Bilmece, bulmaca, koşmaca, kovalamaca, köşe kapmaca… Çocukluğumuzun eğlenceli ve güzel oyunlarıydılar.
Masum, mutluluk veren, hatıralarımızın en güzel parçalarını teşkil eden bu oyunları çocuklarımızda oynuyor ve geleceğe taşıyorlar. Günümüzde bu oyunlara yenileri de ekleniyor, elbette zaman içerisinde yeni eklemelerle sayılarının artıp oyunların zenginleşmesi memnuniyet verici.
Lakin çocukların masumiyetini bozan, onları zehirleyen, bilinçaltlarına en vahşi mesajları veren sanal âlem oyunları yeni nesilleri hiç istenmeyen davranışlara yöneltiyor. Özellikle gayrimüslimlerin kendi çocukları için hazırladıkları Müslümanları imha edilmesi gereken karakterler olarak gösteren, öldürüldüklerinde ödül puanları verilen, camilerin bombalandığı insanlıkla ilgisi bulunmayan oyunlar öldürücü bir virüs gibi yayılıyor. Bu 'Müslüman Öldürmece' oyunlarının büyükler için hazırlanmış sürümleri de var.
Büyükler için hazırlanan sürümlerde hristiyan, yahudi, budist, putperest, ateist… Tüm gayrimüslimler her yere dağılıyor ve kıstırdıkları Müslümanlara ne kadar kötülük ederlerse o kadar puan alıyorlar. Öldürme, yaralama, zehirleme, tecavüz, işkence, canlı canlı yakma… Her kötülük serbest! Sadece bedenlerine değil mallarına da saldırıp ele geçirdiklerinde puanlar daha da artıyor.
Bu oyunlarda sadece 'altınpuan'lar yok… Petrolpuan, madenpuan, doğalgazpuan, tarihpuan, kültürpuan… yağmalanan veya imha edilen ne varsa hepsinin karşılığında puan veriliyor. Camiler, türbeler, müzeler, hastaneler, okullar, sığınma kampları, yardım faaliyetleri hepsi hedef alınıp yok edilebiliyor.
Kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden öldürmek serbest. Tecavüz nerede ise kötülükten sayılmıyor. Buradan kaçıp sığınmak isteyenler bile doğduklarına pişman edilip her türlü muamele yapılabiliyor namusları, şerefleri ülkeleri gibi yerle bir edilebiliyor.
İnteraktif oynanabilen ve gayrimüslim birçok oyuncunun yer aldığı bu oyunda oyuncular arasında bir çekişme olursa kendi ülkelerine gitmeden, kendi topraklarına ve insanına hiçbir zarar vermeden İslam beldelerinde kozlar rahatlıkla paylaşılabiliyor.
İslam ülkelerinde her şey mubah sayılıyor. Müslüman öldürmece oyununda Müslümanların hiçbir şekilde kaçma, kurtulma imkânları yok. Çünkü oyunu yazanlar Müslüman değil Müslümanlara hiçbir çıkış yolu verilmiyor!
Peki, Müslümanlar kendi oyunlarını yazıp tüm dünyaya örnek olsalar? Mesela bu oyunun adı 'FETİH' olsa! Oyunda Müslümanlar birbirleri ile sıkıca kenetlenip bir ve beraber olsalar, 'İSLAM ORDUSU' kurup dünyadaki tüm zulümleri bitirseler, yeryüzünde adalet hâkim olsa?
İnsan, hayvan, bitki tüm canlılar emniyet içerisinde olsalar! Müslim, gayrimüslim tüm dünyada zulüm görenler kurtarılsa! Kahramanların isimleri 'Ahmet, Mehmet, Mustafa, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma, Hatice, Zeynep…' olsa! Ne kadar çok zulüm engellenir, ne kadar çok adalet-refah-huzur sağlanırsa o kadar çok puan alınsa! Çocuklar güldürüldüğünde “neşepuanlar”, kadınlar güldürüldüğünde 'mutlulukpuanlar', hastalar-yaşlılar güldürüldüğünde 'huzurpuanlar' alınsa!
