Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, erişkinlerin günde 5-6 gramdan az tuz kullanmalarının önerildiğini belirterek, “Ülkemizde sadece ekmekle alınan tuz miktarı bile günde 7.2 grama kadar çıkabiliyor” dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, erişkinlerin günde 5-6 gramdan az tuz kullanmalarının önerildiğini belirterek, “Ülkemizde sadece ekmekle alınan tuz miktarı bile günde 7.2 grama kadar çıkabiliyor” dedi.
Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, başta yüksek tansiyon, kalp ve böbrek hastalıkları gibi birçok sağlık sorununun temelinde aşırı tuz tüketiminin yattığına dikkat çekerek, “Türkiye’de erişkin nüfusun yaklaşık üçte birinde yüksek tansiyon görülüyor. Kan basıncı ortalamamız da Japonya, Çin, İngiltere ve ABD’den daha yüksek. Bu da mutlaka toplum genelinde tuz kısıtlaması yapmamız gerektiğini gösteriyor” dedi.
Tuzun yüzde 75’i hazır gıdalardan
Vücuda giren tuzun, sadece yemeğe eklenen tuzdan ibaret olduğunun sanıldığını ifade eden Zümrütdal, “Ancak salça, patates cipsi, hazır çorba ve soslar, bisküvi, pasta, sosis, turşu, zeytin, kuruyemiş, konserve ve dondurulmuş gıdaların içerdikleri yüksek tuz miktarı ile günlük ihtiyacımızın da üzerinde tuz almamıza neden olur. Genel olarak tuzun yüzde 75’ini hazır gıdalardan alıyoruz. Hatta damakta tuz tadı bırakmayan bazı hazır gıdalar bile gizli tuz kaynağı olabiliyor. Özellikle içeriğinde et aroması bulunan ürünlerde ‘Çin tuzu’ olarak bilinen ve bağımlılık yapabilen monosodyum glutamat bulunuyor. Ülkemizde sadece ekmekle alınan tuz miktarı bile günde 7.2 grama kadar çıkabiliyor” diye konuştu.
Etiketteki tuz miktarını okuyun
Tuz tüketimine kişisel olarak dikkat etmenin yanı sıra özellikle hazır gıdalardaki tuz oranının da denetimlerle azaltılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, tüketicilere de etiket okuma alışkanlığı edinmeleri çağrısında bulundu. Ürün paketlerinin içerik etiketinde zaman zaman tuz yerine sodyum miktarının belirtildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Etikette belirtilen sodyum değeri ise tuz karşılığını bulmak için 2.5 ile çarpmak gerekiyor” dedi.
Yavaş yavaş azaltabilirsiniz
Tuz tüketimine dikkat etmenin kan basıncını düşürmesinin yanı sıra koroner kalp hastalığı, miyokard enfarktüsü, felç, mide kanseri ile böbrek hastalıklarının riskini düşürdüğünü ve kemikleri de koruduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Dolayısıyla bu sağlık harcamalarında çok ciddi bir tasarruf demektir. Bu nedenle artık tüm ülkeler, tuz tüketimini azaltma yönünde ciddi çaba gösteriyor” diye konuştu.
Tuzu birdenbire kesmenin zor olduğunu ancak yavaş yavaş azaltma yöntemi ile tat duyusunun daha kolay uyum sağlayacağını söyleyen Zümrütdal, şunları kaydetti:
“Hipertansiyon ve diğer kronik hastalıkların önlenmesi için erişkinlerin günde 5-6 gramdan az tuz kullanmaları öneriliyor. Diyet tuz olarak bilinen potasyum ağırlıklı tuzları, kalp ve böbrek yetmezliği olanlar ile yüksek tansiyon hastaları kullanmamalı. Rafine tuz yani sofra tuzu masamıza gelene dek çok fazla kimyasal işleme maruz kalıyor. Bu nedenle kaynağından emin olduğumuz doğal Himalaya tuzu ve deniz tuzu, aynı zamanda sofra tuzuna göre daha fazla mineral içeriğine sahip olduklarından, tüketim için öncelikli tercih edilebilir.”
Yorum Yazın