1950li yılların ortası güney de, Türkiye’nin en güneyinde, bir ova da, Çukurova da sarı sıcaklarıyla, bembeyaz kardan bir örtüye bürünmüş pamuk tarlalarıyla, devasa tekstil ve çırçır fabrikalarıyla, karpuz bostanlarıyla, yemyeşil sayfiye bağ evleriyle, muhteşem yazlık bahçe sinemalarıyla, şahane kışlık sinemalarıyla, söylence ve efsaneleriyle, İnce Cumali, Çeçen Cumali, Karikatür Duran, Manevi abim Melez Ahmet, Dayı Memed (babam), Köylü Mithat, Asfalt Rıza gibi adına ağıtlar yakılıp, Yeşilçam filmi çekilen özgün, haza kabadayı adamlarıyla, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Demirtaş Ceyhun, Muzaffer İzgü ve Yılmaz Güney gibi devasa sanatçı ve romancılarıyla masal tadında özgün bir kent Adana.
Ve bu 'Kozalı Gelin' türküsüne ilham olmuş kentin, ortak rüyası bir takım, bir futbol takımı ya da bir futbol takımından çok daha fazla anlam içeren büyülü, sihirli arkadaşlıkların kitabının, destanının yazıldığı Adana Demir Spor Futbol Takımı. O dönem…1950 li yılların başı ve ortaları itibariyle bu efsane takımın altın çağında kimler yok ki… Büyük Ağabey Muharrem Gülergin, Kaptan Bedri, Kartal Yaşar, Füze Selami, Dilo Yaşar, Çaça Yüksel, Torik İlhan, Kör Raif, Sarı Yaşar, Özden, Atilla Elmas, Kaleci Haşimo, Puto Mustafa ve Coral…….
Ya şimdi kentsel dönüşüm ve toplu konut hırsızlığı adı altında talan edilen, derin hatıralar yüklü kadim mahalleleri bir bir yıkılan , bin yıllık hafızası silinen, anıları resetnen, kravatlı sırtlanların, magandaların, sokak çeteleri ve mafyanın inisiyatifine terkedilen, siyaset tarafından ötekileştirilen, bütün insanı değerleri mağmaya gömülen ışığı sönmüş bir kent. Çok ama çok üzgünüm.
Facebook Yorum
Yorum Yazın