Bir ağacın gölgesinden yararlanmak için ağaca dayanarak kitabını okumaya başlayan filozof, ahalinin sorduğu sorulara da cevap arıyordu.
Sorular onu pek çok yormuştu.
Başını kaldırıp ağaca baktı.
"Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım" dedi.
Birden ağaç dile geldi:
"Ben sana göre düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim" der.
Filozof heyecanla:
"Seni dinlemek isterim" dedi.
Ağaç konuşmaya başlar;
"Birak o kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle. Sana hayat dersi vereceğim" der.
Ağaç: 'Hayat dersini' anlatmaya baslar.
"Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez. Yaşlı kurda yol öğretilmez.
Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek. Güçlü iken gölgene sığınanlar, düşerken baltayı alıp sana koşarlar.
Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin.
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir. İnsanı geliştiren, mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler, büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engeller her zaman zorluk degil fırsattır. Bunu unutmayin.
Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değil, kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?
Ağaç yapraklarıyla güzelleşir ve gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.
Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi bilinçli ve sessizce yapmalısınız.
Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanları kıskanan çok olur.
Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.
Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişimini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz.
Siz insanlar;
Biz ağaçlara hep odun gözü ile baktınız. İşte bu sizin en büyük yanlışınızdı."
Bize lütfen ibret gözü ile bakın diyerek filozofa su öğütü verir;
"Her şey bir ağacı sevmekle baslar. Bir ağacın yanından geçerken durun ve onun şarkısını dinleyin"
Filozof ağaca tekrar bakar ve
"Aslında odun olan sonradan KALAS'a dönen bu ağaç değil, ben mişim, biz mişiz" diyerek dersini almış bir vaziyette yürümeye başlar.
Facebook Yorum
Yorum Yazın