Çevremizi saran ateş çemberi içerisinde ülkemiz her geçen gün biraz daha savaşa yaklaşıyor. Terör olayları sürekli artarak ve büyüyerek devam ediyor. Terörün amacı siyonistlerin amacına uygun olarak ülkemizi bölüp parçalamak. Arz-ı mevuda ulaşmak için bölgede bir Kürdistan kurulmak isteniyor. Allah korusun Büyük İsrail hayallerine ulaşmada bir adım olarak görülen böyle bir devletçik kurulursa sonraki adımda ilk tepelenecekler Kürt kardeşlerimiz olacak!
Artık bir ülkeyi zapt etmenin yolu ideolojik taarruzdan geçiyor. İdeolojik taarruzda başarılı olamayanlar silahlı taarruzda er ya da geç yeniliyorlar. Toplum mühendisliği ile zapt edilmek istenen ülkenin röntgeni çekiliyor, algı yönetimi ile de uygun virüsler atılıyor. Muhasara altına alınan insanların psikolojik tekniklerle olaylara işgalcilerin istediği tepkileri vermeleri sağlanıyor. Emperyalistler sadece ülkeleri değil toplumları da istedikleri gibi formatlayıp zihinlerini esir alıyorlar.
Son zamanlarda yine terör kaynaklı büyük bir algı yönetimi operasyonu ile karşı karşıyayız. -Terör saldırılarında hayatını kaybedenlere Allah’dan rahmet yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.- Teknoloji ve terör azami ölçüde kullanılarak insanımız korkutuluyor, güven duyguları yıkılmak isteniyor. Güvenli bir liman arayan aciz ve çaresiz insanlar güç gördüğü yere kendisini teslim etmek ister. Dikkat edilirse bu süreçte terör olayları hep yabancı kaynaklı bilgiler paralelinde gerçekleşti.
Alman konsolosluğu ve lisesinin İstiklal Caddesindeki terör olaylarının olduğu günün öncesinde aldıkları istihbarat! uyarınca kapalı olması, ABD’nin istihbari! bilgi paylaşımları, yetkililerimizin bunları tekzip eden açıklamaları ancak bu istihbaratlar! paralelinde terör olaylarının gerçekleşmesi insanımızın kafasını karıştırdı. Aslında ortada kafa karıştıracak bir durum yok.
Terör örgütlerini besleyip, eğitip-donatan, eylemlerini planlayıp, emirlerini verenlerin bunları bilmesinden daha doğal ne olabilir? Ancak terör besleyicilerinin Belçika’daki terör olayından büyük dersler alması gerekiyor. Brüksel’deki olay terörün nasıl iki tarafı keskin bir bıçak gibi olduğunu sadece hasım için değil kendisini tutan el için de ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini çok net bir şekilde gösterdi. Belçika daha birkaç gün öncesine kadar Brüksel’de AB-Türkiye zirvesinin yapıldığı binanın hemen arkasında teröristlerin çadır kurmasına izin vermişti…
Alman konsolosluğu ve lisesinin İstiklal Caddesindeki terör olaylarının olduğu günün öncesinde aldıkları istihbarat! uyarınca kapalı olması, ABD’nin istihbari! bilgi paylaşımları, yetkililerimizin bunları tekzip eden açıklamaları ancak bu istihbaratlar! paralelinde terör olaylarının gerçekleşmesi insanımızın kafasını karıştırdı. Aslında ortada kafa karıştıracak bir durum yok.
Terör örgütlerini besleyip, eğitip-donatan, eylemlerini planlayıp, emirlerini verenlerin bunları bilmesinden daha doğal ne olabilir? Ancak terör besleyicilerinin Belçika’daki terör olayından büyük dersler alması gerekiyor. Brüksel’deki olay terörün nasıl iki tarafı keskin bir bıçak gibi olduğunu sadece hasım için değil kendisini tutan el için de ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini çok net bir şekilde gösterdi. Belçika daha birkaç gün öncesine kadar Brüksel’de AB-Türkiye zirvesinin yapıldığı binanın hemen arkasında teröristlerin çadır kurmasına izin vermişti…
Ülkemiz üzerindeki bütün bu gayretler sahte kurtarıcılara zemin hazırlamak için. Güya her şeyi bilen, güçlü, etkili kişi ve ülkeler kurtarıcı olarak gelecek ve bu kaos ortamına son verecek! Adaylar yavaş yavaş kendini gösteriyor. Sahte kurtarıcılar ve kahramanlar salyalarını akıtarak avın ağlarına düşmesini bekliyorlar!
Allah’ın izni ile bu millet bu oyunlara gelmeyecek, şer odaklarının bütün oyunları bozulacak, hevesleri kursaklarında kalacak! Zor günler zannedilenin aksine ümmet bilincimizi arttıracak, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirecek! Hilal haç mücadelesini hilal kazanacak!