iyi bilmektedir. Bu sebeple Gül ne yaparsa yapsın Erdoğan bir yere kadar konuşabilmekte daha ileri gidememektedir. Gül’ün beyanatları ne kadar aleyhine olursa olsun her zaman iyi ilişkiler içerisinde olan, dava arkadaşı görüntüsü vermektedir. Gül'ün derin rahatlığı ve kendisinden emin oluşunun sebebi budur.
Abdullah Gül cumhurbaşkanı olmaktan vazgeçer ve Erdoğan'ı işaret ederse o zaman Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yolu açılabilir. Yakın gelecekte bu yönde bir ışık görünmüyor, ilerisi için de umut yok… Kısacası Erdoğan'a başbakanlıktan öte yol yok!
*****
MISIRDAKİ İDAM KARARLARI
Mısır askeri darbe ile insanlık dışı bir dikta rejimine döndü. Başa geçenler firavunların torunları olduklarını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyorlar. Sözde mahkemeler mücahid ve mücahide Müslümanları sadece inançlarından ötürü en ağır cezalara çarptırıyor. Her türlü hukuksuzluk, orman kanunu almış başını gidiyor. Müslümanların can ve mal güvenliği yok.
Ardı ardına verilen yüzlerce idam kararı bu iğrenç rejimin müminlerden nasıl korktuğunu gösteriyor. Müslümanlar ya tekrar başa geçerse diye korkudan titriyor, var güçleri ile onları yok etmeye çalışıyorlar. Zavallılar, Müslümanın şehid olduğunda kınından çıkan kılıç gibi olduğunu bilmiyorlar. Birini idam edersiniz yerine binler, milyonlar gelir. Mücahidlerin yağlı ilmiklerin sallandığı mahkeme salonlarındaki heybeti, vakarı, gür sadaları imanlarından kaynaklanıyor. İmansızlar bunu anlayamaz!
Rabbim o güzel insanları muhafaza etsin! İnançları uğruna canlarını verdiklerinde biz onlara ölüler demeyeceğiz çünkü onlar âli bir makama, şehitlik mertebesine ulaşmış olacaklar…
