Bir dönem Adana'da Ülkü Ocakları başkanlığı yapmış olan Mahir Panayır sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeni ile uzunca süredir tehdit alıyordu. Facebook'taki açıklamaları ile belli bir azınlığın açık hedefi haline gelmişti.
Sosyal paylaşım sayfalarında telekız avına çıkan Adana polisi ne hazindir ki, uzun zamana yayılan, içeriği felakete davetiye çıkaran tehdit mesajları için harekete geçmedi.
Sosyal paylaşım sayfalarında telekız avına çıkan Adana polisi ne hazindir ki, uzun zamana yayılan, içeriği felakete davetiye çıkaran tehdit mesajları için harekete geçmedi.
Olayın adeta 'geliyorum' dediği günlerde şehrin en işlek bir noktasında Panayır’a ateş etmek suretiyle yaralanmasına neden oldular.
Mahir Panayır polise kimlerden tehdit aldığını, kimlerden şüphelendiğini tek tek söylemesine rağmen elle tutulur bir işlem yapılmadı, olayın üzerine gidilmedi. Azmettiricinin taşeronu olduğu iddia edilen –işi gücü çek senet tahsilatı- olarak bilinen zat ise elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ettiği gibi, mensubu olduğu hareket tarafından ilçe başkanlığı ile ödüllendirildi.
. . .
DSİ Adana'da şube müdürlüğü yapan eski Ocak Başkanı Hüseyin Yelmen çalıştığı kurumda mesai saatleri içinde saldırıya uğradı. Saldırganlar, 'Dingo'nun Ahırı'na girer gibi, sorulmadan, soruşturulmadan, üst baş araması, kimlik tespiti yapılmadan buyur edildikleri devletin resmi kurumunda Yelmen'i odasında kıstırıp kıyasıya darp ettikten sonra serbestçe çıkıp gittiler.
DSİ’nin giriş kapısında farklı açılardan görüntü alan kameralarda görünmelerine, yüzleri açıkça belli olmasına, olayda kullandıkları 'kozan' plakalı aracın adli makamlara bildirilmesine rağmen, ancak uzun süre sonra yakalanabildiler. Tam da 'çorap söküğü gibi ortaya çıkacak' derken, bu kez de mahkeme saldırganları serbest bıraktı, dava dışarıdan devam ediyor.
. . .
. . .
Benzeri bir olay da bizim başımıza geldi.
Adana Gençlik ve Spor Müdürlüğünde yaşanan bir olayı Adana Haber Net'de kaleme aldım. Mahkemesi halen devam ettiği için içeriği hakkında bilgi veremiyorum.
Adana Gençlik ve Spor Müdürlüğünde yaşanan bir olayı Adana Haber Net'de kaleme aldım. Mahkemesi halen devam ettiği için içeriği hakkında bilgi veremiyorum.
Bu haberden kısa süre sonra çocuk yaşta iki saldırgan haber büromuzu dağıttı. Olmayışım şans mıydı, şansızlık mıydı, bilemiyorum.
Olayın duyulması ile birlikte büromuz polis akınına uğradı. Kapı ve masalarda, bilgisayarlarda parmak izi arandı, emniyete davet edildim. İfadem sırasında şüphelendiğim kişiler soruldu. Adını verdiğim kişinin adı ifadeye eklenmedi. Israr ettim... '
"yazamayız" dediler. Bu durumu Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'e şikayet ettim. "Olur mu öyle şey, ifadenize hiçbir surette müdahale edemezler" dedi. Buna rağmen sonuç çıkmadı.
"yazamayız" dediler. Bu durumu Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'e şikayet ettim. "Olur mu öyle şey, ifadenize hiçbir surette müdahale edemezler" dedi. Buna rağmen sonuç çıkmadı.
Adliyede etkin bir hukuk adamına çıktım. Olayın sümen altı edilmek istendiği kanısına vardığımı söyledim. "Gerekeni yaparım. Ne demek sümen altı" dedi. Ondan da ses çıkmadı.
. . .
Çukurova Belediyesine yapılan saldırının hemen ardından failler yakalandı. Yaşanan onca örnekten sonra böyle bir sonuç bekliyor muydum: 'Hayır !'
Polis en kısa sürede yakalar, adalete teslim eder dediklerinde, 'hadi canım sende' demiştim.
Çukurova Belediyesine yapılan saldırının hemen ardından failler yakalandı. Yaşanan onca örnekten sonra böyle bir sonuç bekliyor muydum: 'Hayır !'
Polis en kısa sürede yakalar, adalete teslim eder dediklerinde, 'hadi canım sende' demiştim.
Düşündüğüm gibi olmadığına sevinmekle birlikte manalı bir şaşkınlığa da sürüklendiğimi söylemeliyim.
Bu sonuçla sorunun adli makamların esrarengiz yaklaşımında değil, kabahatin bizde olduğuna kanaat getirdim (!)
. . .
Mahir Panayır'a şehrin göbeğinde ateş edip kaçanlar, devletin resmi kurumu DSİ'de kahpece saldırdıktan sonra özel araba eşliğinde adeta gezintiye çıkanlar…
Polisler tarafından korunan adliyenin iki adım karşısındaki Adana Haber Net bürosunda kamera görüntüleri eşliğinde göstere göstere artistlik yaptıktan sonra rahvan adımlarla uzaklaşanlar profesyonel (!), Çukurova Belediyesine el ayak çekildikten sonra, gece karanlığında pompalı ile ateş ettikten kısa süre sonra enselenenler mi salak??
. . .
Mahir Panayır'a şehrin göbeğinde ateş edip kaçanlar, devletin resmi kurumu DSİ'de kahpece saldırdıktan sonra özel araba eşliğinde adeta gezintiye çıkanlar…
Polisler tarafından korunan adliyenin iki adım karşısındaki Adana Haber Net bürosunda kamera görüntüleri eşliğinde göstere göstere artistlik yaptıktan sonra rahvan adımlarla uzaklaşanlar profesyonel (!), Çukurova Belediyesine el ayak çekildikten sonra, gece karanlığında pompalı ile ateş ettikten kısa süre sonra enselenenler mi salak??
Bir başka açıdan:
Kifayetsizlik mi?
İsteyen isteyeni koruyor, işine geleni yakalıyor gerçeği mi?
Siz karar verin...
Kifayetsizlik mi?
İsteyen isteyeni koruyor, işine geleni yakalıyor gerçeği mi?
Siz karar verin...