Gelişmeler endişe verici...
Başbakan Erdoğan'ın kıvılcım yaratan söylemlerinden rahatsız olanlar hırsını Adana Valisinden çıkarmaya çalıştı.
10 Kasımda Atatürk’ün manevi huzurunda yaşananlar ibretle izlendi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz ile Vali Coş arasında yaşananlar bir adım daha ileri gitti.
Vali de bizim, başkanvekili de, milletvekili de..
Vatandaşlarımız da...
Hiç birisi Rusya’dan gelmedi.
80 öncesi kutuplaşmalara kürek çekmemek gerek…
Yetkili yetkisiz herkes sorumluluk bilinci ile davranmalı, sinirlerine hâkim olmalıdır.
Devleti yönetenler; başbakan, vali, milletvekili, bürokrat herkes ama herkes ağızdan çıkan her söze mutlak suretle dikkat etmelidirler.
. . .
Adana emniyetinin kargaşada büyük zaafı olduğu görüldü.
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, bunu sadece Adana polisi görmedi.
İstihbarat resmen çuvalladı…
. . .
Sözümüz ilk önce Sayın Başbakana…
Sayın Erdoğan, bu ülkenin her türlü rengi ile yaşadığını, oy veren vermeyen, cümle Türkiye’nin başbakanı olduğu gerçeği ile hareket etmelidir.
Acil çözüm bekleyen onca sorun varken durduk yerde ayağa sıkmanın faydası ne olabilir?
Muhalefet de itidalli davranmalıdır…
Karışıklıktan siyasi pay çıkarmak, karşıt düşünceli insanlar arasında kin ve nefret tohumları ekmek yerine, sorumluca davranmalı, toplumun tüm kesimlerine sağduyu çağrısında bulunmalıdır.
İktidar partisi yöneticilerine de diyeceğimiz var:
Baktınız ki, iş yok; cansız muhalefetten cesaretle toplumun öncelikli hassasiyetlerini kaşımaya başladınız.
Biliniz ki, sizi iktidara getiren yığınlar sadece Milli Görüş çizgisindekilerden ibaret değil...
Biliniz ki, size oy verenlerin ekseriyeti bu memlekette kimlerin sayesinde nefes alıp verdiklerinin bilincinde...
Biliniz ki, bu insanların her biri birer Atatürk aşığı!
İktidara nasıl bir şans ve ne tür bir nimet karşılığında geldiğinizi ne çabuk unuttunuz?
Henüz üç günlük bir parti iken,
Üçlü koalisyondan umudunu kesen insanların büyük desteğini alarak hükümet olmadınız mı?
Keramet sizde mi?
Sizi iktidar edenlerin sağcısı ve solcusu ile demokrat insanlardan oluştuğunu aklınızdan çıkarmayın.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları biliniz ki, attığınız olumlu adımların her zaman yanında yer alır, destekçiniz olur.
Toplumu diken üstünde yürütmeye başladığınız anda bulunduğunuz mevkiden yaka paça aşağıya indirmesini de bilir.
Demokratik siyasette hiç kimsenin yeri çantada keklik değildir, olamaz da...
. . .
Gezi olaylarında provakatörler iş başındaydı, anladık.
Şeref madalyalarından TC’nin çıkarılması da mı onların işiydi?
Hangi el geldi de Türk Milletinin hassasiyetlerini kaşıdı?
Aman dikkat!
Halkın taşan sabrı gün gelir setleri yıkar, önünde durulamaz hale gelir maazallah!
Atılan adımlar ölçüp biçmeli, söz ve eylemde sorumluca davranılmalı.
Burası ne Yunan’ın, ne İngiliz’in, ne de bir başka ülke vatandaşının.
Bu ülke bizim…
Başka Türkiye yok!
Başbakan Erdoğan'ın kıvılcım yaratan söylemlerinden rahatsız olanlar hırsını Adana Valisinden çıkarmaya çalıştı.
10 Kasımda Atatürk’ün manevi huzurunda yaşananlar ibretle izlendi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz ile Vali Coş arasında yaşananlar bir adım daha ileri gitti.
Vali de bizim, başkanvekili de, milletvekili de..
Vatandaşlarımız da...
Hiç birisi Rusya’dan gelmedi.
80 öncesi kutuplaşmalara kürek çekmemek gerek…
Yetkili yetkisiz herkes sorumluluk bilinci ile davranmalı, sinirlerine hâkim olmalıdır.
Devleti yönetenler; başbakan, vali, milletvekili, bürokrat herkes ama herkes ağızdan çıkan her söze mutlak suretle dikkat etmelidirler.
. . .
Adana emniyetinin kargaşada büyük zaafı olduğu görüldü.
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, bunu sadece Adana polisi görmedi.
İstihbarat resmen çuvalladı…
. . .
Sözümüz ilk önce Sayın Başbakana…
Sayın Erdoğan, bu ülkenin her türlü rengi ile yaşadığını, oy veren vermeyen, cümle Türkiye’nin başbakanı olduğu gerçeği ile hareket etmelidir.
Acil çözüm bekleyen onca sorun varken durduk yerde ayağa sıkmanın faydası ne olabilir?
Muhalefet de itidalli davranmalıdır…
Karışıklıktan siyasi pay çıkarmak, karşıt düşünceli insanlar arasında kin ve nefret tohumları ekmek yerine, sorumluca davranmalı, toplumun tüm kesimlerine sağduyu çağrısında bulunmalıdır.
İktidar partisi yöneticilerine de diyeceğimiz var:
Baktınız ki, iş yok; cansız muhalefetten cesaretle toplumun öncelikli hassasiyetlerini kaşımaya başladınız.
Biliniz ki, sizi iktidara getiren yığınlar sadece Milli Görüş çizgisindekilerden ibaret değil...
Biliniz ki, size oy verenlerin ekseriyeti bu memlekette kimlerin sayesinde nefes alıp verdiklerinin bilincinde...
Biliniz ki, bu insanların her biri birer Atatürk aşığı!
İktidara nasıl bir şans ve ne tür bir nimet karşılığında geldiğinizi ne çabuk unuttunuz?
Henüz üç günlük bir parti iken,
Üçlü koalisyondan umudunu kesen insanların büyük desteğini alarak hükümet olmadınız mı?
Keramet sizde mi?
Sizi iktidar edenlerin sağcısı ve solcusu ile demokrat insanlardan oluştuğunu aklınızdan çıkarmayın.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları biliniz ki, attığınız olumlu adımların her zaman yanında yer alır, destekçiniz olur.
Toplumu diken üstünde yürütmeye başladığınız anda bulunduğunuz mevkiden yaka paça aşağıya indirmesini de bilir.
Demokratik siyasette hiç kimsenin yeri çantada keklik değildir, olamaz da...
. . .
Gezi olaylarında provakatörler iş başındaydı, anladık.
Şeref madalyalarından TC’nin çıkarılması da mı onların işiydi?
Hangi el geldi de Türk Milletinin hassasiyetlerini kaşıdı?
Aman dikkat!
Halkın taşan sabrı gün gelir setleri yıkar, önünde durulamaz hale gelir maazallah!
Atılan adımlar ölçüp biçmeli, söz ve eylemde sorumluca davranılmalı.
Burası ne Yunan’ın, ne İngiliz’in, ne de bir başka ülke vatandaşının.
Bu ülke bizim…
Başka Türkiye yok!
kaçak iddaa -https://betsbum.com/ -illegal bahis -güvenilir bahis siteleri -deneme bonusu veren siteler -