Masum, mutluluk veren, hatıralarımızın en güzel parçalarını teşkil eden bu oyunları çocuklarımızda oynuyor ve geleceğe taşıyorlar. Günümüzde bu oyunlara yenileri de ekleniyor, elbette zaman içerisinde yeni eklemelerle sayılarının artıp oyunların zenginleşmesi memnuniyet verici.
Lakin çocukların masumiyetini bozan, onları zehirleyen, bilinçaltlarına en vahşi mesajları veren sanal âlem oyunları yeni nesilleri hiç istenmeyen davranışlara yöneltiyor. Özellikle gayrimüslimlerin kendi çocukları için hazırladıkları Müslümanları imha edilmesi gereken karakterler olarak gösteren, öldürüldüklerinde ödül puanları verilen, camilerin bombalandığı insanlıkla ilgisi bulunmayan oyunlar öldürücü bir virüs gibi yayılıyor. Bu 'Müslüman Öldürmece' oyunlarının büyükler için hazırlanmış sürümleri de var.
Büyükler için hazırlanan sürümlerde hristiyan, yahudi, budist, putperest, ateist… Tüm gayrimüslimler her yere dağılıyor ve kıstırdıkları Müslümanlara ne kadar kötülük ederlerse o kadar puan alıyorlar. Öldürme, yaralama, zehirleme, tecavüz, işkence, canlı canlı yakma… Her kötülük serbest! Sadece bedenlerine değil mallarına da saldırıp ele geçirdiklerinde puanlar daha da artıyor.
Bu oyunlarda sadece 'altınpuan'lar yok… Petrolpuan, madenpuan, doğalgazpuan, tarihpuan, kültürpuan… yağmalanan veya imha edilen ne varsa hepsinin karşılığında puan veriliyor. Camiler, türbeler, müzeler, hastaneler, okullar, sığınma kampları, yardım faaliyetleri hepsi hedef alınıp yok edilebiliyor.
Kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden öldürmek serbest. Tecavüz nerede ise kötülükten sayılmıyor. Buradan kaçıp sığınmak isteyenler bile doğduklarına pişman edilip her türlü muamele yapılabiliyor namusları, şerefleri ülkeleri gibi yerle bir edilebiliyor.
İnteraktif oynanabilen ve gayrimüslim birçok oyuncunun yer aldığı bu oyunda oyuncular arasında bir çekişme olursa kendi ülkelerine gitmeden, kendi topraklarına ve insanına hiçbir zarar vermeden İslam beldelerinde kozlar rahatlıkla paylaşılabiliyor.
İslam ülkelerinde her şey mubah sayılıyor. Müslüman öldürmece oyununda Müslümanların hiçbir şekilde kaçma, kurtulma imkânları yok. Çünkü oyunu yazanlar Müslüman değil Müslümanlara hiçbir çıkış yolu verilmiyor!
Peki, Müslümanlar kendi oyunlarını yazıp tüm dünyaya örnek olsalar? Mesela bu oyunun adı 'FETİH' olsa! Oyunda Müslümanlar birbirleri ile sıkıca kenetlenip bir ve beraber olsalar, 'İSLAM ORDUSU' kurup dünyadaki tüm zulümleri bitirseler, yeryüzünde adalet hâkim olsa?
İnsan, hayvan, bitki tüm canlılar emniyet içerisinde olsalar! Müslim, gayrimüslim tüm dünyada zulüm görenler kurtarılsa! Kahramanların isimleri 'Ahmet, Mehmet, Mustafa, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma, Hatice, Zeynep…' olsa! Ne kadar çok zulüm engellenir, ne kadar çok adalet-refah-huzur sağlanırsa o kadar çok puan alınsa! Çocuklar güldürüldüğünde “neşepuanlar”, kadınlar güldürüldüğünde 'mutlulukpuanlar', hastalar-yaşlılar güldürüldüğünde 'huzurpuanlar' alınsa!
İslam düşmanlarının yazdığı oyunlarla dünyanın kurtulması mümkün değil. Artık oyunları Müslümanlar yazmalı, kahramanlar Müslümanlardan çıkmalıdır! Aksi halde insanlık gayya kuyularında yok olup gitmeye mahkûmdur.