Adana'da devlet millet düşmanlarına karşı verdiğimiz mücadeleyi bizi tanıyanlar bilir.
Memleketi kardeş kavgasına sürüklemek isteyen Fetöcü hainlere, şimdilerde değil, yıllar önce savaş açtık.
Bu uğurda adliye merkezli maddi manevi bir çok kayba uğradık.
En büyük mücadeleyi 'Adalet Mülkün Temeldir' sözlerinin altına yuva yapan Fetöcü savcı ve hakimler karşısında verdik. Yaptığımız belgeli haberler hiçe sayılarak, sudan sebeplerle, uydurulan kurgulu davalarda alın terimiz 'kılıfına uydurularak' gasp edildi. Deve yüküyle ceza ödediğimizi biliyorum.
Fetöcü savcı ve hakimler arasında posta arabası gibi çalışan, 'her devrin adamı' avukatlar kendilerini biliyor. Onlara da sıra gelecek...
15 Temmuz sonrasında resmi makamların önünde boynunu eğen 'tutuklu/hükümlü/firari' birçok kara cübbeli ile Adana Adliyesinde yolumuz sıkça kesişti.
Savcı İsmail Savaş Yüksel bunlardan sadece biri.
Adana Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde halen fahri olarak görev yapan bir hain, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ağıza alınmayacak türde paylaşımlarda bulunuyordu.
Bunlardan birinde, karikatürize bir tasvirde, ABD Başkanı Obama, T.C Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'AMK' diye hitap ediyor, bir diğerinde Erdoğan ağzından salyaların döküldüğü 'kuduran adam' benzetmesi ile yerden yere vuruluyordu.
Dayanamayıp, sayfalar dolusu çıktıyı koltuğumun altına alarak suç duyurusunda bulundum.
Başvurum Fetö'cü savcı İsmail Savaş Yüksel engeline takıldı. Yüksel bizi sözle ikna edemeyince, sanığa avukat şefkati ile yaklaşıp, ifadesine bizzat yardım ederek temize çıkarmaya çalıştı.
Sonuç itibarı ile, Fetö'cü Yüksel, kapı gibi delillere rağmen haine arka çıktı. İtiraz ettik. İtirazımız sulh ceza hakimliği tarafından kabul edilmesine rağmen, bu kez de hakaret içerikleri jet hızıyla facebook sayfasından silindi. Deliller yok edildi.
Yetmedi, uyduruk bir hikaye ile, 'şikayetçi yaratarak' hazırladığı iddianame sonrası Asliye Ceza'da aleyhimize dava açılmasını sağladı.
Dava sürüyor...
Kendimizle ilgili olandan çoktan geçtik...
. . .
Bir süredir engelleri aşıp, Başsavcı Ali Yeldan'a ulaşmaya çalışıyorum...
'Gak Guk' değil, 'hak, hukuk, adalet ve samimiyet' varsa, böylesi bir dönemde, bunu göstermenin zamanı şimdi değil de, ne vakittir diye düşünmüyor değilim.
Sabırla bekliyorum...
Memleketi kardeş kavgasına sürüklemek isteyen Fetöcü hainlere, şimdilerde değil, yıllar önce savaş açtık.
Bu uğurda adliye merkezli maddi manevi bir çok kayba uğradık.
En büyük mücadeleyi 'Adalet Mülkün Temeldir' sözlerinin altına yuva yapan Fetöcü savcı ve hakimler karşısında verdik. Yaptığımız belgeli haberler hiçe sayılarak, sudan sebeplerle, uydurulan kurgulu davalarda alın terimiz 'kılıfına uydurularak' gasp edildi. Deve yüküyle ceza ödediğimizi biliyorum.
Fetöcü savcı ve hakimler arasında posta arabası gibi çalışan, 'her devrin adamı' avukatlar kendilerini biliyor. Onlara da sıra gelecek...
. . .
15 Temmuz sonrasında resmi makamların önünde boynunu eğen 'tutuklu/hükümlü/firari' birçok kara cübbeli ile Adana Adliyesinde yolumuz sıkça kesişti.
Savcı İsmail Savaş Yüksel bunlardan sadece biri.
Adana Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde halen fahri olarak görev yapan bir hain, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ağıza alınmayacak türde paylaşımlarda bulunuyordu.
Bunlardan birinde, karikatürize bir tasvirde, ABD Başkanı Obama, T.C Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'AMK' diye hitap ediyor, bir diğerinde Erdoğan ağzından salyaların döküldüğü 'kuduran adam' benzetmesi ile yerden yere vuruluyordu.
Başvurum Fetö'cü savcı İsmail Savaş Yüksel engeline takıldı. Yüksel bizi sözle ikna edemeyince, sanığa avukat şefkati ile yaklaşıp, ifadesine bizzat yardım ederek temize çıkarmaya çalıştı.
Sonuç itibarı ile, Fetö'cü Yüksel, kapı gibi delillere rağmen haine arka çıktı. İtiraz ettik. İtirazımız sulh ceza hakimliği tarafından kabul edilmesine rağmen, bu kez de hakaret içerikleri jet hızıyla facebook sayfasından silindi. Deliller yok edildi.
Yetmedi, uyduruk bir hikaye ile, 'şikayetçi yaratarak' hazırladığı iddianame sonrası Asliye Ceza'da aleyhimize dava açılmasını sağladı.
Dava sürüyor...
Kendimizle ilgili olandan çoktan geçtik...
. . .
Bir süredir engelleri aşıp, Başsavcı Ali Yeldan'a ulaşmaya çalışıyorum...
'Gak Guk' değil, 'hak, hukuk, adalet ve samimiyet' varsa, böylesi bir dönemde, bunu göstermenin zamanı şimdi değil de, ne vakittir diye düşünmüyor değilim.
Sabırla bekliyorum...