'Alnındaki ter soğumadan çalışanın hakkını vermek' inancına sahip bir müslüman’ın başka adlara ihtiyacı yoktur.
“İslami sol da nereden çıktı?” diyenler hiç şüphesiz bilmeliler ki bu da AKP gibi bir projedir.
Yabancı ajanlar emekli olduktan sonra akademisyen kisvesi altında karşımıza çıkıyorlar. Ajanın emeklisi olmuyor, onlarınki sadece kâğıt üzerinde bir emeklilik. Bir süredir “Türkiye’ye bu kadar İslam yeter, artık solun güçlenmesi lazım” diyorlardı. Bu doğrultuda çalışmalarına çok önceden başladılar. Milli Görüş kökenli olmayan hiçbir oluşumun bu topraklarda yaşayamayacağını gayet iyi bildikleri için Milli Görüşten kopararak kurdukları AKP’den sonra diğer işbirlikçi projelerini devreye koydular. Bu projede yine Milli Görüş'ten koparılanlar yer aldı. Bilerek veya bilmeyerek bu oyunda rol alanlar onların değirmenine su taşıyorlar. Etiketleri, mevki ve makamları ile -özellikle gençleri- etkileyerek bu yolda kullananların yolunun yol olmadığı, İnşallah bir an önce alet edilenlerce anlaşılır.
Kapitalizm, komünizm, ateizm, anarşi… batıl yollardır. Batıl ile İslam’ı yan yana getirenlerin şerre hizmet ettikleri şüphesizdir. “Alnındaki ter soğumadan çalışanın hakkını vermek” inancına sahip Müslüman’ın başka adlara ihtiyacı yoktur. Müslümanlar kendini batıl terimlerle tarif etmemeli, kendini sol diye adlandıranlar şuurlu Müslümanlıkta birleşmelidir.
“Proje sahipleri solu güçlendirmek istiyor ise niçin sola destek vermiyorlar?” diye düşünülebilir. Türkiye’de sol miadını doldurdu! Kemikleşmiş tabanın dışına çıkamıyorlar, bu tabanda her geçen gün eriyor. Abdestini CHP’linin döktüğü suda aldığını anlayanların abdestini tazelediği bir ülkede yaşıyoruz. Sola verilecek destek beyhudedir! Türkiye üzerinde aynı oyunlar oynanıyor. Kuklacılar aynı, kuklalar farklı. Zaten tek başına malum medyanın ilgisi bile olayı izaha yetiyor.
İslam’ın solu sağı olmaz, Müslüman’ın solcusu sağcısı olmaz, olması gereken “şuurlu Müslüman” olmaktır.
Şehir Tiyatroları Özelleştirilsin
Şehir tiyatroları belediyeye bağlı, maaşlı çalışan “sanatçı”lardan oluşuyor. Maaşları bizlerden toplanan vergiler ile veriliyor. Küçümsenmeyecek bu rakamların dışında genelde bu sanatçıların onu, yirmisi birden TRT’de bir takım hiç seyredilmeyen, reytingi olmayan dizilerde oynatılarak ekstra maaşlar ödeniyor.
Bizlerin parası ile maaşını alan, bizim paramız ile geçinen bu sanatçılar "sanat, muhafazakârlığa karşı tavırdan doğmuştur" diyorlar. Muhafazakâr diyerek yumuşak bir dil ile tanımladıkları Müslüman, dindar insanlar. %99’unun Müslüman olduğu ülkemizde bu %99 vergileri ile kendi inancına karşı tavır koyanları besleyecek! Bu nasıl bir mantıktır?
Önceleri birkaç sezon şehir tiyatrolarının bütün oyunlarına gitmiş, bütün oyunlarını ısrar ile takip etmiş ve büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Sonrasında hiç gitmedim, eksikliğini de duymuyorum. Her oyunda cinsellik, argo, küfür gibi envai çeşit müptezellik. Bir keresinde bir 'sanatçı' seyirciye doğru sahnenin kenarına oturdu ve tek göğsünü çıkarıp dakikalarca öylece durdu. Şoke olduk! Bu zihniyete göre bunları yapan 'sanatçı' olur, yapmayan olamaz; bunu seyredip alkışlayan 'sanatsever'; din, iman, ahlak diyen 'gerici, yobaz, sanattan ne anlar' olur! O zaman 'sanatsever'leriniz size yeter, siz onlar ile yolunuza devam edin! Hem benim paramı alıp hem de nasıl benim inancıma küfredersiniz?
Bu arada Şehir Tiyatrolarına yeni atanan genel sanat yönetmeni de "muhafazakâr sanat diye bir şey olamaz" diyor. O zaman görev değişikliği niye yapıldı? Aynı zihniyet devam edecek ise bu kadar velvele niye koptu? Muhafazakâr sanat olmaz da niçin Osmanlı’nın yapmış olduğu tek bir eseri ortaya koyamıyorsunuz? Halen onuncu yıl marşını okuyorsunuz? Osmanlı döneminde doğmuş/yetişmiş sanatçıların adı üzerinden yol almaya çalışıyorsunuz?
****
Bir dip not; İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkan adayları yavaş yavaş dillendiriliyor. AKP’de Kadir Topbaş’ın devam edeceği sinyalleri veriliyor. AKP hiç samimi değil! Milletvekillerine -kimisi hariç- üst üste ancak iki dönem aday olabilirsiniz denir iken, belediye başkanlarında gelince adalet terazisi çalışmıyor. Yenilikçilik diye diye rahmetli Hocama çektirenler şimdi koltukları yenilere bırakmamak için olmadık atraksiyonlar yapıyorlar. Ya akıbet! Daha size 'yaşlısınız, çekilin!' diyecekleri günler de gelecek! Başbakanımızın AKP’yi kurduğu zamanki fotoğrafı ile şimdiki -fotoshop’suz- fotoğrafını yan yana koyun ve 7 farkı bulun bakalım…