Ülke olarak gündemimizi yoğun bir şekilde meşgul eden referandumu atlattık, sonucun milletimiz için hayırlı olmasını diliyoruz.
Türkiye'de sistem değişti, parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi geldi. Artık çok geniş yetkili bir cumhurbaşkanımız ve sayısı genişletilip -550 milletvekilinden 600 milletvekiline çıkartılan- ancak yetkileri daraltılan bir meclisimiz var.
Milletvekili sayısının niçin arttırıldığı ve seçilme yaşının niçin 18'e indirildiği konusunda ısrarlı sorulara tatminkâr bir cevap verilemedi.
Türkiye'de sistem değişti, parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi geldi. Artık çok geniş yetkili bir cumhurbaşkanımız ve sayısı genişletilip -550 milletvekilinden 600 milletvekiline çıkartılan- ancak yetkileri daraltılan bir meclisimiz var.
Milletvekili sayısının niçin arttırıldığı ve seçilme yaşının niçin 18'e indirildiği konusunda ısrarlı sorulara tatminkâr bir cevap verilemedi.
Milli iradenin meclise tam olarak yansımasını engelleyen seçim barajı ise bu değişikliklerden hiç etkilenmeksizin yine aynı yerinde duruyor. 12 Eylül cuntasının çıkardığı 'Milletvekili Seçimi Kanunu' ile getirilen yüzde 10 seçim barajı hala yürürlükte.
Buna göre Türkiye genelinde toplam geçerli oyların yüzde 10'unu alamayan partiler bir tane dahi milletvekili çıkaramadığı gibi aldığı tüm oylar da yanıyor, boşa gidiyor. Bu kanun hükmünü şu anda mecliste yer alan partilerin değiştirmesi gerekiyor ancak, onlar -tüm özgürlük ve demokrasi söylemlerine rağmen- kendi lehlerine olan bu hükmü kaldırmaya bir türlü yanaşmıyorlar.
Zaman zaman bazı partiler seçmene şirin gözükmek için barajın indirilmesinden bahsetseler de her nedense teklif ettikleri oran kendi oylarına göre ayarlanan bir yüzde oluyor ve hiçbirisi barajın tümü ile kaldırılmasını ağızlarına dahi almıyorlar. Görünen o ki bunu değiştirmek de yine milletimize düşüyor!
Seçim barajının kaldırılması ülkemizin en acil ve hayati konularından birisidir. Her görüşün, her düşüncenin mecliste temsil edilmesi ile meclis daha enerjik ve verimli bir hale gelecek, bu enerji tüm ülkeye yayılacaktır. Bunun önündeki engeller en kısa sürede kaldırılmalıdır.
Söyleyecek sözü olan bunu milletin büyük meclisinde dile getirebilmeli, hak yerini bulmalıdır. Meclisteki partiler hakkın yerini bulmasından korkmamalıdır.
Partiler seçim dönemlerinde farklı görüşler arasında neredeyse düşmanlığı körüklerken seçim bittikten sonra, "hadi siz kardeşsiniz, bir ve beraber olun" diyorlar. Aynı şekilde liderler arasındaki çatışmanın yoğunluğundan da eser kalmıyor. Bunlar inandırıcı olmuyor ve milletimizde gitgide kutuplaşıyor.
Siyasilerin ayrıştırıcı değil birleştirici olmaları, buna uygun bir üslup ile konuşmaları, hal ve hareketleri ile de bunu desteklemeleri gerekiyor. Seçim barajının kaldırılması bir ve beraberiz söyleminin hayata geçirilmesi olacaktır.
Seçimlerde birçok kişinin kerhen oy kullandığı ve bir kısmının da hiç oy kullanmadığı bilinen bir gerçek. Milletimizin önemli bir kısmı Mecliste kendisinin tam olarak temsil edildiğini düşünmediğinden içine sinerek oyunu kullanamıyor. Bu yüzden 'ehveni şer' her seçimde duyageldiğimiz bir söz oluyor.
Bir insanın aidiyet duygusuna sahip olması çok önemlidir. Kişi aidiyet duygusu olursa sahiplenir, her türlü fedakârlığı ve mücadeleyi yapar. Seçim barajı kalkıp tam manası ile özgür bir biçimde oy kullanma imkânı getirildiğinde, millet iradesinin tam olarak yansıdığı meclisi içten gelen bir duyguyla sahiplenip yönetimde daha aktif bir rol oynayacaktır.
Birlikte yaşama kültürü sözünü ağzından düşürmeyen siyasetçilerimiz iş birlikte yönetmeye gelince maalesef milleti saf dışı bırakıyorlar.
Baraj lehinde hurafelere dayalı, uzun yıllardır sürdürülen propaganda sonucu barajın kalkması fikri bir kısım insanımızda ilk başta tedirginlik uyandırabilir, çekinceleri olabilir. Hâlbuki milletimiz vatanına, tarihine, kültürüne, inancına samimi olarak bağlıdır. Biz birlik ve beraberlik içerisinde oldukça milli kimliğinden uzaklaşmış, şuursuz bir avuç hainin hakkından gelmek zor bir iş değildir.
Bizler aynı ülkede aynı bayrağın altında yaşayan, aynı kaderi paylaşan, yönü de yolu da bir olan bir milletiz. Güçlü, müreffeh ve tam bağımsız bir ülkede yaşama emeline sahibiz. Aynı ninnilerle büyüdük, aynı şarkılarla sevdalandık, aynı ağıtlarla ağladık, aynı havayı soluyup aynı çiçekleri kokladık, aynı toprağı sevdik, aynı filmlerle güldük duygulandık… 'Karşı taraftan' desek de aynı şairlerin şiirlerini okuduk ve 'keşke bizden olsaydı' dedik… Ne kadar 'farklıyız' desek de olaylara karşı verdiğimiz tepkilerimiz, davranışlarımız, duruşlarımız aynı. Bizler aynı bahçenin değişik renkli çiçekleriyiz. Aynı can, aynı inanç, değer ve kültürün çocuklarıyız…
Çocukken birbirimizi farklı görmez aynı parklarda aynı oyunları oynar, yeri gelir oyun için kavga ederdik. Büyüyünce bize öğrettiler aslında farklı olduğumuzu. 'Farklı olmak da zenginliktir, renktir, güzelliktir' dediğimizde 'hayır farklıysan düşmansın' dediler. Hep biz ve diğerleri oldu, tam manasıyla bir ve beraber olamadık. İçerideki ve dışarıdaki hainler, şer güçler hep bu farklılıklar üzerine inşa ettiler çirkin planlarını. 'Aman ikisi bir araya gelmesin' diyerek farklılıklar üzerinden kini, nefreti, düşmanlığı körükleyip durdular.
Bu oyunları hain planları bozmak bizlerin boynunun borcudur. Atalarımız farklılıklarını zenginlik ve güzellik kabul ederek her tür düşmanla hep birlikte savaşmış, engelleri aşmışlar. Onların canlarını feda ederek bize bıraktıkları bu vatanda, biz torunlarını tehdit olarak görenler, seçim barajı ile yolumuzu kesip yönetimde yer almamızı önlemeye çalışıyorlar.
Milletin ayağına pranga olan baraj bir an önce kaldırılmalıdır!