İÇ HASTALIKLARI VE TAMAMLAYICI TIP UZMANI DR. ÇİĞDEM ARSLANTÜRK, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ KUVVETLENDİRMEK İÇİN ÖNERİLERDE BULUNDU
İç Hastalıkları ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Çiğdem Arslantürk, "Bağışıklık sisteminiz etkin bir şekilde çalışıyorsa korona virüs dahil bütün viral enfeksiyonlara karşı daha dirençli olur, hastalığa yakalansanız bile çok hafif semptomlarla atlatabilirsiniz" dedi.
Dr. Arslantürk, yaptığı açıklamada, korona virüsün (Kovid-19) 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ilk defa tespit edilen bir virüs olduğunu hatırlatarak, korona virüsün hayvanlarda ve insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesi olduğunu söyledi. İnsanlarda birkaç korona virüsün soğuk algınlığından Ortadoğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğunu belirten Dr. Arslantürk, "Hepimiz artık en yaygın belirtilerin öksürük, ateş, yorgunluk, nefes almada zorluk olduğunu biliyoruz. Bunların dışında çok ağır solunum yetmezliği olabileceği gibi hiçbir semptom vermeyen vakalarda olabilmektedir. Damlacık yoluyla bulaşan bu virüsün özellikle semptomsuz hastalardan yayılma ihtimali yüksektir. Siz belki hasta olmuyorsunuz ama hipertansiyon, diyabet, KOAH, kanser gibi kronik hastalığı olan biriyle temas ettiğinizde o kişinin ölümüne sebep olabiliyorsunuz. Karşımızda sinsi, görünmez bulaştırıcılığı çok yüksek bir düşman var. Bu yüzden hepimizin sosyal mesafeye dikkat etmesi, ev karantinasına uyması gerekmektedir. Maske kullanımı da çok önemlidir" diye konuştu.
Korona virüse karşı elimizdeki en önemli silahın bağışıklık sistemimiz olduğunu ifade eden Dr. Arslantürk, "Bağışıklık sisteminiz etkin bir şekilde çalışıyorsa korona virüs dahil bütün viral enfeksiyonlara karşı daha dirençli olur, hastalığa yakalansanız bile çok hafif semptomlarla atlatabilirsiniz" dedi.
Dr. Çiğdem Arslantürk, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için şu önerilerde bulundu:
"Beslenme modelinizi değiştirin: Karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden uzak durulmalı. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmeli, rafine şeker ve paketlenmiş, katkı maddeli gıdalardan şiddetle kaçınılmalıdır. Özellikle sarımsaktaki allisin, soğan ve rezenedeki quersetin, lahana ve ıspanaktaki kaempferol, zencefil, zerdeçal, turunçgillerdeki naringenin, zeytindeki oleuropein, zeytinyağı, kekik, yeşil çaydaki kateşin, dereotu gibi antiviral olarak etkinliği kanıtlanmış besinleri bolca tüketmek gerekmektedir. Bunların yanısıra bol su tüketilmelidir. Sigaradan uzak durulmalıdır.
Uykunuza dikkat edin: Uykumuzda salınan melatonin bilinen en kuvvetli antioksidandır. Melatonin salgınız kaliteli uyku uyumadığınızda azalır ve bu da bağışıklık sisteminizi olumsuz etkiler. En az günde 7-8 saat ışık almayan ve cep telefonu gibi elektronik cihazlardan uzak, sessiz bir odada uyumaya özen gösterin.
Vitamin ve mineral takviyelerinden yaralanın: Hekim önerisiyle C vitamini ester formu olan 500-1000 mg/gün, çinko pikolinat formu 30 mg/gün ve D vitamini 100 IU/kg/gün, balık yağı DHA /EPA oranı yüksek en az 1200 mg/gün takviyeleri alınabilir. Bunların dışında karamürver, beta glukan, probiyotik kullanılabilir.
Stres yönetimini iyi yapabilmek: Bu süreç hepimizin kaygı düzeyini arttırmakta. Kaygı, depresyon bağışıklık sistemimizin baş düşmanlarıdır. Bunları yönetebilmek için egzersiz, nefes terapisi gibi serotonin düzeyimizi arttıracak aktivitelerde bulunmak önerilebilir.
Tamamlayıcı tıp yöntemlerinden faydalanmak: Bu konuda deneyimli hekimlerin uyguladığı bağışıklık sisteminizi güçlendirici, antiviral etkinliği olan, son zamanlarda tedavi protokollerine giren ozon tedavisi önerilmektedir. Yine özellikle virüsten korunma aşamasında akupunkturun da yeri önemlidir. Aromaterapi yağlarından kekik, nane, selvi, paçuli önemli antiviral yağlardan olup ortam havasında bulunması bu kadar hızlı yayılan virüsten korumamızda uygulayabileceğimiz diğer bir yöntemdir."
Yorum Yazın