Başkanlık sisteminin oylanacağı referandum sürecinde AKP tüm iktidar gücünü kullanarak yurt içi ve yurt dışında 'evet' dedirtebilmek için yoğun propagandalar yürütüyor.
Yurt dışı propagandalarında engellemeler de ardı ardına geliyor. Avrupa ülkeleri AKP'nin iç siyaset ile ilgili çalışmaları kendi ülkelerinde yapmasını istemiyorlar. Buna rağmen AKP Türkiye'deki gibi 'ben istersem olur' zihniyeti ile hiçbir uyarıyı dikkate almadan Avrupa'da da aynı Türkiye'deymiş gibi seçim çalışması yürütmek istiyor. Engellemeler neticesinde yaşanan müessif olaylar Türkiye'nin itibarını zedeliyor. Bu skandalları bir kahramanlık destanı gibi vermek seçmenleri nezdinde belki işe yarıyor ama ülke olarak maalesef büyük irtifalar kaybediyoruz.
Yurt dışı propagandalarında engellemeler de ardı ardına geliyor. Avrupa ülkeleri AKP'nin iç siyaset ile ilgili çalışmaları kendi ülkelerinde yapmasını istemiyorlar. Buna rağmen AKP Türkiye'deki gibi 'ben istersem olur' zihniyeti ile hiçbir uyarıyı dikkate almadan Avrupa'da da aynı Türkiye'deymiş gibi seçim çalışması yürütmek istiyor. Engellemeler neticesinde yaşanan müessif olaylar Türkiye'nin itibarını zedeliyor. Bu skandalları bir kahramanlık destanı gibi vermek seçmenleri nezdinde belki işe yarıyor ama ülke olarak maalesef büyük irtifalar kaybediyoruz.
Olayların yaşandığı ülkelerdeki vatandaşlarımızın durumu ise hiç düşünülmüyor. Vatandaşlarımız AKP yöneticilerinin ikbal için her yola başvurmaları sebebi ile büyük sıkıntılar yaşıyor. Yabancı ve gayrimüslim bir ülkede yaşamanın zorluklarına bir de bu zorluklar ekleniyor. Bütün bunları görmezden gelip skandallar sebebi ile 'evet' oylarının arttığına sevinenler için her yol mubah.
AKP baştan beri uyguladığı 'horoz dövüşü' ve 'mağduriyet' taktiğinin alanını genişleterek bu defa işe Avrupa'yı da dâhil etti. İslam düşmanlığını kullanarak iktidara gelen Avrupa hükümetlerinin bu tavrını da kullanarak kendilerine oy devşirmekten çekinmediler. Anketlerde 'evet'in riskte olduğunu gören AKP için kararsızları kendi saflarına çekmenin en basit ve kolay yoluydu bu. Daha olayların sıcaklığı içerisinde zevkten dört köşe olarak evet oylarının arttığı balonunu uçurmaları gerçek niyetlerini ve olayların sebebini çok açık bir şekilde gösteriyor.
Sadece CHP ile bu horoz dövüşünü yapsalar referandum da başarılı olamayacaklarını gördüler. Çünkü CHP de dâhil olmak üzere 'hayır' diyen bütün kesimler, "zaten bütün yetkiler elinizde neyi istedinizde yapamadınız" sorusunu soruyorlardı. Bunda da sonuna kadar haklılardı. AKP 'evet'i savunabilmek için hiçbir argüman geliştiremedi. Başkanlığın içeriğinin ve şeklinin sorgulanmadan kabul edilmesi gerekiyordu. O zaman milli duyguları her daim yüksek olan aziz milletimizin bu duyguları ateşlendi. 'Evet' Avrupalı İslam düşmanlarına karşı verilmesi gereken bir cevap olarak ortaya konuldu.
Halkımızın sadece milli duyguları değil manevi duyguları da sonuna kadar sömürülüyor. "Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız" sorusuna İmam Şafi'nin, "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür" cevabını bu seçim döneminde dillerinden düşürmüyorlar. Kendileri dışında kim varsa onlar fitne oluyor. Özellikle fitne derken ülke içindeki horoz dövüşüne uygun olarak en başta CHP'yi hedef alıyorlar. İşin ucu CHP hayır diyorsa siz evet demelisiniz aksi halde siz de fitneci olursunuza çıkıyor. İyi de bu AKP'de CHP gibi AB'ci, BM'ci, NATO'cu, IMF'ci, faizci değil mi? CHP ile ortak hareket edip zinayı ceza Kanunundan çıkarmadılar mı? Domuzu kasaplık hayvan yapmadılar mı? CHP gibi 'faiz dünya gerçeğidir' demediler mi? "Bizim başörtüsü sorunumuz yok, başörtüsü %2,5’un sorunudur" demediler mi? 'Allah katında tek din İslam'dır' Ayet-i Kerimesini hutbelerden çıkarmadılar mı? Şehid, mücahid, cihad da dâhil olmak üzere onlarca İslami tabiri müfredattan çıkarmadılar mı? Her yere dinler bahçesi adı altında kilise ve havra doldurmadılar mı? Apartman kiliselerin açılması için kanunu değiştirmediler mi? Bütün davetlerinde papazları, hahamları başköşeye oturtmadılar mı?... Bu icraatları defaten yüzlerine vurulduğunda "biz bedel ödeyemeyiz" demediler mi? Gerçekte fitneci kim?
Avrupa ile CHP misali atışıp duran AKP Türkiye'nin itibarını nerede ise yerle bir eden olaylardan sonra yine sadece esip kükrüyor. Sonrasında da uysal bir kedi gibi "AB Bakanlığını kapatmayız, AB'den vazgeçmeyiz" deyip duruyorlar. En büyük protestoları yurt dışındaki vatandaşlarımıza seslenip "düğününüzü, tatilinizi Türkiye’de yapın komşunuzu da alıp getirin" demek. Burada bile kendi yaptıkları bir icraat yok iş yine yurt dışındaki vatandaşlarımıza düşüyor.
Bütün seçimlerde bu tür mizansenlere kanıp oyunu kaptıran seçmen artık duygularıyla değil aklıyla karar vermeyi öğrenmelidir.
Avrupa'ya bir not; Biz millet olarak kardeşiz. Evelallah bir ve beraberiz! Bu mizansende aldığınız rol, vatandaşlarımıza yaptığınız insanlık dışı vahşi muameleler millet olarak -aynı çuval olayında olduğu gibi- günü geldiğinde gereği yapılmak üzere bir kenara yazıldı.