Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Eğitim Sorumlusu Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Timuçin Çil, bazı kanserlerin, oluşmadan da önlenebildiğini söyledi.
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Eğitim Sorumlusu Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Timuçin Çil, bazı kanserlerin, oluşmadan da önlenebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Timuçin Çil, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında yaptığı açıklamada, bazı kanser türlerinin ‘oluşmadan da önlenebileceği’ vurgusunu yaptı. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Adana Şube Başkanı da olan Prof. Dr. Timuçin Çil, “Kanserde en önemli unsur erken tanıdır ancak bazı kanserler oluşmadan da önlenebilir. Kanser oluşmasında genetik faktörlerin yanında; sigara, alkol ve şişmanlık gibi nedenler ortadan kaldırılırsa bazı kanserlerin oluşması önlenebilir. Bunun yanında rahim ağzı kanseri, meme kanseri ve yumurtalık kanserleri için genetik incelemeyle yüksek risk belirlenip, küçük bir gurup kişidede olsa hastalık başlamadan önlemek mümkün” dedi.
"Genetik analizle belirlenebiliyor"
Prof. Dr. Timuçin Çil şu bilgileri verdi:
“Kanser oluşmamış ancak ailesinde kanser öyküsü bulunan ve bu nedenle kendileri yüksek risk grubunda olan kişiler için hem sürekli tarama yapılıyor, hem de kanseri önleyecek yaklaşımlar oluşturuluyor. Örneğin ailesinde meme kanseri olan kişilerden kan örneği alıyoruz ve genetik analizini yapıyoruz. Bir mutasyon varsa, o kişiye ‘Her iki memeni de aldırırsan, ileride meme kanseri olma riskin çoğunlukla ortadan kalkar’ diyoruz. Ya da bu kişileri sürekli taramaya alarak kanser oluşsa bile erken yakalıyoruz. Bunun popüler kültürde de örneği var. ABD’li sanatçı Angelina Jolie, yaptırdığı testte yüzde 87 oranında meme kanserine yakalanma riski olduğu için iki memesini de aldırmıştı. Rahim ağzı kanseri ve yumurtalık kanserinde de benzer şekilde yüksek riskli kişilerde önceden müdahaleyle riski ortadan kaldırmak mümkün.”
Önümüzdeki 10 yılın ana konusu
Önleyici yaklaşımla ilgili güncel örnekler de veren Prof. Dr. Timuçin Çil şöyle devam etti:
“Yakın zamanda başvuran bir hastamız yumurtalık kanseri olmuştu. Tedavilerini tamamladık. Yaptığımız testlerde, meme kanseri riskinin de yüksek olduğunu belirledik. Hastamıza iki memesini de aldırmasını önerdik ve kabul etti. Adana genelinde yılda belli sayıda hasta, memelerini bu şekilde aldırarak meme kanserine yakalanma riskinden kurtuluyor. Dünya genelinde, 2000’li yıllardan itibaren kanserle ilgili olarak daha çok ‘farkındalığı artırarak erken tanıyı artırma’ anlayışı ön plana çıkmıştı. Ancak 2020 yılından sonra genetik bozuklukları kişisel olarak saptayıp, o kişilerde kanser oluşumunu önlemeye yönelik yaklaşımlar gelişti. Bence kanser konusunda önümüzdeki 10 yılın en önemli konusu bu olacak.”
Yılda 80 bin kişi başvuruyor
Prof. Dr. Timuçin Çil, Adana Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü hakkında bilgi verirken 2 profesör, 2 doçent 3 uzman hekim, 4 yan dal asistanı ve 30 hemşirenin görev yaptığını belirtti. Bölümde 56 yatak ve kemoterapi uygulama ünitesinde 72 koltuğun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çil, şunları söyledi:
“Günlük olarak 120 hastaya kemoterapi, akıllı ilaç ya da immünoterapi uygulaması yapıyoruz. Bu hastalar ayakta tedavi olup evine gidiyor. Yılda yaklaşık 80.000 hasta poliklinik başvurusu yapıyor, yaklaşık 3.000 hastaya yatarak tedavi hizmeti veriyoruz. Hastanemizde tüm kanser türlerinde, kemoterapi, jineonokolji, cerrahi onkoloji, radyasyon onkolojisi tedavileri uyguluyoruz. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı hastaneleri arasında en çok hasta tedavisi yöneten 4. Hastaneyiz. Doluluk oranımız yüzde 100. Yatak kapasitesi, doktor sayısı ve hasta sayısıyla bölgemizde en büyük onkoloji birimiyiz.”
Yorum Yazın